29 Eylül 2014 12:45

Zorunlu din dersi çıkışı: 'Zorunlu fizik dersi tartışılıyor mu!'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, WOW İstanbul Hotel'de Türkiye Yeşilay Cemiyeti'nce düzenlenen "Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu'na katıldı.

Zorunlu din dersi çıkışı: \'Zorunlu fizik dersi tartışılıyor mu!\'
Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin geçen haftalarda aldığı karara tepki göstererek, “Dünyanın hiçbir yerinde zorunlu fizik dersinin zorunlu kimya dersinin tartışıldığını göremezsiniz. Ama din dersinin tartışıldığını görürsünüz. Zorunlu din dersi tartışılıyorsa uyuşturucudan terörden neden şikayet ediliyor” dedi. Erdoğan’ın bu sözleri Fizikçi Albert Einstein’ın “Bir insanın zekası cevaplarından değil, sorduğu sorulardan anlaşılır” sözlerini akıllara getirdi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi geçtiğimiz haftalarda, eğitimde zorunlu din ve ahlak kültürü derslerine karşı Ankara’dan davacı olan 14 Türkiye vatandaşının 2011 yılında açtığı davada kararını açıklayarak, Türkiye’den zorunlu din dersi uygulamasına derhal son verilmesini istemişti. Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu’nda konuşan
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise AİHM’in kararına tepki gösterdi.

‘FİZİK DERSİNİN TARTIŞILDIĞINI GÖREMEZSİNİZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden öğrencilerin muaf sayılmasını öngören bir karar verildi. Bu yanlış bir karar. Batıda bunun örneği yok. Dünyanın hiçbir yerinde zorunlu fizik dersinin zorunlu kimya dersinin tartışıldığını göremezsiniz. Ama din dersinin tartışıldığını görürsünüz. Zorunlu din dersi tartışılıyorsa uyuşturucudan terörden neden şikayet ediliyor.”

Birçok kişinin meseleye sadece güvenlik boyutunda baktığını ileri süren Erdoğan, “Polis, asker mücadele etsin devlet  tedbir alsın deniyor. Ancak evde, ailede mücadele yoksa güvenlik güçlerinin mücadelesi yeterli olamaz” diye konuştu. Erdoğan, Milli Eğitim müfredatının mutlaka yeniden ele alınması gerektiğini söyledi.

IŞİD'E KARŞI ÇIKANLAR PKK'YE NİYE KARŞI ÇIKMAMIŞ!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sempozyumda IŞİD’e ilişkin de konuştu. IŞİD’e karşı çıkanların PKK’ye neden karşı çıkmadıklarını soran Erdoğan, böylelikle IŞİD’e karşı çıkanların İslamiyet’e karşı ön yargılı oldukları için bu tutumu takındıklarını ima etti.

Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Ne İslam dini ne de bir başka din böyle bir vahşeti şiddeti asla ve asla meşru göstermez. IŞİD terör örgütü ile alakalı dünya bir tedbir zinciri içinde toplantılar yapıyorlar. Benim ülkemde 32 yıldır devam eden bir PKK terör örgütü var. Acaba bu niye dünyayı rahatsız etmiyordu? Sadece benim ülkemde değildi. Avrupa’nın benim diyen ülkelerinde bu terör örgütünün uzantıları var. Bu Avrupalı dostlar terör örgütüne karşı neden rahatsız olmadılar? Çünkü o terör örgütünün önünde İslam diye bir şey yoktu. Demek dert başka. IŞİD’in İslam ile alakası yok. Bizim dinimiz asla teröre yol vermez.

Bu teröristler bir din adına cinayet işlediklerini söyleyerek kendilerini tatmin etmeye, içlerindeki sorunları bastırmaya çalışıyorlar. Bu örgütlere İslam’a terör örgütü yaftası yapıştırmaya çalışanlar ciddi şekilde yanılıyorlar. Bunların aralarında da uyuşturucu bağımlısı olanlar arayışta olanlar var.”

Sınırı kapatmadıklarını ve Suriye’den ve Irak’tan kaçan 1,5 milyon mültecinin Türkiye’de olduğunu söyleyen Erdoğan, “Biz bunlara kapımızı kapatabilir miyiz. Bizim medeniyetimiz, inancımız asla buna müsaade etmez” dedi. (HABER MERKEZİ)


UYUŞTURUCU KULLANIMI AKP DÖNEMİNDE ARTTI

9 yılda alkol, esrar gibi nedenlerle hastanelere başvuran hasta sayısında rekor düzeyde artış gerçekleşti

31 Ocak 2014’de CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in soru önergesine Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun verdiği yanıt, 9 yılda alkol, esrar gibi nedenlerle hastanelere başvuran hasta sayısında rekor düzeyde artış olduğunu ortaya koydu. Buna göre 2004 yılında ayakta tedavi gören hasta sayısı 11 bin 239, yatarak tedavi görenlerin sayısı bin 517 iken, 2012’de ise ayaktan hasta sayısı 218 bin 515, yatan hasta sayısı ise 8 bin 783 oldu. Özkes, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle tedavi olmak isteyenlerin sayısını sordu. Özkes’in AKP dönemindeki (2002-2013 yılları arasında) uyuşturucu ve alkol satış oranındaki artış sorusuna, Sağlık Bakanı, “Bakanlığımızca böyle bir istatistik tutulmamaktadır” yanıtını verdi.

Sağlık Bakanı, 1 Ocak 2012-31 Aralık 2012 arasında polikliniklere (kamu + üniversite ve özel) başvuranlara ilişkin de bilgi verdi. Buna göre alkol nedeniyle hasta sayısı 21 bin 536, toplam yatan hasta sayısı ise 2 bin 937.

AMATEM KAPATILDI

5 Ağustos 2014’de ise Gazi Üniversitesi bünyesindeki AMATEM kapatıldı, hastanede tedavi görenlerin tedavileri yarım kaldı. Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, Bağımlılık Ünitesi’nin (AMATEM) kapatılmasına karar verdi. Klinikte tedavisine devam edilen hastalar, eşyalarını toplayarak hastaneden ayrıldı. 29 yıldır hizmet veren kliniğin yetkilileri, 27 yatak ile hizmet veren ünitenin kapatılmasına tepki gösterdi. Görevliler, tedavi görenlerin yeniden uyuşturucuya geri dönme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. (HABER MERKEZİ)


ERDOĞAN'IN KONUŞMASININ TAMAMINDAN SATIR BAŞLARI

*Yaşanan araştırmalar Türkiye’de yasa dışı maddeleri en az bir kere kullananların nüfusun 2,7 oranında olduğunu gösteriyor. Bu rakam diğer ülkelerle kıyaslandığını düşük bir oran ancak hızla arttığını görüyoruz. Başbakanlık dönemimde gençliği tehdit eden bu mesele ile çok yakından ilgilendim. Cumhurbaşkanlığı görevim süresince de bu mesele gündemimizde olacak. Yasa dışı maddelerin kullanımına ilişkin siz uzmanların elinde çok sayıda veri var. Gençlerin yasa dışı madde kullanmasını tek bir sebeple açıklamak mümkün değil.

*Manevi bir değeri alıp yerine maddi bir değer koyduğunuzda insan onunla tatmin olmuyor. Tatmin, kanaat duygusu yok oluyor. Bunların yerine koyan zevkler ve değerler ise insanoğlu tatmin etmiyor, doyurmuyor. İnanın asla da mutlu ve huzurlu yapmıyor. Zengin olmak insanın mutlu, huzurlu olmasını sağlamıyor. Uyuşturucunun tam da böyle bir noktada devreyle girdiğini görüyoruz. Amaçları idealleri elinden almış olanlar çareyi kendileriniuyuşturmakta buluyorlar.

*Benim ülkemde 32 yıldır devam eden bir PKK terör örgüt var. Acaba bu dünyada neden rahatsız etmiyordu. Sadece benim ülkemde değildi. Avrupa’nın benim diyen ülkelerinde bu terör örgütünün uzantıları var. Bu Avrupalı dostlar terör örgütüne karşı neden rahatsız olmadılar. Çünkü o terör örgütünü önünde İslam diye bir şey yoktu. Demek dert başka. IŞİD’in İslam ile alakası yok. Bizim dinimiz asla teröre yol vermez.

*Bu teröristler bir din adına cinayet işlediklerini söyleyerek kendilerini tatmin etmeye içlerindeki sorunları bastırmaya çalışıyorlar. Bu örgütlere İslam’a terör örgütü yaftası yapıştırmaya çalışanlar ciddi şekilde yanılıyorlar. Bunların aralarında da uyuşturucu bağımlısı olanlar arayışta oyanlar var. Niçin cinayet işledikleri önemli değil. Sadece sinekleri görmek sorunun küçük bir parçasını görmektir. Asıl görmeniz gereken bataklığın kendisidir. Bataklık kurumadıkça sinekler olacaktır. Terörü, şiddeti üreten bataklıktır.

*Türkiye G-20’nin üyesi. G-20’nin platformlarında sürekli dikkat çektim. Biz açlıkta yaşayanların olduğu durumda imkanlarımızı seferber etmek durumundayız. Ülkemizde 1,5 milyon Suriye’den ve Irak’tan kaçan mülteci var. Bunlar ölümden kaçıyor. Biz bunlara kapımızı kapatabilir miyiz. Bizim medeniyetimiz, inancımız asla buna müsaade etmez. 1,5 milyon insan şuanda bizim misafirimiz. Avrupa’nın tamamında 130 bin var. Şimdi soruyorum Eyyy Avrupa senin şefkat kucağın yok mu? Sen şefkat ellerini ne zaman açacaksın. Ama silah vermeye gelince oluyor.

*Sadece Avrupa değil batının her kesiminde bunlar var. IŞİD’in elindeki silahlar malum. Karşı karşıya olduğunum birçok küresel meseleyi bu açıdan görmemiz gerekir.

*Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi geçen haftalarda bir karar aldı. Zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden öğrencilerin muaf sayılmasını öngören bir karar verdi. Bu yanlış bir karar. Batıda bunun örneği yok. Dünyanın hiçbir yerinde zorunlu fizik dersinin zorunlu kimya dersinin tartışıldığını göremezsiniz. Ama din dersinin tartışıldığını görürsünüz.

*Zorunlu din dersi tartışılıyorsa uyuşturucudan terörden neden şikayet ediliyor. Bizim içimiz yanıyor içimiz. Dertliyiz dertli. Öyle anne babalar gördük dinledik ki gerçekten perişan olmuşlar. Çocukları alkol- uyuşturucu bağımlısı olmuş, ocaklar sönmüş cinayetler işlenmiş hayatlar yitip gitmiş. Bunu seyredecek miyiz. Özgürlük deyip kayıtsız mı kalacağız. Uyuşturucu baronlarının gençlerimizi ellerimizden almalarına sessiz mi kalacağız. Kesinlikle hayır. En başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası size bu mücadeleyi yapmak için yetki veriyor.

*Tehlikeyi görecek tedbirleri alacağız. Farklı bir kalkınma modeli ile toplumsal ve bireysel tatmini huzuru göz önünde tutarak başaralı olmak zorundayız. Maddi olarak gelişirken manevi olarak zayıflayamayız. Yol yakınken tedbirlerimizi alalım. Duyarlı olalım gençliğimi bu vebadan uzak tutalım.

*Özellikle uluslararası tecrübeden azami ölçüde istifade etmek zorundayız . Yeşilay’ın uluslararası örgütlenme haberini aldığım için çok mutluyum. BM’nin Dünya Sağlık Örgütü gibi örgütlerin tecrübelerini incelemek ve uygulamak zorundayız. Birçok kişi meselini sadece güvenlik boyutuna bakıyor. Polis, asker mücadele etsin devlet tedbir alsın deniyor. Ancak evde, ailede mücadele yoksa güvenlik güçlerinin mücadelesi yeterli olamaz. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Zonguldak\'ta 2 bin 700 madenci işten çıkarıldı, 489\'u da çıkarılacak

SONRAKİ HABER

Yük treniyle okul servisi çarpıştı: 1 ölü, 18 yaralı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...