29 Eylül 2014 11:48

Soma'da yaşamını yitiren işçinin ailesinden 2 bakanlığa dava

Manisa'nın Soma ilçesindeki maden katliamında yaşamını yitiren 301 işçi arasında bulunan Erkan Doğdu'nun ailesi, bilirkişi raporunda da yer aladığı gibi kamu kurumlarının faciada sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na, toplam 375 bin TL'lik tazminat davası açtı.

Soma\'da yaşamını yitiren işçinin ailesinden 2 bakanlığa dava
Paylaş

Taylan YILDIRIM

Manisa'nın Soma ilçesindeki maden katliamında yaşamını yitiren 301 işçi arasında bulunan Erkan Doğdu'nun ailesi, bilirkişi raporunda da yer aladığı gibi kamu kurumlarının katliamda sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na, toplam 375 bin TL'lik tazminat davası açtı. Bakanlıkların, ailenin tazminat için kendilerine yaptığı başvuruya cevap vermediği belirtildi.

13 Mayıs 2014'te Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye ait ocakta medyana gelen işçi katliamında, 301 madenci hayatını kaybetti. Ölen madenciler arasında yer alan ve cesedi bir gün sonra çıkartılan Erkan Doğdu, İzmir'in Kınık ilçesinde gözyaşlarıyla toprağa verildi. Olayın ardından Erkan Doğdu'nun kardeşleri Burhan Doğdu, Bülent Doğdu ve Serhan Doğdu adına avukatları Cihan Türsen, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan toplam 375 bin TL tazminat talep etti. Ancak her iki bakanlık da, yasal süre olan 60 gün içerisinde, ailenin başvurusuna cevap vermedi.

Yasal sürenin aşılmasıyla birlikte tazminat talebi reddedilmiş sayıldığı için, Manisa 2'nci İdare Mahkemesi'nde 375 bin TL tazminat istemiyle dava açıldı.

Aile fertleri adına avukatlarının, Türkiye Kömür İşletmeleri ve Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye de aynı miktarda tazminat talebiyle açtıkları tazminat davasının ise, halen Soma 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde devam ettiği belirtildi.

BAŞVURUDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA ATIFTA BULUNDU

Katliamda bakanlıklara bağlı kuruluş ve kamu çalışanlarının da kusurlu olduğu yönündeki iddiaların bilirkişi raporunda yer aldığı belirtilen dava dilekçesinde şöyle denildi:

"Raporda açıkça, 2017 yılının Mart ayına kadar çıkarılması gereken kömür miktarının (15 milyon ton), üç yıl önceden çıkartılmasına bakanlıkça izin verildiği, Maden Kanunu’nda yer alan ocaklardaki sensörlerin miktarı, güvenilirliği, bilgi aktarımını sağlayan çalışma esaslarına dair tedbirlerin işveren tarafından alınmadığı ve denetleme görevindeki TKİ tarafından denetiminin yapılmadığı, Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün (MTA) ocaktaki elektrik ve projeleri mühendislik hizmeti sınıfına almayarak, Maden Kanunu’nu ihlal ettiği, çalışanlara iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili zorunlu mesleki eğitimlerinin tam olarak verilmediği gibi tespitler sonrası, kazadan Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), İşletme Müdürlüğü, Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) çalışanı kamu görevlilerinin de sorumlu olduğu belirtildi. Bir şirket ve ortaklarını, birkaç şirket çalışanını sorumlu tutan sorgulama ve suçlama, 301 madencinin ölümünün sorumluluğunu geçiştirmekdir. Gerçek sorumlu ilgili idareler yani Bakanlıklar ve kamu yönetimidir."

Dava dilekçesinde yine, karbon gazı ölçüm değerleri standartların çok üzerinde olmasına rağmen çalışmaya devam edildiği, olası yangın için gereken tedbir ve techizatın alınmadığı, müfettişlerin denetim için geleceğinin önceden haber verildiği ve ona göre hazırlık yapıldığı, müfettişlerin madene girmediği iddialarına da yer verildi.

'DEVLET SORUMLU OLMAZSA, FACİALAR DEVAM EDER'


Ailenin avukatı Cihan Kürsen böylesine önemli davalardan, mutlaka ders veren sonuçlar çıkması gerektiğini savunarak şunlası söyledi:

"301 kişinin öldüğü bir faciayı bir şirket patronuna ve iki çalışanına yüklemek, devletin ve iderenin de sorumlu olduğunu ortaya koyar. Halbuki olayda, gerekli yasal düzenlemeleri yapmak, denetlemek, ilgili bakanlıkların varolma nedenidir. Bakanlıklar, kaza sonrası yasa ve yönetmeliklerde değişiklik yaparak ve açıklamalarıyla suçlarını, kusurlarını ikrar etmişlerdir. Bu nedenle açılan dava, sonuçları itrbariyle, devletin ilgili kamu kuruluşlarını, yeni faciaların önüne geçilmesi konusunda sorumlu kılacaktır. Aksi halde bu gevşeklik devam eder ve yarın bir başka şirket ve yöneticisi, aynı şekilde sorumlu tutulur, facialar da devam eder gider." (İzmir/DHA)

ÖNCEKİ HABER

Öğrencilerden IŞİD saldırılarına karşı açıklama

SONRAKİ HABER

Eğitim Sen, Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nin değiştirilmesi için dava açtı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...