29 Eylül 2014 06:00

Kobanêli çocuklar

Kobanê’ye girdiğimizde, sıcak çatışma bölgesi ürpertiyor. Silah, tank, top seslerinden irkiyoruz. Senaryolar kuruyorum kafamdan; ‘şimdi bulunduğumuz yere bir bomba düşse ne olur’, ‘sınır geçildiği için üzerimize ateş açılır mı?’ İnsani yardım için gittiğimiz Kobanê’de bu duyguları yaşadığımızı sonradan ettiğimiz sohbetlerde gördüm. Kobanê’de bir şey daha gördüm çocukları, Kürt çocuklarını ve onların yaşama bağlılıklarını, cesur yüreklerini...

Kobanêli çocuklar
Paylaş

Sinan CEVİZ

Kobanê’ye girdiğimizde, sıcak çatışma bölgesi ürpertiyor. Silah, tank, top seslerinden irkiyoruz. Yanımdakilere çaktırmadan senaryolar kuruyorum kafamdan; ‘şimdi bulunduğumuz yere bir bomba düşse ne olur’, ‘sınır geçildiği için üzerimize ateş açılır mı?​’ İnsani yardım için gittiğimiz Kobanê’de bu duyguları yaşadığımızı sonradan ettiğimiz sohbetlerde gördüm.
Kobanê’de bir şey daha gördüm çocukları, Kürt çocuklarını ve onların yaşama bağlılıklarını, cesur yüreklerini...

Sınırı geçip Kobanê içlerine ilerlediğimizde bizi ilk karşılayan çocuklar oldu. Ne el uzatıp bir şey istediler ne de oyun oynadılar. Sadece gülen gözlerle selamladılar. Kobanê’nin çocukları, dört yanlarını saran zulme inat oynamaya devam eden çocuklar.

Kobanêden ayrılma vakti gelmişti, merkezden sınıra doğru ilerledik. Mayınlı bölgeye geldiğimizde Türkiye tarafına geçişimiz engellendi. Sonra birden bire üzerimize Türkiye tarafından gaz bombaları atıldı. Mayınlı bölgedeydik, bu durumun yarattığı korkuyla Kobanê içlerine doğru ilerledik ve yine gördük çocukları. Yine gülüyorlardı ve sloganlar atıyorlardı bulundukları yerden hiç kıpırdamadan.

O tablo gören herkesi cesaretlendiriyordu. Karşı karşıya kaldığımız durum ne kadar büyük ola bilirdi ki onların yaşadıklarından? Adeta; ‘biz neler gördük korkmayın bir şey olmaz’ diyorlardı. Hava kararmak üzere, yönümüzü başka bir çıkış kapısına çevirdik. Yorulmuştu herkes ve bir an sessizlik oluşmuştu. Hızlı ama kaygılı adımlarla ilerlerken yine çocuklar çıktı karşımıza; yine gülüyor, zafer işaretleri yapıyor ve slogan atıyorlardı. Kitle coşuyordu, sessizlik alkışlar ve zılgıtlarla yırtılıyordu. ‘Korkmayın’ diyordu Kobanêli çocuklar ‘korkmayın’...
Bu sahneyi orada bulunduğumuz her an tekrar tekrar yaşadık. İki bin kişilik bir kortejin geçişi sırasında yolun kenarında, kitlenin başından sonuna dek durup bizleri selamlayan, şarkılar söyleyen ve bize moral veren çocuklar.

Kürt çocuklarını, savaşla iç içe büyümek zorunda olan çocukları ve onların gülen gözlerini aslında her yerde görüyoruz. Her gün bize onlara yaptığımız haksızlığı hatırlatıyorlar. Onları İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de görüyoruz. Onları fotoğraflarda kucaklarında kardeşlerini sınıra taşırken görüyoruz. Onları bir dağa sığınmış olarak görüyoruz. Ve onları hep gözleri gülerken görüyoruz. Ve el sallarken ve taş parçası ile oyun oynarken. Ve oyuncak sandıkları bombalar ellerine aldıkları için bedenleri parçalanırken. Ve Kobanê e olduğu gibi hep ama hep yalnız bırakıyoruz onları, bir başına çaresiz, umutları ile baş başa.

Sınırın hemen dibinde akrabalarının köylerinde bir gurup çocuk Kobanêyi memleketlerini izliyorlar. “Tu kuderiyi” dendiğinde gülerek Kobane yi gösteriyorlar. Vatanlarını, topraklarını. Özlüyorlar evlerini, yaşam alanlarını. Bizlerin yaşanan vahşete seyirci kalarak, farkında olarak yada olmayarak ellerinden aldığımız yaşam alanlarını özlüyorlar.

Sınıra yakın bölgeye top mermisi düştüğünde üzerine dakikalarca konuştuk. Sınırda arkama dönüp baktığımda yine çocukları gördüm aldırmadan oyun oynamaya devam eden çocukları.  
Bize değişik gelen “aha o neydi” dedirten o seslerle büyüyordu çocuklar. Kobanêli çocuklar, bizlerin saçlarını okşadığımız, ellerine şekerler vererek kendimizi rahatlattığımız çocuklar. Fotoğraflarını çekip twitter’dan paylaşarak verdiğimiz desteğin kanıtı yaptığımız çocuklar.

Sonra uzaklaştığımızda kendi alemimize döndüğümüzde oradaki durumun ne kadar tarihi bir an olduğunu, bunu yaşamaktan ne kadar mutlu olduğumuzu bir birimize anlatırken gelir onların ölüm haberleri. Kobaneli çocuklar, Şengalli çocuklar, Kürt çocukları ölür ve biz bir an bakarız onlara. Aslında ölen geleceğimizdir, ölen insanlığımızdır, ölen zor anlarımızda bizi umutlandıran tek gerçek olan çocuklarımızdır. Yanı başımızdalar ve biz çok uzaktayız onlara, vahşet örgütü İŞİD’in üzerlerine saldırdığı çocuklarımız.

Ne zenginlik, ne mal ne mülk ister çocuklar, zadece oynamak, gülmek.  Ellerinden bunları almaya hakkımız yoktur, geleceğimiz ve umutlarımız için Kobane li çocukların, şengalli çocukların Kürt çocuklarının ölümünü izlememeliyiz.
 

ÖNCEKİ HABER

Bireysel silahlanma 10 kat arttı

SONRAKİ HABER

‘Sen Kürt değilsin, senin burada ne işin var?’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...