28 Eylül 2014 06:00

Kadın cinayetinde ihmaller zinciri

Kızının gözleri önünde ağustos ayında eski eşi tarafından öldürülen Hülya Çelik davasında, boşandıktan ölüme kadar gelinen sürecin ihmallerle dolu olduğu ortaya çıktı. Çelik’in ağabeyi Tevfik Çelik süreci gazetemize anlattı.

Kadın cinayetinde ihmaller zinciri
Paylaş

Hasan AKBAŞ
Ankara

Kızının gözleri önünde ağustos ayında eski eşi tarafından öldürülen Hülya Çelik davasında, boşandıktan ölüme kadar gelinen sürecin ihmallerle dolu olduğu ortaya çıktı. Çelik’in ağabeyi Tevfik Çelik süreci gazetemize anlattı.

Hülya Çelik Ankara’daki evinde eski eşi tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürülmüştü. Olay sırasında evde bulunan Çelik’in kızı Neslihan Santur ise korkudan balkona saklandı. İddiaya göre, Sabahattin Santur, Hülya Çelik’ten boşanmasına rağmen aylarca kadının peşini bırakmadı. Kızlarının MS hastası olması sebebiyle bir süre birlikte yaşamaya katlanan Hülya Çelik, bu zaman diliminde de sık sık Santur’un şiddetine maruz kaldı.

‘KORUMANIN YÜZÜNÜ GÖRMEDİK’

Hülya Çelik’in öldürülmesinin ardından yakalanan Sabahattin Santur o tarihte tutuklanarak cezaevine gönderildi. 2 aydır devam eden soruşturma kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı konuya ilişkin iddianamesini tamamladı. İddianamede, Sabahattin Santur’un ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edildi.

Hülya Çelik’in ölümü, cinayetten önce yapılan ihmalleri ortaya çıkardı. Gazetemize konuşan Hülya Çelik’in ağabeyi Tevfik Çelik, savcılık tarafından verilen karar doğrultusunda 2012 yılında kardeşine koruma verildiğini ancak korumanın yüzünü hiç görmediklerini söyledi. Ağabey Çelik, koruma olduğu iddia edilen dönemlerde bile defalarca karakola şikayette bulunduklarını, ihbara rağmen polis ekiplerinin kardeşinin evine bile gitmediklerini anlattı. Kardeşinin, koruma süresinin dolmasının ardından tehdit edildiği için yeniden koruma talebinde bulunmadığını aktaran Çelik, “Onca şikayete ve karakola intikal eden olaylara rağmen devlet bu işin ölüme varacağını nasıl bilmedi” diye sordu.

KARAKOLUN DA İHMALİ BÜYÜK

Çelik, “En az 10 defa karakola gidip derdimi anlattım. ‘Kardeşimin canı tehlikede ve bu adamı yakalayın’ dedim. Verilen yanıt, ‘Öyle hemen yakalama işlemi yapamayız. Kayda geçelim. GBT kontrolüne yakalandığı takdirde gözaltı işlemi yaparız’ oldu” dedi.

Bu konunun sıradan bir olaylar zinciri olmadığını kaydeden Çelik, bu durumun kadın cinayetlerinin önüne geçebilmek için bir anahtar olabileceğini söyledi. Yargı, kolluk ve eş üçgeninde kadın katliamlarının yaşandığını belirten Çelik, Hülya Çelik’i kaybettiklerini ancak başka kadınların bunu yaşamamasını istediğini ifade etti. Çelik, “Bu şekilde adalet ve güven duygusu da zedeleniyor. Şimdi Hülya Çelik’i kim öldürdü diye sorsak; savcı, polis ve eşi deriz. Böyle bir mekanizma meşrulaştırılmasın” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Karakol taşındı mayınlar kaldı

SONRAKİ HABER

Kadınlar: Savaşın en ağır yaralısı, barışın inşa edeni

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...