Tampon bölge Rojava işgalidir

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin “Türkiye ön cephede yer alacak” sözlerinin ardından ABD’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “IŞİD operasyonuna her türlü destek vereceğiz” açıklaması geldi. Her türlü destekle ne kastediliyor? Türkiye bu operasyona nasıl katılacak? Gündemdeki tampon bölge tartışmalarıyla hükümet ne hedefliyor? Bütün bu soruları, iki Ortadoğu uzmanıyla, Evrensel Gazetesi Yazarı Fehim Işık ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Uzgel ile konuşuyoruz.

TÜRKİYE KÜRTLERLE BİRLİKTE YÜRÜYEBİLMELİ

Fehim Işık, Türkiye’nin IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyonun dışında kalmasının mümkün olmadığının açık olduğunu söyledi. Hükümetin IŞİD’in Kobanê saldırısına verdiği destekle, Suriye krizi konusundaki son kozlarını oynadığını anlatan Işık, “Erdoğan’ın ABD’deki açıklamalarından sonra Türkiye, IŞİD’e yönelik desteğini aynı biçimiyle sürdüremez” dedi. Kerry’nin yaptığı açıklamaları da hatırlatan Işık şunları ifade etti: “Türkiye’nin başlangıçta koalisyona katılmakta isteksiz davranmasını, IŞİD’in elindeki rehineleri kurtarma konusundaki girişimlerine bağladı. Kerry, şunu da ekledi: ‘Türkiye’ye bu istekliliğinden dolayı minnettarız.’ Bu açıklama, Türkiye’nin IŞİD’e karşı yürüttüğü politikada değişiklik anlamına gelir ki bunun yansımaları da olacaktır, kanaatindeyim” dedi.

‘91’DEN DERS ALINMAMIŞ!

Bu durum karşısında IŞİD’in Türkiye’de uyuyan hücrelerini devreye sokabileceğini söyleyen Işık, “Tüm bunlara rağmen Türkiye’nin koalisyona katılmaktaki istekliliğini, Kürtlere karşı sürdürdüğü politikadan bağımsız da düşünmemek gerekir. Türkiye’nin, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden dillendirdiği politikada uçuşa yasak alan oluşturulması ve tampon bölge ilan edilmesi isteği var. Uçuşa yasak alandan kasıt, Esad rejiminin bölgede uçaklarını kullanamamasıdır. Tampon bölge ise masum ve insani bir istek olmaktan öte Kürtlerin ilan ettiği Cızire, Kobanê ve Efrin Kantonlarının işgali anlamına gelir. Tutması mümkün olmayan bu politikayı Türkiye, 1991 yılında Irak krizi döneminde de yaşama geçirmek istedi. Görünen o; Türkiye, tarihten ders çıkarmış değil” dedi. Işık ayrıca şunları söyledi: “Bölgenin rejim uçaklarına yasaklanması konusunda ABD ve Batı’nın Türkiye ile benzeşen niyetleri olabilir ama tampon bölge konusunda Türkiye’nin isteklerinin karşılanmayacağını, sanıyor ve umuyorum. Bu talebin yaşama geçmesi savaşı küçülten değil, savaşı büyüten bir durumdur ki bu durum Rojava Kürtleri ile Türkiye’nin fiili savaşını da beraberinde getirebilir. Türkiye tampon bölge ile kendi güvenliğini korumaktan öte Kürtlerin kazanımlarını yok etmek ve Kürtleri tamamen kendine mecbur etmek istiyor. Suriye krizinin başından bu yana ABD ve Batı ile aynı hat üzerinde ilerlemeyen Türkiye’nin bu isteğinin yaşama geçmesinin zor olacağı inancındayım. Ama her şeye rağmen yaşama geçirilirse bu bölgedeki ateş topunun daha da büyümesini beraberinde getirir. Türkiye, artık bir dönemeçtedir. Bu dönemeci sağlıklı aşabilmek için Kürtlerle birlikte yürümeyi becerebilmelidir. Bölge Kürtleri arasında ayrıma gitmek yerine, bütünlüklü bir politika sürdürmeyi esas almalıdır.”

PROF. DR. UZGEL: HÜKÜMET SEÇİM YAPMAYA ZORLANDI

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Uzgel, ABD’nin IŞİD ile savaşırken meşruiyet yaratmak için Türkiye’nin yanında olmasını istediğini söyledi. “ABD basının Türkiye’ye verdiği sert mesajlardan sonra AKP Hükümetinin, Ortadoğu’da kendi gündemini oluşturmak ya da ABD’nin müttefiki olarak eski çizgisine dönmek arasında bir seçim yapmaya zorlandı.” diyen Uzgel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamasının, bu baskının sonucu olduğunu kaydetti. Uzgel ayrıca şunları ifade etti: “Türkiye’nin yapabileceği en büyük destek İncirlik Hava Üssünü açmak ve hava operasyonlarına katılmak olur. Kara operasyonu konusunda Türkiye’nin bir hamlesi olamaz. Suriye’deki rejimi devirmeye çalışan AKP Hükümeti, yine Suriye’ye karşı savaşan IŞİD’e karşı silahlı angaje olmaz.” (İstanbul/EVRENSEL)