23 Eylül 2014 06:00

2014 Iğdır seçimlerinden bugüne: YSK’yi kim denetleyecek

2014 yılı, yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin siyasi tartışmaları yanında, seçim hileleri ve yolsuzlukları nedeniyle ‘seçim güvenliği’nin de çok tartışıldığı bir yıl oldu. Bu yeni bir şey de değil aslında.... Avukat Hasan Alıcı'nın yazısı...

2014 Iğdır seçimlerinden bugüne: YSK’yi kim denetleyecek
Paylaş

Hasan ALICI
Avukat

2014 yılı, yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin siyasi tartışmaları yanında, seçim hileleri ve yolsuzlukları nedeniyle ‘seçim güvenliği’nin de çok tartışıldığı bir yıl oldu. Bu yeni bir şey de değil aslında. Bundan tam 10 yıl önce Iğdır yerel seçimlerinde seçim sonucunu etkileyen sayıda sahte seçmen “Adli Yargı” kararıyla da tespit ve tescil edilmiş ancak bu süreç Yüksek Seçim Kurulu (YSK) “yargısıyla” kapatılmıştı.

28 Mart 2004’te yapılan seçimde MHP adayı 9 bin 753 oyla seçimi kazanmış; SHP, DEHAP, ÖDP, SDP, EMEP ve ÖTP’nin oluşturduğu ve seçime SHP listesinden katılan Demokratik Güçbirliği’nin adayı Hasan Alagöz ise 7 bin 719 oy almıştı. İki aday arasında oy farkı 2 bin 34’tü. 

Alagöz’ün itirazı ve ısrarlı takibi sonucunda, 7 muhtar hakkında ‘Sahte İkamet Belgesi Düzenlemek’ suçundan Iğdır Ağır Ceza Mahkemesi 03.07.2008 tarihinde mahkûmiyet kararı veriyor. Kararın gerekçesinde, “…Mahallelerinde yapılan araştırma neticesinde belirttiği adreste…bulunmayan ve muhtarlıkta da kaydı olmayan 3640 kişinin bulunduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.” deniliyor.

Kararın hüküm kısmı; “…sübut bulan eylemlerine uyan 765 sayılı TCK’nun 355. Maddesi gereğince suçun işleniş şekli, suç konusunun önem ve değeri, tehlikenin ağırlığı da dikkate alınarak…sanıkların ayrı ayrı…CEZALANDIRILMALARINA.”

Karar kesinleşiyor! Tekrarlayalım, iki aday arasındaki fark 2 bin 34, yargı kararıyla tespit edilen sahte seçmen 3 bin 640!

Bir bilgi daha; 3 bin 640 kişiden fazla sayıda seçmen için soruşturma başlatılıyor (yaklaşık 600’ü asker). Bir kısmının aldığı ceza kesinleşiyor. Bir kısmı Yargıtay’da, bir kısmı da Mahkemede zamanaşımına uğruyor.

SON KARAR!

Yargı süreci sonucunda YSK’nin olayla ilgili 01.07.2014 tarihli kararı:

“Kesinleşmiş seçmen kütüklerinde yolsuzluklara…dayanılarak mazbatanın veya seçimin iptali istenemez.”…“…dilekçede belirtilen olay, kişisel haklara ilişkin olup…işe doğrudan el konulması olanağı da bulunmamaktadır.”…“… yolsuzluk yapan şahıslar aleyhine ilgili mercilerce takibat yapılması, dava açılması suçların takibi yönünden doğal bir olay olup, bu bağlamda yürütülen ceza davaları ile verilen ceza mahkumiyetleri seçimin iptalini gerektirmeyeceği gibi geriye yönelik bir değerlendirme yapma olanağı da bulunmadığından, istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir.”

YSK’nin bu kararını yorumlayabilmek için seçimden önce ve seçimden hemen sonra neler yapılmış ona bakalım: SHP adayı seçimden iki gün önce sahte seçmen kaydı yapıldığını Savcılığa şikayet ediyor. Savcılık, Emniyet aracılığıyla kapı kapı dolaşarak 3640 seçmenin sahte kayıt yaptırdığını (Haziran 2004 tarihine kadar yani seçimden üç ay sonra) tespit ediyor ve dava açılıyor. Seçimden hemen sonra sırasıyla Merkez İlçe, İl ve YSK’ye itiraz ediliyor. YSK, İl Seçim Kurulu kararına yapılan itirazı 24.04.2004 tarihinde şu gerekçeyle reddediyor: 

“…başka bir yer seçmen kütüğüne (herhalde kütüğünü olacaktı) temin edip karşılaştırma imkanının bulunmamasına göre somut (herhalde soyut olacaktı!) kalan itirazın…reddi gerekmiştir.”

Savcılık 3 ayda 3640 kişinin sahte seçmen olduğunu tespit ediyor ama YSK başka bir yer seçmen kütüğüyle karşılaştırma imkanının bulunmadığını söylüyor. 

SEÇİM GÜVENLİGİ Mİ?

Sizce seçim güvenliği var mı?

Kesinleşmiş seçmen kütüklerinde yolsuzluklara…dayanılarak mazbatanın veya seçimin iptali istenemez diyen kim? YSK. Seçmen kütüğünü kesinleştiren kim? YSK. Niye kesinleştirmiş? Başka yer seçmen kütüğüyle karşılaştırma imkânı bulunmuyormuş çünkü. Savcılığın yaptığını yapamamak için imkânı yokmuş! Oysa, bütün Türkiye seçmen kütüğünü tutan, düzenleyen, denetleyen YSK’nin kendisi. 

Organize bir seçim sahteciliği yapılıyor. Otobüslerle insan taşınıyor. Seçimden önce mahalli gazeteler sürekli yazıyor. Şikâyetler, itirazlar yapılıyor. Seçim güvenliğini sağlayacak olanlar gözlerini kapatıyor. 10 yıl sonra mazbata geri alınamaz, seçim iptal edilemez deniyor! Oysa, Savcılığın üç ayda yaptığı tespiti YSK da yapabilir, seçimleri iptal edebilirdi. Yapılmadı.

YSK KARARINA KARŞI NE YAPILABİLİR?

Anayasa ve 298 sayılı kanun, YSK kararlarının kesin olduğunu ve kararlar aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağını hüküm altına almıştır. Bu düzenlemeye rağmen; Anayasa Mahkemesi (AYM), Mansur Yavaş ile ilgili bireysel başvuru kararında, başvuruyu ‘kesinlik’ yönünden reddetmedi. Bu anlamda, YSK kararlarına karşı bireysel başvuru yolu açıktır. Ancak AYM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenen haklar arasında yerel seçimlere yönelik ihlal iddialarının olmadığı gerekçesiyle Mansur Yavaş ile ilgili talebi reddetmiştir… 

Özetle, yerel seçimlere ilişkin YSK kararlarının hak ihlaline yol açtığı yönünde AYM ve AİHM yolu kapalı olduğundan YSK’nin tartışmalı, hatalı, eksik incelemeli vs. kararlarını, yasal bir değişiklik olmadıkça sineye çekmekten başka yol yok! Seçim işlerini düzenleyen bir kurumun kendi işlemlerini “yargılaması”, kuruma güven duyulmamasına neden oluyor. Hem idari nitelikteki seçim işlemlerini yapacak hem de bu işlemlerin yanlışlığına ve doğruluğuna yine kendisi karar verecek. Oysa idari işlemleri yapan ile yargılayan kurumun farklı olması durumunda bu güvensizlik bir parça aşılabilecektir.

298 sayılı yasanın 132. maddesi ile YSK’ye “lüzum gördüğü bilcümle tahkik ve her türlü tetkik işlemlerini de yapar” görevi verilmiştir. 2004 Iğdır yerel seçimleri özelinde YSK kendisinin düzenlediği seçmen kütüğüne ve oy sayım sonucuna karşı yapılan itirazda “bilcümle tahkik ve her türlü tetkik işlemlerini” yapmamıştır.

Hasan Alagöz’ün ısrarla sürdürdüğü bu mücadele, seçim sahteciliği için YSK’nin dediği gibi sadece “kişisel haklara ilişkin” bir talep ise, biz seçmenler “kişisel” mücadelelere sıkıştırılıp Hasan Alagöz’leri izlemekle mi yetineceğiz?

ÖNCEKİ HABER

Ortak mücadele, tüm saldırılara karşı emekçilerin panzehiridir

SONRAKİ HABER

Davutoğlu, canlı yayında soruları yanıtladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...