Kerry’nin IŞİD retoriği zekamıza hakarettir

Robert FISK

John Kerry, hergün biraz daha “dünyanın en kötü şairi”ne, 1879 Tay Köprüsü demiryolu  felaketinde korkuyla  ölümsüz gözlemini haykıran William McGonagall’a benziyor: “Çok uzun zaman hatırlanacak” 

McGonagall’ın mısrası gibi, Kerry’nin Amerika’nın en son kötü düşmanına karşı haçlı seferini açıklama girişimi korkunç, ikisi de bağımlık yaratır. Kerry’nin Obama’nın Irak seferiyle ilgili Amerikan politikasına dair aksak açıklaması –(IŞİD) yenilmek zorundadır, yalın ve basit, hikayenin sonu- daha fazla çocukça olamazdı, oldu.  

Düpedüz infantilisme [çocukluk] -durumu en iyi bu Fransızca kelime anlatıyor- Okurlara, bir fırtcık güvensizlik göstermeden şu palavları zorla okutmaya cüret ediyorum.

“Temin ederim ki zamanla bizim bugün burada yaptığımız, sizi duydum, ne düşündüğünüzü biliyorum” dedi Kerry, geçtiğimiz haftaki Senato Dışilişkiler Komitesi’nde, “ve siz de beni duydunuz ve ne düşündüğümüzü biliyorsunuz, yönetimin [Obama] ne düşündüğünü biliyorsunuz, ve şimdiye kadar yaptığımızın ne olduğu konusunu açıkça anlıyorsunuz, umuyorum ki, ne yaptığımızı ve ne yapacağımızı birlikte görebiliriz.” 

Çok kompleks bir durum -ve böyle de olacak, dedi ve şüphesiz ki “uzun süre hatırlanacak”. 

Beklenmedik şekilde şaşırtıcı olan ise Kerry’nin kaba okul çocuğu tarzıyla temsil ettiği Obama’nın fantazi dünyası. Bırakalım oraya gitmiş olanları, Suriye konusunda uzaktan çalışmış herkes dahi bilir ki, kurgusal “ılımlı muhalefet” –sözümona Suriye hükümet ordusundan ayrılmış olanlar- diye bir şey yoktur. 

Yozlaşmış, hayal kırıklığına uğramış, öldürülmüş ya da IŞİD veya bir başka el Kaide ekibi tarafından sürülmüş eski “Özgür Suriye Ordusu” artık –bu dünyanın Kerry’leri için bir güç olarak- tıpkı Mussollini’nin İtalyan ordusunun Kuzey Afrika’da İngilizleri yenilgiye uğratacağıyla övünmesi gibi, saçma bir efsane. 

Herhangi bir Suriye askeri size ÖSO’ya karşı savaşmaktan mutlu olduğunu söyleyecektir, çünkü “ılımlı muhalefet”in savaşçıları her zaman kaçarlar. Ölümüne savaşanlar el Kaide-el Nusra-IŞİD “teröristleri”dir. 

Fakat Kerry, Birinci Dünya Savaşı generalleri gibi, kendi hayalgücünün şatafatlı şatosunda yaşıyor. Dışişleri Komitesi’nde, “Suriye’de kara savaşı, Suriye’nin [IŞİD] gibi aşırılara karşı en denk [aynen böyle] güç olan ılımlı muhalefet tarafından yapılacak” dedi. 

“Ve ılımlı muhalefet hakkında daha fazla konuşabiliriz –nasıl görünüyor, kimdirler, bugünkü kapasiteleri nedir, ne yapabiliyorlardı- gibi ilerleyebiliriz”. General Haig ve French gibi Kerry de hayal kuruyor

ÖSO, diyor, iki yıldır IŞİD’e karşı savaşıyordu –İdlip, Halep, Şam çevresi ve Der Zor’da- Suriye hükümeti, Kerry ısrar ediyor, IŞİD’e karşı savaşmıyor ve savaşmayacak. Saçmalık. 

Suriye ordusunun 35 bin ölüsünden çoğu el Kaide ve IŞİD karşıtı eylemde öldürüldü. Ve 

IŞİD’le karşı karşıya gelen ayağı-yere-basan diğer güçler Kürtlerin yanı sıra Lübnan Hizbullahı ve İran Devrimci Muhafızlarıdır.

IŞİD’in son zaferlerinin bu güçleri Türkiye sınırına getirmesinden iki gün önce “ılımlı muhalefet”i yüceltmek akıl almaz. 

Ve devlet adamı, Sünni ve Şiilerin Amerika ile ittifak halinde olduğunu, Kürt liderin, Irak’ın Şii Bakanının ve Suudi Arabistan’ın Sünni Dışişleri Bakanı’nın birlikte poz verdikleri Wall Street Journal’ın ilk sayfasını sallayarak mı iddia ediyor?

Kerry, Suudi din adamlarının Sünni IŞİD’i lanetlemesini övüyor, önde gelen Suudi imamların Amerika’yı lanetemek için daha fazla zaman harcadıklarından bahsetmiyor. Ya da yine IŞİD’i sapkın bir güç ilan eden Pakistanlı din adamlarını örnek gösteremiyor –çünkü, tabi ki onlar da Suudileri, IŞİD’i finansa etmekle suçlamaya aynı zamanı harcıyor. 

Cameron gibi, Kerry de yanlış özgüven sözcükleri kullanıyor. ABD, “haklı olarak, kesinlikle” Irak hükümetinin çabalarını desteklemelidir, ve Amerika’nın IŞİD’i körelttiği “kesin olarak açık”tır. Tıpkı “İslam Devleti”nin kendisinin, “İslam’a hakaret eden bir sapma”, “İslam’ın düşmanı”, felsefesi “taş devrinden gelen”, “soğuk kanlı katillerin”, “dini hareketle maskelenmiş militan bir tarikatı” olması gibi.  

Nedir bu? Önce IŞİD’in Ortaçağ’dan kalma olduğunu iddia ettik, sonra 18. yüzyıldan. Şimdi de MÖ 2000 yılından gelmiş görünüyor. 

Tanrıya şükür ki Irak’taki işleri yoluna koymak için General John Allen’ımız var –ki yakın zamanda Ürdün Vadisi’nin ‘güvenliği’ni sağlamayı öneriyordu, hem Filistinliler hem İsraillilerin reddetti.   

Irak’ın Anbar bölgesinde görevli eski yardımcı kumandan, -Kerry’ye göre- “Sünni aşeritler hakkında bilgi sahibi” olan, bölgede “büyük saygı” gören bir adam –ve gerçek bir McGonagall anı- “eyleme geçirebilecek karışımın bir parçası olan arkadaşlardan biri.”

Kerry’nin dünyaya Amerika’nın 50 uluslararası anti-IŞİD müttefikinin bazılarının “kinetik faaliyetler”le bağlantılı olduğunu söylemesi şaşırtıcı değil. Bahse girerim öyledirler. Ancak yine bahse girerim ki Arap hava kuvvetlerinin Fransız-Amerikan hava saldırısına katıldığını görmeyeceksiniz. 

Kerry’nin bize, IŞİD’e karşı mücadele iddiası kadar kolay söyleyemeyeceği: IŞİD’i yenmek için İran ile Batılı bir ittifakın -bir biçimde- zorunlu olduğu, bunun da kaçınılmaz olarak Beşar Esad, hatta korkunç, akla getirilemez, “süper terörist” ama -Kerry’nin IŞİD tanımının aksine- “kadınları sünnet eden, tecavüz eden ve öldüren” ya da kızları “cihatçıların seks köleleri olarak satan” IŞİD’le takılmayan Hizbullah gerillalarıyla ile sessiz bir anlaşmayı içermek zorunda olduğu. 

Fakat Filistin-İsrail barışını 12 ayda halledebileceğini düşünen bir adam için ne bekleyebilirsiniz?

Evet, IŞİD bizimle alay eden son canavardır. Fakat başka bir tanesi daha yok mu; çok uzakta olmayan, bizim için bir tehdit olan ve “yalın ve basiçte, yenilgiye uğratılmak” zorunda olduğumuz? IŞİD’den son derece fazla insanı öldürmekle tehdit ediyor. Adını da karanlık bir Afrika ırmağından alıyor. 

Ebola’yı yok etmek için 50 ülkeye yapılan çağrılar hani nerede?

*The Independent’ten çeviren: Elif Görgü

*Orijinal başlık: John Kerry’nin IŞİD retoriği zekamıza hakaret ediyor ve Suriye gerçekliğini örtbas ediyor’