23 Eylül 2014 06:00

Kırsalın modernize hali: Köklere Dönüş

Anadolu kırsalının ortasındaki bir şehir olan Ankara’da Polonya-Türkiye diplomatik ilişkilerinin 600. yıl dönümü kutlamaları sebebiyle 2014 boyunca sürecek kültür programları kapsamında gösterime açılan Köklere Dönüş sergisi SALT Ulus’ta 2 Kasım 2014 tarihine kadar izlenebilecek.

Kırsalın modernize hali: Köklere Dönüş
Paylaş

Elif Ekin SALTIK
Ankara

“Halk kültürü etkisiyle zanaat, tarım, ekoloji ve ‘faydalı sanat’ kavramının sanatsal pratikte artan şekilde araştırılıp benimsendiği bu dönemde birçok sanatçı kırsalın güncelliğini incelemek üzere köklerine; doğup büyüdüğü köy ve kasabalara dönüyor. Bu sanatçıların ‘güncel halk sanatı’ olarak tasarlanan ya da aslen öyle olan bu tür sanatsal ifade biçimleri, toplumların kırsal kökenleri ile feodal yönetim ve dini otoritenin uzun süreli etkilerine dair mevcut tartışmalara paralel olarak değerlendirilebilir. Toprakla, tabiatla, belirli topluluklar ve mevsimlerin ritmiyle bağların vurgulandığı bu işler, sözde ‘yeni ulusal sanat’a bir alternatif sunuyor. Modernite karakterine karşı sanatsal bir tepki olan söz konusu estetik anlayışında yalnızca gelenek, etnik köken ve sadelikle harmanlanan modernite kabul görüyor.”

Bu sunuş Polonya’da köleliğin kaldırılmasının 150. yıl dönümü vesilesiyle gerçekleştirilen “Köklere Dönüş” sergisinde karşımıza çıkıyor. Anadolu kırsalının ortasındaki bir şehir olan Ankara’da Polonya-Türkiye diplomatik ilişkilerinin 600. yıl dönümü kutlamaları sebebiyle 2014 boyunca sürecek kültür programları kapsamında gösterime açılan bu sergi SALT Ulus’ta £ukasz Ronduda’nın (Varşova Modern Sanat Müzesi) küratörlüğünde ve SALT’ın iş birliğiyle 2 Kasım 2014 tarihine kadar izlenebilecek. Fotoğraf, video klip, duvar çalışmaları gibi sanatsal çalışmalarında kırsalı inceleyen Fatma Bucak, Honorata Martin, Michal Lagowski, Krzysztof Maniak, RUTA, Daniel Rycharski ile Slavs and Tatars’ın eserlerinin bir araya geldiği bu karma sergide sanatçılar seçkinci sanat stratejilerini reddederek ‘güncel halk sanatı’nı konu ediniyorlar.

ANA DİLLER VE BABA BOĞAZLAR

Sergiyi gezmeye başladığınız ilk anda bir halı karşınıza çıkıyor. Bir insan boğazı ve çıkan seslerin Arap alfabesi harfleriyle yazılmış olması insana garip geliyor. Slavs and Tatars’a ait olan bu çalışmanın adı “Ana Diller ve Baba Boğazlar (Mother Tongues and Father Throats)”. Görünüşte zıt ve uyumsuz görünen İslam ve komünizm, metafizik ve mizah veya pop kültürü ve jeopolitik gibi kavramları karşı karşıya getiren Slavs and Tatars, bu çalışması ile Doğu ile Batı arasında net bir sınır çiziyor.

BİR YOLCULUĞUN PANORAMASI

Honorata Martin’in “Polonya’nın İçine Çıkışa Dair (On Egress Into Poland)” duvar çizimleri onun yaşadığı şehirdeki her şeyi bırakıp kent hayatını terk etmesiyle başladığı bir çalışma. Yanına sadece az sayıda kıyafet, uyku tulumu ve köpeğini alan Martin günde 30 km. yürür, yolda birçok insanla ve durumla karşılaşır. Bu yolculuk deneyimini de duvar çizimleriyle bizlere aktarıyor. Duvar resimlerinden biri bir çocuğun çizgileri gibi sade ve doğal. Gittiği bir köyü çizen Martin “Burası gerçek olmayacak kadar güzel” diyor ve Martin’e muhtarın cevabı “Ne kadar az bilirsin o kadar iyi” oluyor. Burada  “Modern yaşam insanları mutsuzlaştırıyor mu?​” sorusu akla geliyor.

FEODAL İLİŞKİLER VE KADININ TOPLUMDAKİ YERİ

Fatma Bucak’ın “Melankoli II” adlı çalışmasını oluşturan fotoğraflar bir kadının aile kurumuyla, atalardan kalma ilişkisini özgün bir sunumla canlandırıyor. Babanın korkulan ve güçlü bir figür olması hiç de yabancı gelmiyor bize. Türkiye’nin farklı yerlerinde çekilmiş fotoğraflarla kadının anne, baba ve eş ile olan bağını irdeleyen Bucak çalışmasıyla varoluşumuza ve tarih boyunca doğa ile aktarılan mitolojik hikayelere dair ipuçları veriyor. Kadın odaklı başka bir çalışma olan “Pankartlar (Banners)” da ilgi çekici. Köyü Osice’deki çiftçi eşleriyle söyleşiler gerçekleştiren Michal Lagowski onlara kadın kurtuluş hareketi ve feminzm üzerine sorular yöneltiyor. Ancak yalnızca kentlere odaklandığını ve kırsalla hiçbir bağlantı kurmaya çabalamadığını düşündüğü feminizme eleştirel yaklaşıyor.

EVLERİN DUVARLARINDA TAŞ DEVRİ ESİNTİLERİ

“Kırsalda Sokak Sanatı (Rural Street Art)”çalışmasında evlerin duvarlarına çizilen hayvan figürlerini görüyoruz. 2009’da doğup büyüdüğü köye dönmeye karar veren Daniel Rcyharski köy yakınlarında yaşadığı söylenen mistik yaratıklara dair masallardan hareketle evinin duvarına melez bir hayvan resmi çiziyor. Daha sonra köylüler de kendi evlerinin duvarları için sanatçıdan resimler istiyor ve bu resimler köyde birer gurur meselesi haline geliyor. Taş Devri duvar çizimlerini andıran bu çalışma ile Kurowko köyü, Polonya’da muhtarı aynı zamanda bir sanat küratörü olan tek köy olma özelliği taşıyor.

EFENDİLERİN ŞİDDETİNE KARŞI BAŞKALDIRI

ÇALIŞMALR içinde video klipler de var. Lukasz Rusinek’in hazırladığı video kliplerden “Efendileri Kırbaçla (Whip The Masters)” R.U.T.A.’nın (Ütopya, Aşkınlık ve Anarşi Hareketi) ilk albüm tanıtımı. 1795’te Habsburg İmparatorluğu’na bağlanan Güneydoğu Polonya/Batı Ukrayna’daki Galiçya Bölgesinin köy türkülerini temel alan arkaik şarkı sözleri, sömürücü feodal sisteme isyanı anlatıyor. Klipte günümüz çevik kuvvet polisiyle Avusturya askerleri, köylülerin özgürlük mücadelesiyle de neoliberal düzende şirketlerin tahakkümüne karşı küreselleşmeye karşı protestolar benzeştiriliyor.

R.U.T.A.’nın ikinci albümünde yer alan “İlk Gece Kuralı (Ius Primae Noctis)” parçası ise çok eski bir adete, düğün gecesi feodal lordun geline tecavüz etmesi hakkına atıfta bulunuyor. Doğu Avrupa’da böyle bir adetin uygulandığına dair bir kanıt yok. Hükümranın emrine verilmiş kadın ve tecavüz motifi folklorik başkaldırı şiirlerinde güçlü bir biçimde mevcut. Lukasz Rusinek’in videosunun karanlık estetiği feodal kırsalda toplumsal düzenin temelini oluşturan şiddeti vurguluyor. Efendi kullarına kötü davranabilir, onları tutsak edebilir hatta öldürebilir. Diğer videolarda hayal edildiği gibi adalet intikam olarak tecelli eder.

ÖNCEKİ HABER

Orada, bir lig var uzakta

SONRAKİ HABER

Kerry’nin IŞİD retoriği zekamıza hakarettir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...