23 Eylül 2014 06:00

Orada, bir lig var uzakta

Meksika'nın futbol ligi Liga MX gücünü yayın gelirinden alıyor. Lig, ABD’deki yayın haklarında Premier League ve Şampiyonlar Ligi’nden bile fazla kazanıyor.

Orada, bir lig var uzakta
Paylaş

Rafet Baran ERYILMAZ*

Geçtiğimiz ocak ayının en önemli gündem maddelerinden biri Brezilyalı efsane Ronaldinho’nun hangi takıma gideceğiydi. Beşiktaş taraftarları başta olmak üzere ülkemizde de Ronaldinho’ya karşı büyük bir beklenti vardı. Fakat Brezilyalı, ülkesinde kalmaya karar verince geleceğine ilişkin söylentilerin yeniden ortaya çıkması temmuz ayını buldu. Bu söylentilerin Meksika Ligi’nden bir takıma transfer olmasıyla kesilmesi tüm futbolseverleri şaşırttı. Evet, Meksika’da bir futbol ligi vardı ve bu lig ülkenin milli takımına dikkat çekecek ölçüde oyuncu gönderiyordu. Ama Avrupalı futbolseverlerin ilgisini Arjantin veya Brezilya ligleri kadar çekmeyi başaramadığı kesindi. Üstelik Ronaldinho’nun gittiği takım da bir hayli ilginçti. Meksika futbolunun en başarılı ve en çok ismi duyulmuş kulüpleri olan Cruz Azul, Club America veya Guadalajara’ya gitmemesi, Ronaldinho’nun tercihinin sorgulanmasını gerektiriyor. Elbette bu sorgulanmayla birlikte kafamızda Meksika Ligi’ne, bir diğer adıyla Liga MX’e dair oluşacak sorulara da yanıt vermemiz şart.

SANDIĞIMIZDAN ZENGİNLER...

Bir ülkenin futbolunun değerini ölçmekte kullanılan kriterlerin başında artık yayın hakları ve ligin ülke dışında izlenirliği geliyor. Meksika, bu konuda iç pazarda yarattığı değeri yurtdışına da aktarabilmiş bir lig. Avrupalı futbolseverler tarafından çok fazla tanınmasalar da en yakın pazarları olan ABD’de çok büyük bir paya sahipler. Azteca America, Telemundo ve Univision gibi kanallar ABD’de Liga MX’i ücretsiz olarak yayınlıyorlar. Özellikle ABD’deki Hispanik azınlığın ilgisini çeken Meksika Ligi, TV gelirleri açısından Premier League’in hemen arkasında geliyor. Liga MX’in yayın hakları, yayıncısına ABD’deki televizyon izleyicilerinden 50 milyon dolar kazandırıyor. Bu rakam, MLS, La Liga ve hatta Şampiyonlar Ligi’ni geride bırakıyor. Bu açıdan bakıldığında futbol pazarını yalnızca Avrupa’dan ibaret gören anlayışın hatalı olduğunu görüyoruz.

Üstelik yayıncılığın ve spor pazarlamasının en iyi yapıldığı ülkelerden olan ABD’de Güneyli komşunun en popüler sporunun uyandırdığı ilgiye şaşırmamak mümkün değil. Öyle ki NBA organizasyonundaki bazı takımlar, Hispanik genç nüfusun ilgisini futboldan baskete çekebilmek için düzenlenen Latin gecelerinde takım adlarının İspanyolca yazıldığı formalarla sahaya çıkıyorlar.

MEDYANIN EGEMENLİĞİ

Yayın pastasının bu kadar büyük olması doğal olarak medya gruplarının ülke futbolundaki etkinliğini artırıyor. Ülkemizdeki, federasyon kararlarını etkileme iddialarının çok ötesinde bir güce sahipler. Örneğin TV Azteca’ya sahip olan şirket, Atlas kulübünü satın almış durumda. Televisa’ya sahip olan grupsa ülke tarihinin en başarılı takımlarından Club America’nın çoğunluk hisselerini elinde bulunduruyor.

Ronaldinho’nun Queretero’ya transferinin de America ve Atlas’ınkine benzer bir anlaşma sonucunda gerçekleştiğini söylemeliyiz. Grupo Imagen’in sahip olduğu kulübe 2013 yılında yatırım yapmaya karar vermesi Ronaldinho’yu Meksika’ya sürükledi diyebiliriz. Bir zamanlarda Galatasaray’dan tanıdığımız Sergio Almaguer’in de vaktiyle formasını giydiği Queretaro’nun asansör takım hüviyetinden kurtulmaya kararlı olduğu çok açık.

Medya gruplarının kulüpleri satın alacak kadar ligin üzerinde egemen olması bazı sorunları da doğuruyor elbette. Yayın günleri ve kanalları hakkında teferruatlı ayarlamalar yapılması gerekiyor. Fakat bu ayarlamalar ve medya gruplarının güçlenmesi sayesinde oyunculara yüksek maaşlar ödenip, ligin kalitesi yüksek tutulabiliyor.

YAYIN GELİRLERİ YÜKSEK

Liga MX gücünü yayın gelirinden alıyor. Lig, ABD’deki yayın haklarında Premier League ve Şampiyonlar Ligi’nden bile fazla kazanıyor.

İLGİNÇ FORMAT...

Güney Amerika liglerinde olduğu gibi Liga MX’de de açılış (apertura) ve kapanış (clausura) ligleri oynanıyor. 1996’dan bu yana uygulanan bu sistem, küme düşerken de son üç sezon ortalamasının hesaplanmasını içeriyor. Bu sayede ilgiyi canlı tutup, yayın havuzunu genişletmeyi başarmış görünüyorlar.

Aslına bakarsanız açılış-kapanış ligi uygulamasından ziyade Türkçeye ‘küçük lig’ olarak çevirebileceğimiz bir nevi play-off olan La Liguilla’nın bu ilgiyi canlandırdığını söyleyebiliriz. 1970’lerde ülkedeki kulüplerin neredeyse tamamı kapanmanın eşiğine geldiğinde uygulamaya sokulan La Liguilla, ABD’li izleyicilerin ilgisini çekmelerine de bir hayli katkı sağlamış.

YILDIZ VAR MI YILDIZ?

Liga MX, kendi yıldızlarını yaratma ve onları uzun süre elinde tutma konusunda başarılı kulüplerle oynanıyor. Geride bıraktığımız 2014 Dünya Kupası’nda en çok dikkat çeken takımlardan biri olmayı başaran Meksika’da kendi liginden oyuncuların fazlalığı dikkat çekiyordu. Forvet hattında görev yapan ve turnuva sonrasında Atletico Madrid’e giden Raul Jimenez bunlardan biriydi. America forması giyen Miguel Layun ve Paul Aguilar da Meksika kadrosunun göze batan diğer isimleri olmuşlardı.

Yine de maddi gücüne rağmen Liga MX’in yabancı oyuncuların dikkatini çekmek konusunda zayıf kaldığı aşikâr. Kuzeyli komşusu MLS’e oranla çok daha fazla gelir elde eden kulüplerin maddi gücünün, sadece milli olan oyuncularını Avrupa’ya gitmemeye ikna edebildiği görülüyor. Fakat Goal.com Amerika’nın yazarlarından Tom Marshall’a göre Ronaldinho’nun transferi bu döngüyü kırabilecek bir gelişme. Marshall, futbol kalitesi ve kültürü olarak MLS’ten daha önde gördüğü Liga MX ‘in böyle bir transferle dünya çapında uyandırdığı ilginin futbolcuları etkileyeceğine inanıyor.

Marshall’ın teorisine Tigres’in Brezilyalı teknik direktörü Ricardo Ferretti’nin de destek verdiğini söylemeliyiz.“Ronaldinho’nun gelişi yabancı oyuncuların ligimizi küçümsemesini engelleyecektir” diyor. “Ligin kalitesinin artması için çalışıyoruz. Bu transferin de buna yardımcı olacağına şüphe yok.”

Ne var ki olaya daha karamsar yaklaşanlar da mevcut. Pumas’ın başkanı Jorge Borja, Ronaldinho’nun kendilerine önerildiğini ancak “Rolls Royce’um olacaktı ama onu çalıştıracak benzinim olmayacaktı” diyerek teklifi reddettiğini söylüyor.

Yine de Avrupa’dan gelen yıldızların MLS’te yarattığı etkiyi düşünürsek Borja gibi olaya karamsar yaklaşanların yakın gelecekte pişman olacaklarını öngörebiliriz. Ronaldinho gibi Altın Top Ödülü’nü kazanmış bir ismin Meksika’ya gitmesinin önemli bir yolu açacağına şüphe yok.

ÖRNEK MODEL, İLGİNÇ ORTAKLIK

Meksika futbolunun en başarılı kulüplerinden biri olan Chivas Guadalajara, yetiştirdiği oyuncularla tanınıyor. Omar Bravo, Carlos Salcido, Carlos Vela ve Javier Hernandez yetenekleri ülke futboluna armağan eden Guadalajara’nın kadrosunda hiç yabancı oyuncu bulunmuyor. Takımın altyapı başarısının yanı sıra MLS’te mücadele eden ‘pilot takım’ diyebileceğimiz bir takımı daha bulunuyor. Chivas USA adına ve Guadalajara’yla aynı ambleme sahip bu takım, Meksikalı ortağından sadece bir oyuncuyu kadrosunda barındırıyor. 2004’te Guadalajara’nın sahibi Jorge Vergara tarafından kurulan ve bu yıl mülkiyeti MLS yönetimine geçen Chivas USA’nın yakın gelecekte Meksika’yla olan bağının kesilmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Hayatım Futbol yazarı*

ÖNCEKİ HABER

Sevginizi unutturmayın

SONRAKİ HABER

Kırsalın modernize hali: Köklere Dönüş

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...