‘Alevileri öldürme projesine izin vermeyiz’

AKP’nin bir yılı aşkındır düzenlediği çalıştaylardan sonuncusunu geçen hafta yaptığına dikkat çeken Gümüş, söz konusu çalıştayların Alevi temsilcileriyle yapılmadığını, kamuoyunun gözünü boyamak için tertiplendiğini ifade etti. Çalıştaylara katılanların “AKP yandaşı ve kamuoyunca Aleviliğe ilişkin asimilasyoncu düşünceleri bilinen kişiler” olduğunu vurgulayan Gümüş, “bu sahte çalıştayda Alevilerin demokratik talepleri dikkate alınmaksızın ‘Devlet Aleviliği’ yaratma, dahası Alevi dedeleri ‘Devletin Dedesine’ dönüştürülerek adeta AKP’nin ‘Aleviliği Öldürme’ projesin hayata geçirilmek istenmektedir” dedi.
Alevilerin sorunlarına Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından üretilen projelerle yanıt verilmek istendiğini belirter Gümüş, “AKP devlet dini uygulamasına Alevileri de dahil etmek istemekte, Aleviliği devletleştirmeye çalışmaktadır. Bu hali ile AKP sahte laiklik uygulamasına Alevilerin de ortak olmasını istemektedir” görüşünü belirtti. Alevilerin gerçek taleplerinin başında ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması olduğunu hatırlatan Gümüş, laik bir ülkenin resmi dini olamayacağının altını çizdi.
 

CEMEVLERİ BAŞBAKANLIĞA BAĞLANACAKMIŞ

Yapılan son çalıştayda cemevlerinin “İnanç ve Erkan Merkezi” olarak kabul edilerek Başbakanlığa bağlanmasının hedeflendiğine de atıf yapan Gümüş, “bu yaklaşım cemevlerinin ibadethane olduğu gerçeğinden kaçmaya yönelik sahte bir çabadır ve cemevleri için diğer inançların ibadet merkezi ile yasal eşitlik sağlamaktan uzak, aksine cemevlerini devlete bağlama, denetimine alma çabasıdır” dedi.
Cemevlerinin ibadet merkezleri olduğunun altını çizen Gümüş, cemevlerinin niteliğine de Sünni devlet müdahalesi yapılmak istenmesini kınadı. Gümüş, Alevi dedelerinin halkın doğal önderleri olduğunu ifade ederek, devletin vereceği maaşı da dedelerin ellerinin tersiyle iteceğini belirtti. AKP’nin Alevileri yedekleme ve Aleviliği Sünnilik içinde eritme politikalarına geçit vermeyeceklerini vurgulayan Gümüş, “devlet Alevisi” olmayacaklarını 6 Mart 2011’de, İzmir Gündoğdu Meydanı’nda yapacakları mitingle bir kez daha duyuracaklarını bildirdi.

HÜKÜMETİN ALEVİ PROJESİ

Devlet Bakanı Faruk Çelik başkanlığında yürütülen “Alevi Açılımı” çalıştaylarının sonucunda hükümetin projesi netleşmeye başladı. Son olarak geçtiğimiz hafta Ankara’da yapılan çalıştayda, hükümet bazı kararlar aldı. Toplantıya katılan komisyon, cemevlerinin ‘İnanç ve Erkan Merkezi’, Alevi dedelerinin de ‘İnanç Önderi’ olarak tanımlanması konusunda karar aldı. Alınan kararlar arasında, Diyanet Vakfı gibi kapsamlı bir Alevi Vakfı kurulması da bulunuyor. Hazırlanacak taslak mevzuatta, Cemevleri “İnaç ve Kültür Merkezi” olarak yer alacak. Alevi dedeleri ise aynı taslak mevzuat kapsamında ‘İnanç Önderi’ olarak tanımlanacak. İnanç ve Erkan Merkezi adını alacak olan cemevleri, yasal düzenlemeyle Başbakanlık’a bağlı bir genel müdürlük veya Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı yeni bir daire statüsüne kavuşacak. İnanç ve Erkan Merkezi’nin hangi kuruma bağlı olacağı, kuruluş kanunu taslağının Bakanlar Kurulu’nda görüşülmesi sürecinde netlik kazanacak. İnanç ve Erkan Merkezi’nin, personel, bütçe, taşra ve merkezine ilişkin düzenlemeler de kuruluş kanunun da yer alacak. Ülke genelindeki cemevlerinin yakıt, kira, elektrik ve su gibi giderleri, genel müdürlük veya daire başkanlığı olarak görev yapacak İnanç ve Erkan Merkezi tarafından karşılanacak.

BU PROJE ALEVİLERİN SUNNİLEŞMESİDİR’

Alevi Enstitüsü Başkanı Cengiz Güleç ise, AKP hükümetinin Aleviler için yaptığı planları Cem Vakfı gibi çevrelerin sadece destekleyebileceğini, bunu dışındaki Alevilerin büyük çoğunluğunu taleplerini bunlar olmadığını kaydetti. Hükümetin uygulamaya geçirmeye hazırlandığı projenin büyük tehlikeler yaratacağının altını çizen Güleç, “Aleviler açısından bakılınca ciddi bir tehlike var. Bu Alevilerin sunnileşmesidir. Örtük, yumuşak bir asimilasyondur. Gelenekte inanç önderi ve bu öğretiyi taşıyor dedelerin kurumsallaşması bunu yaratır” dedi. Hükümetin Alevilerin demokratik taleplerine dönük adımlar atmamasını eleştiren Güleç, “Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması gerekiyor. Bütün inanç kurumlarının ibadethanelerine maddi yardım gerekli. Eğer Alevilerin gerçekten mağduriyetlerini anladıklarını göstermek istiyorlarsa tarihsel travmalarına bir empati yapsınlar. Maraş davasının karanlık yönleri halen devam ediyor. İnsan hakları bağlamında demokratik talepler var. Bunlara ilgisiz kalıpta Alevileri devlete bağlamak çözüm değildir. Bu bir siyasi taktiktir. Alevi inancına saygı duymak değildir” şeklinde konuştu.(Ankara/EVRENSEL)