22 Eylül 2014 06:00

Eğitim masrafı bir daire parası

Çocuklu aileler, ana sınıfından üniversite bitimine kadar çocuklarını okutmak için neredeyse bir daire parası harcıyor. Üstelik söz konusu özel okullar da değil. Sıradan bir devlet okulunda okuyan bir çocuk için hem annenin hem babanın çalışması gerekiyor. Kaldı ki bu durumda bile aileler geçim sıkıntısından kurtulamıyor. Tıpkı çocuklarını okutmak için hayatla mücadele eden Üzüm ailesi gibi. Dört ferdi olan ailenin evine konuk oluyoruz.

Eğitim masrafı bir daire parası
Paylaş

Tolga Alp TURGUT
İstanbul

Çocuklu aileler, ana sınıfından üniversite bitimine kadar çocuklarını okutmak için neredeyse bir daire parası harcıyor. Üstelik söz konusu özel okullar da değil. Sıradan bir devlet okulunda okuyan bir çocuk için hem annenin hem babanın çalışması gerekiyor. Kaldı ki bu durumda bile aileler geçim sıkıntısından kurtulamıyor. Tıpkı çocuklarını okutmak için hayatla mücadele eden Üzüm ailesi gibi. Dört ferdi olan ailenin evine konuk oluyoruz.

‘İKİ KİŞİ ÇALIŞMASA İŞİN İÇİNDEN ÇIKAMAYIZ’

İstanbul Bağcılar’da bir apartman dairesinde kiracı olarak yaşayan Üzüm ailesinde, evin geçimini sağlamak için anne-baba çalışmak zorunda. Baba Murat Üzüm, Zeytinburnu’da özel güvenlik görevlisi olarak çalışıyor. Anne Neziha Üzüm ise Beylikdüzü’de bir kafede aşçılık yapıyor. Ailenin büyük çocuğu Engin Can, Küçükçekmece Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi’ne giderken kardeşi Emir Sefa da İncirli’de Ahmet Hamdi Tanpınar Ortaokulu’nda okuyor. Biz Üzüm ailesinin evine gittiğimiz sırada baba Murat Üzüm’ün gece vardiyasında olduğunu öğreniyoruz. Çocukların gıda, eğitim, giyim masraflarının nasıl karşılandığını sorarak başladığımız sohbete anne Neziha Üzüm ilk cevabı veriyor: “İnanın çocukların okula başladığı günden beri şöyle bir 100 lira kenara koyamadık. Bugün memlekette bir cenazemiz olsa kalkıp gidecek paramız yok. İki kişi çalıştığımız halde bu böyle. Zaten eşim ve ben çalışmasak işin içinden çıkamayız.” Çocuklarını okutabilmek için günde 4 saat yol gittiğini anlatan anne, “Eşimin aldığı ücret kira ve faturalara yetiyor. Bu durumda ben de çocuklarım için çalışmak zorundayım” diyor.

‘BİR YERDEN KISIYORUZ’

Üzüm ailesi, Bağcılar’da uyuşturucu madde ve bonzai kullanımının yaygın olmasından dolayı, çocuklarını yaşadıkları mahallede bir okula gönderme taraftarı değil. Çocuklarının daha iyi bir eğitim alması için ister istemez imkanlarını zorlayan ailenin, bazen evin elektirk veya su faturasını ödeyemediğini öğreniyoruz. Anne Üzüm “Bakın şu an doğal gaz faturasını ödeyemediğimiz için doğal gazımızı kestiler. Hem ev geçindirip hem de iki çocuk okuturken bir yerlerden kısmak gerekiyor” diyor. Eline kağıt-kalem alarak hesap yapmaya başlıyor anne. Küçük oğlunun servisine 250 TL, yemek için 200 TL, büyük oğluna da akbil, yemek, harçlık parası derken 400TL verdiklerini gösteriyor. Neziha Üzüm, “Çocukların temel ihtiyaçlarını karşılamak bile ev kiramızdan daha pahalı. Artık Türkiye’de çocuk okutmak çok zor” diyor.

4+4+4=SERVİS PARASI+KIYAFET+AİDAT

4+4+4 sisteminden sonra küçük oğlunun ulaşımda çektiği sıknıtıları anlatırken elindeki kağıt-kalemle hesaplar yapmaya devam eden anne Üzüm, “Emir, mahallemizin iki sokak aşağısındaki ilkokulda okuyordu. Dört sene sonra dediler ki ‘senin çocuğun artık 4+4+4’e göre bu okulda okuyamayacak. Adrese dayalı yeni sistemde, evimizin 1 kilometre uzağındaki Bağcılar İnönü Ortaokulu’na kaydımız çıktı.’ Okula gidip baktık ki sınıflar 70 kişilik. Burada oğlumuzun iyi bir eğitim alamayacağını düşündük. Okul uzak olduğu için zaten servise vermeyi düşünüyorduk. Sonra İncirli’de bir okul bulduk. Servis ücreti daha pahalıydı ama sınıflar 25 kişilikti. Buraya kayıt yaptırdık” diyor. Çocuğunun İncirli’de okuması için yaptığı alışverişin 500TL’yi bulduğunu açıklayan anne “Okul iki tane mağazayla anlaşmış. Başka yerde kıyafet bulamıyorsunuz. Orada da fiyatlar standart zaten. 50 liraya iki tane tişört alamıyorsun. Bir pantolon olmuş 40 lira” diyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, okulun temizlik görevlisi ihtiyacını tam anlamıyla karşılamadığı için okulun kendi imkanlarıyla temizlik görevlisi tuttuğunu söyleyen anne Üzüm, “Onların maaşını da yıllık 200 TL aidat olarak biz velilerden karşılıyorlar” diyor.

Nihayetinde üzüm ailesi sadece çocuklarının eğitimi için aylık 800 TL para harcıyor. Bu yıllık 8 bin TL’ye denk geliyor. Emekçi aileler çocuklarını okutabilmek için yaşıyor.

HAYALİ HUKUK

Anne Üzüm ile ailenin geçim derdini, çocukların eğitim giderlerini konuştuktan sonra evin büyük çocuğu Engin Can Üzüm’den, hukuk okumak istediğini öğreniyoruz. Filmlerdeki avukat rollerinin küçüklüğünden beri hoşuna gittiğini söyleyen Engin Can, gelecekte de avukat olmayı hayal ettiğini anlatıyor. Anne-babası çalışmak zorunda olduğu için evde kardeşinin sorumluluğunu üstlenen Engin Can, sabah erkenden kalkıp kardeşine kahvaltı hazırlayarak başlıyor gününe. Sabah yedide evden çıkarak tramvayla Zeytinburnu’ya, oradan da otobüsle saat dokuzdaki dersi için Küçükçekmece’deki okuluna giden Engin Can’ın 2 saati yolda geçiyor. Okulda gördüğü sekiz saat dersin üstüne, trafik yoğun olmazsa iki saatte de eve dönen Engin Can, “Eve geldiğimde dinleniyorum. Konu tekrarı yapıp internetten ders çalışıyorum. Yemeğimi yiyip biraz daha oturuyorum sonra da erkenden yatıyorum. Çünkü sabah yine erken kalkmam gerekiyor. Kendime çok zaman ayıramıyorum. Genelde ev ile okul arasında geçiyor hayatım” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Kenan Evren de ‘bunları biz mi okutacağız’ demişti

SONRAKİ HABER

IŞİD’i Kobanê’ye AKP mi saldırttı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa