20 Eylül 2014 08:23

IŞİD’ten kaçanların aklı, geride bıraktıklarında

Fatih Polat Suruç'ta... Kobanê’deki IŞİD’in saldırılarından kaçarak Türkiye’ye gelen Rojavalı Kürtler, geride bıraktıklarının acısını yaşarken, tüm dünyaya da IŞİD’in katliamlarının durdurulması için çağrı yapıyor. Kobanê’den Suruç’a yeni gelişler bugün de yaşandı. Binlerce kişi, Atmenek Köyü noktasından giriş yaptı.

IŞİD’ten kaçanların aklı, geride bıraktıklarında
Paylaş

Fatih POLAT
Suruç


Kendisini bir süredir İslam Devleti olarak adlandıran, yaygın olarak da Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) olarak anılan örgüt, Türkiye sınırına, çıplak gözle görülebilecek kadar yakın.
IŞİD’in saldırılarını yoğunlaştırdığı Kobanê’de çatışmalar dün sabah erken saatlerden itibaren başladı. Diyarbakır başta olmak üzere birçok bölge ilinden Kobanê’ye gelmiş olan Kürtler, sınırda kurdukları çadırlarda, çadırların etrafına attıkları sergilerin üzerinde ve bir kısmı da geldikleri araçlarda sabahladılar.
Ancak birçok kişi için bu uykunun birkaç saatten fazla sürmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

SURUÇ GÜNE ÇATIŞMAYLA UYANDI

Saat 07.00’den itibaren de sınırın tam karşısındaki köylerden silah sesleri duyulmaya başlandı. Sınırdaki manzarayı şöyle özetlemek mümkün. Demiryolu ile bölünmüş olan sınırın Türkiye tarafından bir iki Türkiye ordusu tankı bulunuyor ve onun dışında da Türk askeri jeeplerle sınırda devriye gezisi yapıyor. Sınırın Suruç tarafından Rojava’dan buraya sığınmak için gelenlerin geldikleri Suriye plakalı araçlar var. Bu araçlar orada öylece bekletiliyor. Onun Rojava tarafına doğru olan kısmında, yani araçların hemen önünde de çobanlarıyla birlikte koyunlar dikkati çekiyor. Ara ara öbekler halinde yüzlerce koyundan söz etmek mümkün. Sınırdan geçmiş olan Rojavalılar koyunlarının çobanlarda birlikte susuz bırakılmış olmasından yakınıyorlar. Ayrıca koyunlarının IŞİD tarafından götürüleceğinden de endişe ediyorlar.

SINIRDA KİM NEREDE?

Koyunların ilerisindeki demiryolunun öte tarafında ise IŞİD üyelerini görebiliyoruz. Dürbünle bakarak ya da bir tele objektif ile daha net görebiliyoruz. Suruç’ta Kobanê yönüne bakarken bize en yakın olan, önde bulunan 600-700 nüfuslu köylerin IŞİD denetimine geçtiğimi öğreniyoruz. IŞİD üyelerinin bu sınır boyunda motorla gidip gelirken ki rahatlıkları ya da araçsız olarak yürürken gördüğümüz IŞİD üyeleri, o bölgeyi ele geçirmiş olmanın öz güvenini yansıtıyor. Ancak bir süre sonra silah sesleri artıyor ve yer yer top sesleri geliyor. Çatışmalar IŞİD’in denetimindeki Türkiye sınırına neredeyse bitişik köyler ile arkada bulunan köylerde ve Kobanê’nin merkezinde denetimi elinde tutan YPG-YPJ savaşçıları arasında sürüyor. Saat ona doğru karşımızda bulunun bir köyün olduğu noktadan siyah dumanların yükseldiğini görüyoruz. Bunun ne olabileceğini anlamaya çalışırken, bir süre sonra bulunduğumuz alanda YPG’nin IŞİD’in tankını imha ettiği ve o dumanından oradan geldiği konuşuluyor.

Buradaki bir başka duyumumuzda kuzeyden, yani sınırın Türkiye tarafından PKK gerillalarının gece yarısı Kobanê’ye geçtiğine ilişkin. Ayrıca bir kısım Kürt gençlerinin de Kobanê’nin direnişine destek için Türkiye’den sınırından Kobanê’ye geçtiği de buradaki duyumlarımız arasındaydı.

GELENLER DÖNMEK İSTİYOR

Sınırda bekleyenler arasında Kobanê’den buraya geçmiş olanlara da rastladık. Pek çoğuyla konuştuk. Türkiye’ye IŞİD’in saldırılarından kaçarak gelenlerin sayısını kimisi 8 bin, kimisi 10 bin olarak veriyor. Yani geçişlerin olduğu önceki gün itibariyle açıklanan resmi rakamların üzerinde.

Kobanê’deki IŞİD’in saldırılarından kaçarak Türkiye’ye gelen Rojavalı Kürtler, geride bıraktıklarının acısını yaşarken, tüm dünyaya da IŞİD’in katliamlarının durdurulması için çağrı yapıyor.

‘DURUMLAR ÇOK KÖTÜ’

Suruç’ta çadırların bulunduğu sınır bölgesine geldiğimizde saat 03.00’ü geçiyordu. Burada iki büyük çadır kurulmuş. Çadırın içindekilerden daha fazla çadırların dışında, kenar bölümlerinde insanlar var. Bazıları yatmış, bazıları henüz uyumamış, çay içip sohbet ediyor. Objektifi kendilerine doğrulttuğumuzda bir grup zafer işareti yapıyor. 

Bu ilk izlenimler için bir çadırın kenarında zor bela bulduğumuz bir prize cep telefonumuzu ve bilgisayarımızı şart etmek için takıyoruz. An itibariyle saat 04.00’ü geçiyor. Arada kalkıp dolaşıyor ve oradakilerle sohbet ederek buradaki bu kısa süreli hayat içinde neler yaşandığını anlamaya çalışıyoruz.

3 İHTİYAR KÖYDE KALDI

Sınırdan geçen binlerce kişi çeşitli yerlere götürülmüş. Burada bir çadırda sınırdan geçenlerden iki kişiye rastlıyoruz. Birinin ismi Süleyman Mustafa, birinin ismi Ali Şeyh. Aynı köyden, Karamuk köyünden gelmişler, akrabalar. 

Süleyman Mustafa, IŞİD’in köylerine geldiğini ve birinin kafasını kestiğini söylüyor. Canlarını kurtarmak için sınıra dayandıklarını anlatıyor. Eşi ve 6 çocuğu ile birlikte gelmiş. Binlerce kişinin sınırı geçtiğini anlatıyor. Sınıra kadar arabalarıyla gelmişler ve 4-5 saat tel örgünün olduğu alanda bekletilmişler. Ancak silahlar patladığında içeri alındıklarını söylüyor. 

Türkiye’nin 2-3 yıldır IŞİD’e destek verdiğini belirtiyor ve şöyle çarpıcı bir cümle kuruyor: “Türkiye Afrika’nın küçük bir bölgesinde 2 Kürt’ün statü kazanacağını duysa müdahale eder, izin vermek istemez” Yaşadıkları dramı da buna bağlıyor.

Ali Şeyh de, onu destekliyor ve “Avrupa, Amerika bu IŞİD’in katliamlarını durdursun” diyor. Her ikisinin anlatımlarından da, Türkiye Hükümeti’den IŞİD ile mücadele konusunda bir beklenti içinde olmadıklarını, bizzat onun IŞİD’i güçlendiren taraf olarak gördüklerini anlıyoruz. Bu arada her ikisi de köylerindeki 3 ihtiyarı kaçarken orada bırakmış olmanın üzüntüsü içindeler.

Saat artık sabaha yaklaşıyor. Biraz uyuyup dinlenmeleri için onların yanından ayrılıyoruz. Burada en çok anlatılanlardan birisi de, Türkiye sınırına dayananların çoğunun hayvanlarını Kobanê’deki köylerinde bırakmak zorunda kalmış olmaları. Bazıları hayvanlarının bir kısmını da getirmiş ve onların sınırda tel örgünün bulunduğu alanla bekletildiğini söylüyorlar.

SINIRDAN GEÇİŞLER SÜRÜYOR 

Kobanê’den Suruç’a yeni gelişler bugün de yaşandı. Binlerce kişi Suruç’un Mürşitpınar beldesine Atmenek Köyü noktasından giriş yaptı. Aralarında bellerini doğrultamayan yaşlıların, yeni doğmuş bebeklerin ve çocukların da olduğu binlerce kişi, yanlarında taşıyabilecekleri eşyalarla birlikte sınır noktasından Türkiye’ye geçtiler. Sınırı geçenler zor durumda olduklarını ifade ederken, ilk istedikleri ise su oldu. Kızılay su dağıtıyordu, ancak bir süre sonra, 'Su bitti, bir daha getireceğiz' dediler.

Sınırda BDP, HDP ve DÖKH tarafından oluşturulan kriz masası Suriyelileri karşılayarak yakın bölgelere gönderiliyor.  Asker, sınırdan geçişlere müdahale etmiyor. Sınırı geçenler zaman zaman, 'Biji Serok Apo' ve YPG sloganları atıyor. Yolda gelirken dinlediğimiz Kobanê radyosunda da sürekli olarak YPG marşları çalıyordu. 



Hava Ale de, Kobanê’den gelen binlerce kişi arasında. Komşularının yardımıyla sınırı geçen Ale, "3 kızımı ve 3 oğlumu IŞİD öldürdü. Tek başınayım" diyor.

 

Rojava’dan gelen Kürtlerden konuştuklarımızdan birisi Feyyal Kose’ydi. 165 haneli Çelebiye Köyü’nden gelmişler. Köylerinden gelenlerin sayısını 700 civarında tahmin ediyor. Onlar eşi ve çocuklarıyla birlikte 7 kişilik bir aile olarak gelmişler.

Mehmet Omer ise, 5 kişilik ailesiyle gelmiş. ‘Uzun top atışları yapılıyordu ve top atışları köyümüze yaklaştığı için kaçtık’ diyor. Her ikisi de, Türkiye’nin IŞİD’e verdiği destek olmasa, IŞİD’in bölgelerinde güçlenerek köylerine saldıracak duruma gelemeyeceğini söylüyor. Türkiye’den en önemli beklentilerinin ne olduğunu sorduğumuzda, ‘Türkiye IŞİD’e desteğini çeksin’ diyorlar. Ardından ‘Peki bundan sonra Türkiye’de yeni bir hayat mı kurmak istersiniz, yoksa geriye dönmek mi?​’ diye soruyoruz. Her ikisi de, köylerine dönmek istediklerini söylüyor ve bunun için de köylerinin IŞİD’den temizlenmesini istediklerini belirtiyor.

Buraya Karamoğa köyünden gelmiş olan Mehmed Davut da, IŞİD’nin bu sınır boyunda ve Türkiye’ye bu kadar yakın bir noktada etkinlik kurabilmesinin Türkiye’nin desteği olmadan mümkün olamayacağını belirtiyor. Akçakale’den Suruç’a kadar bu durumun geçerli olduğunu dile getiriyor Davut. Mehmet Davut, IŞİD’in 70 yaşındaki adamın kafasını keserek direğe astığını da aktarıyor.

Bu arada, sınırda çatışma sesleri 10.30’dan sonra durdu. Bu yazının yazıldığı saat 12.00’da kadar da çatışma sesi gelmiyor. Diğer yandan bunca kötü haber arasında az önce iyi bir gelişme oluyor. Askerler, sınırın Türkiye tarafında bulunanların, Türkiye’ye sokulmadan bekletilen koyun sürülerinin çobanlarını yiyecek vermelerine asker az önce izin verdi. Kısa bir süre sonra da koyunlara su verilmesine izin verileceği konuşuluyor. Ancak buna rağmen, koyunlara su, çobanlara ekmek vermenin nasıl bir güvenlik sorunu oluşturduğu sorusu da ortada duruyor. Nasıl ki, sınıra dayananlar kurşunlar da sınıra dayanınca içeri alındıysa, aynı tutum bu konuda da kendisini gösteriyor.

Bağlarken şunu vurgulamak gerekiyor. Bütün işaretler, IŞİD’in bu sınır boyundan da görünen Kobanê’nin merkezini kuşatarak düşürmek için yüklenmeye devam edeceğini gösteriyor. Ancak, Kürtler Kobanê için ayaktalar ve sırtını Türkiye sınırına dayayarak kendilerine karşı savaşan büyük bir direniş örneği ortaya koyuyorlar.

ÖNCEKİ HABER

Serbest kalan konsolosluk personeli Ankara\'da

SONRAKİ HABER

EMEP: Seferberlik ruhuyla Kobanê\'yi savunalım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...