16 Eylül 2014 06:00

Katalan burjuvazisi, kendine bağımsızlıkçı

11 Eylülde yüz binlerce kişinin 'bağımsızlık' talebiyle sokağa çıktığı Katalonya Parlamentosu’nun Temmuz ayında Filistin, Kürdistan ve Batı Sahra halklarının 'kendi kaderlerini tayin hakkının' tanınması için verilen bir önergeyi reddettiği ortaya çıktı.

Katalan burjuvazisi, kendine bağımsızlıkçı
Paylaş

Elif GÖRGÜ

Barselona’da yüz binlerce Katalan geçtiğimiz 11 Eylülde sokaklara çıkarak bağımsızlık istedi. 9 Kasım’da İspanya’dan ‘ayrı devlet’ kurulması konusunu oylayacak Katalonya’da halkın ve parlamentonun ulusların kendi kaderlerine tayin hakkına yönelik bakışı birbirini tutmuyor. Katalan burjuvasinin hükümette olduğu Katalonya Parlamentosu’nun (la Generalitat) Temmuz ayında Filistin, Kürt ve Batı Sahra halklarının “kendi kaderlerini tayin hakkının” Katalan parlamentosu tarafından da tanınması için verilen bir önergeyi reddettikleri ortaya çıktı. 

FİLİSTİN, KÜRDİSTAN VE SAHRA’YA HAK YOK

10 Temmuz 2014 günü yapılan parlamento oturumunda içinde farklı bir çok konu ile birlikte Filistin ve Kürt halklarının kendi kaderlerini tayin hakkı ile Batı Sahra halkının referandum hakkını reddetti. Yasal yaptığımı olmayacak ancak siyasi bir destek anlamına gelecek olan bu önergenin reddini Katalan ilerici basını, “Katalonya burjuvazisi sadece Katalonya için bağımsızlık istiyor, diğer halkların bağımsızlığı ile ilgilenmiyor” şeklinde yorumladı. Öte yandan Katalonya hükümeti partisi CiU gibi büyük burjuvaziyi temsil eden partiler değil, sosyal demokrat hatta adı sosyalist olan partilerin de bu konudaki tutumunun tartışmalı olduğu ortaya çıktı.  

Politik olarak ittifak halinde olan ve parlamentoda muhalefet kanadında yer alan Katalonya Sosyalistleri Partisi (PSC) ve Yurttaşlar Partisi (C’s) farklı tutum gösterdi. PSC, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını tanır ve Batı Sahara halkının referandum hakkını desteklerken Kürt halkı için çekimser oy kullandı. C’si ise Batı Sahara Halkının kendi geleceğine karar vermek için referandum yapmasının desteklenmesi önerisini onaylarken, Kürt ve Filistin halkları için red oyu verdi. Muhalfetteki diğer partiler ICV-EUIA, ERC ve la CUP partileri tüm ulusların kendi kaderlerini tayin hakkının lehine oy kullandı.  

Önergelerin tartışıldığı oturumda konuşma yapan PP milletvekili Jose Antonio Coto’nın Batı Sahara halkından bahsederken İspanya’da ırkçı bir terim olarak kabul edilen ve Arap Kuzey Afrika halkları için kullanılan ‘moro’ kelimesini sarf etmesi de tartışmalara neden oldu. Etimolojik olarak ‘kara’ anlamına gelse de siyasi olarak Moro kelimesi ingilizcedeki ‘zenci’ kelimesine denk düşüyor. Batı Sahra 1976’da İspanya'dan ayrılmış olmasına rağmen Fas tarafından hak iddia edilerek fiilen yönetiliyor. 

İSRAİL İLE İLİŞKİLERİ KOPARMA ÖNERGESİNE DE RET

Aynı oturumda aynı şekinde ICV-EUIA’nın, Katalan hükümeti La Generalitat’ın İsrailli kurum ve şirketlerle hiç bir anlaşma yapmayacağını ilan etmesini talep eden önergesi de Hükümet partisi CiU ile PP ve C's oyları ile ve oy çokluğuyla reddedildi.

KATALAN BURJUVAZISI VE BAĞIMSIZLIK

Katalonya, ekonomik olarak İspanya’nın en güçlü ve zengin bölgelerinden biri. Katalonya İspanya nüfusunun yaklaşık yüzde 8’ini oluşturmakla birlikte, yıllık yurtiçi hasılanın yüzde 18’ini alıyor. Bağımsızlık meselesi, bugün diktatör Franco döneminden oldukça farklı aşamada, parlamentosunda tartışılan Filistin, Kürt ve Sahara halklarının meseleleriyle benzerlik göstermiyor. Ancak İspanyol nasyonalizmi bir Franco dönemiyle karşılaştırılamasa da hâlâ mevcut. 

Katalan burjuvazisinin ve şirketlerinin ise Katalonya, Avrupa Birliğinde içinde kalacaksa şirketlerin bağımsızlığa bir diyeceği yok. Bağımsızlık tartışmalarını alevlendiren ve halkın ayrı devleti yönelik desteğini artıran ise hala içinden çıkılamayan ekonomik kriz. 

İSPANYOLLAR KATALANLARI DEĞİL, PATRONLAR EMEKÇİLERİ SÖMÜRÜYOR

Bugün Katalonya’da ortalama bir Katalan’ın yıllık kazancı 10 bin avro iken Katalan zenginlerinin kazancı 6 kat daha fazla, 59 bin 138 avro. Katalan zenginleri Madridli sınıfdaşlarından çok daha fazla kazanıyorlar. İspanya’nın en büyük 35 şirketinden 5’inin merkezi Katalonya’da. Katalonya Hükümeti sosyal politikalara da Avrupa ortalamasından yüzde 12 daha az bütçe ayırıyor. Emekçileri sömürülmesi konusunda İspanya’dan ‘bağımsızlık’ söz konusu değil. Katalonya burjuvazinin ayrı devlet konusundaki tutumuna yönelik analizler, “Madrid Katalonya’yı sömürmüyor, İspanya’nın her yerindeki zenginler, İspanya’nın her yerindeki emekçilerini sömürüyor” yönünde.  

EKONOMİ İSPANYA’YA DEĞİL DIŞA BAĞIMLI

8 bin şirketin temsilcisi olan CECOT işveren örgütü, 2012 yılında üyeleri arasında bir anket yaptırmış ve patronların yüzde 52’si ayrı devlet kurulması yönünde oy kullanmış. 

Katalonya’da büyük şirketlerin bağımsızlığı destekleyip desteklememesinin Katalonya içine mi dışına mı iş yaptıklarına göre değiştiği belirtiliyor. 

2011 yılında Katalan ekonomisi İspanya dışına yüzde 53, İspanya içine yüzde 47 satış  yaparken, bu oranın örneğin 1995’te yüzde 36’ya yüzde 64 şeklinde olması burjuvazinin ayrı devlet tartışmalarına bakışının da keskinleşmesinin nedenlerinden biri. 

Katalonya’nın ekonomik hayatı İspanya’dan çok Avrupa Birliği’ne bağlı. İspanya’nın vergi sisteminden kurtulmak isteyen Katalonya burjuvazisi, ihracatının yüzde 84’nü Avrupa Birliği  ülkelerine yapıyor, ithalatın yüzde 70’i de yine Avrupa’dan. Katalonya merkezli doğrudan yatırımların ise yüzde 72’si Avrupa ülkelerinde gerçekleştiriliyor. 

Velev ki tüm bunlar böyle olsun, ister burjuva ister proleter, ister zengin ister yoksul; bir halk olarak Katalanların ayrı devlet kurma hakkı tabi ki tartışma konusu değil, bu karar onlara ait. Ancak Katalonya’nın en azından ekonomik bağımsız bir ülke olması yakın zamanda mümkün görünmüyor. 

REFERANDUM TARTIŞMASI NASIL BAŞLADI?

Katalonya Hükümeti Başbakanı Artur Mas, 12 Aralık 2013’te Katalonya’nın siyasi geleceğine karar verme hakkı olduğunu söyledi ve 9 Kasım 2014’te referandum yapılacağını açıkladı. Referandumda halka “Katalonya bir devlet olsun mu?​” sorusu ve bu soruya “evet” yanıtı veren seçmenlere de “Bu devlet bağımsız bir devlet mi olsun?​” şeklinde ikinci bir soru yöneltilecek.  

Referandum İskoçya Referandumu gibi yasal olarak bağlayıcı olmayacak. Ancak buna rağmen İspanya Hükümeti bu karar büyük tepki gösteriyor. Başbakan Mariano Rajoy, referandumu “yasadışı” ilan etti ve Anayasa Mahkemesine gideceklerini açıkladı. 

19. YÜZYILDA BAŞLAYAN TARTIŞMA

İspanya Krallığına bağlı özerk bir bölge olan ve kendi hükümeti bulunan Katalonya’da, İspanya’dan ayrılarak bağımsız bir devlet kurma tartışmaları 19. yüzyıla kadar dayanıyor.  

Marksist tarihçi Pierre Villar (1906-2003), Katalonya ulusal hareketinin bölgede ticaretin gelişmesi ve burjuvazinin bir sınıf olarak İspanya’nın diğer bölgelerinden daha hızlı şekilde gelişim göstermesiyle 19. yüzyıldan başladığını, bu dönemde “Entellektüel bölgeselcilikten özerklik fikrine” geçildiğini ve 1898'den sonra ‘ulusal kimlik’in bir politik terim olarak kullandıldığını yazıyor. 1906’da partiler üstü oluşan Katalan Dayanışması’nın büyük seçim başarısı elde ettiği belirten Villar, aynı yıl ilk Katalan Partisi la Liga Regionalista (Bölgesel Lig) kurulduğu bilgisini veriyor. 

İspanya’da Katalan ve Bask alkının siyasi ve kültürel hakları, 2. Cumhuriyeti darbe ile yıkan ve iç savaşın ardından diktatörlüğünü kuran General Franco döneminde yok sayılarak baskı altına alınsa da bu hakların yanında özerkliğini de 1978 Anayasası ile kazandı.

ÖNCEKİ HABER

\'NATO bir kez daha emperyalistlerin dış politika merkezi\'

SONRAKİ HABER

İşçilerin sendikalarda söz sahibi olması için birleşelim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...