Derelere kelepçe vuruluyor

Saimbeyli’nin Kızılağaç köyü yaklaşık 2 bin rakımlı hem yayla hem de yerleşik olarak kullanılan bir köy. İçme suyunu köyün hemen yakınından doğan Pağnık Deresi’nden karşılıyor. Dere köylünün hem içme hem de suluma suyunu karşılıyordu. Ayrıca yıllardan beri köyde kurulu olan su değirmeni de köylülerin un ihtiyacını karşılıyordu. Kızılağaç köyünün kabusu dere üzerine kurulan alabalık çiftliği ile başladı. İçme suyunu karşıladıkları dere çiftlik nedeniyle kirlenirken, derenin şelaleleri çiftliğe su aktarmak için borular bağlanarak yok edildi. Köylüler, çiftliğin kirliliğinden dolayı artık hayvanların bile dereden su içemez duruma düştüğünü ifade ediyorlar. Daha sonra çiftliği kuran kişi HES için başvuru yapmış. Balık çiftliği ile kirlettiği dereyi, HES’le esaret altına almak istiyor. Köylü ise balık çiftliğinin sahibinin taşeron olduğunu arka planda ise uluslararası şirketler olduğunu söylüyorlar. Zira bölgede onlarca HES kurulmuş ve kurulmaya devam ediyor hepsinde aynı senaryo ile karşılaşılmış.
 

BİR KİŞİYE DEĞİL, BİN KİŞİYE DEVLET

Bu saldırılara Kızılağaç köylüleri ise karşı. Kızılağaç Köyü Dayanışma ve Kültür Derneği, ÇETKO, Adana Barosuna üye çevrecilerle yaklaşık 3 saat süren bir yolculukla ulaşıyoruz Kızılağaç köyüne. Bu yolculuk kâr hırsı ile doğanının nasıl katledildiğini gösteriyor. Kısa mesafelerle yapılan HES’ler doğanın üstüne karabasan gibi çökmüş. Ağaçlar kesilmiş kesilmeye devam ediyor. Dereler artık akmaz olmuş Çukurova’da. Yolculuğumuz Kızılağaç köyünde son buluyor. Köy meydanında kadını erkeği, genci yaşlısı önceki gün köy meydanında bir araya geldiler. Ellerinde “Bir kişiye değil, bin kişiye devlet istiyoruz, köyümüzü, toprağımızı, suyumuzu HES’lere vermeyeceğiz, balık çiftliği suyumuzu kirletiyor” yazan dövizler taşıdılar.

ÖNCE BALIK ÇİFTLİĞİ, ŞİMDİ HES

Köylüler ile birlikte ilk önce derenin gözelerine gidiyoruz. Köyden 10 dakikalık bir yürüyüşle varıyoruz gözelere. Yolda balık çiftliğinin iki tesisi var. Bunlardan biri zaten köyün içinde diğeri ise 100 bilemedin 200 metre uzak köye. Köylüler eski şelaleleri gösteriyor. Eski diyoruz. Balık çiftliğine su sağlamak için derenin kalbine sokulan borular kurutmuş şelaleleri. Balık çiftliği ile başlayan kıyım yapılmak istenen HES’le perçinlenecek. HES hemen köyün içine yapılacak köyün bir kısmı su altında kalacak, bir kısmı ise baraj inşaatına kurban edilecek. Toplantıda ilk olarak Kızılağaç Köyü Dayanışma ve Kültür Derneği Başkanı Tufan Döver,  konuşma yaptı. Yapılacak HES’in köydeki yaşamı sonlandıracağını ifade eden Döver, HES istemediklerini söyledi.

BİRKAÇ KİŞİ İÇİN DOĞA KATLEDİLİYOR

Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şahin Yeter ise suyun insanın ve doğanın can damarı olduğunu ifade etti. Kâr hırsı nedeniyle doğanın yok edildiğini söyleyen Yeter, su borulara girdiğinde bu tür şirketler için para kazandıran bir sıvıya dönüştüğünü aktardı. Yapılacak olan HES’ten sadece birkaç kişinin para kazanacağını dile getiren Yeter, “Birkaç kişinin cebine girecek para için bu kadar insanın ve doğanın yok edilmesine göz yummayız” diye konuştu. Köy Muhtarı Şaban Samsa’da bütün bakanlıklara ve siyasi partilere dosya hazırlayıp gönderdiklerini söyledi. Sadece DSİ’den kendilerin cevap geldiğini vurgulayan Samsa, inceleme olduğunu, raporun ise sonra yazılıp gönderileceğini dile getirdi. Köylerinin doğasının bozulmasını istemediklerinin altını çizen Samsa, köye HES için onay verenlerin gelip köyde kalmalarını istedi.

ADANA’DA 160 HES PROJESİ VAR

Adana Barosu Çevre ve Kentleşme Komisyonu Başkanı Avukat İsmail Hakkı Atal da Karadeniz’de yoğun bir şekilde yüzlerce HES yapıldığını dile getirdi. Rize idare mahkemesinin örnek bir karar verdiğini vurgulayan Atal, karar da havza planlaması yapıldıktan sonra HES yapılabileceğinin ve her dereye her akarsuya HES yapılırsa doğanın dengesinin bozulacağının vurgulandığını ifade etti. Adana il sınırları içinde 160 tane HES projesinin olduğunun altını çizen Atal, bunların bir kısmının yapıldığını bir kısmının ise yapım ve proje aşamasında olduğunu belirtti. Böyle bir durumun dünyanın hiçbir yerinde olmadığına dikkat çeken Atal, bu kadar HES’in akla, mantığa ve bilime aykırı olduğunu söyledi. ÇETKO Başkanı Dr. Sadun Bölükbaşı ise yapılacak HES’in doğanın dengesini bozacağını dile getirdi. Doğanın dengesinin bozulmazsı ile birlikte insan sağlığının da bozulacağını söyleyen Bölükbaşı, “Doğamıza, sağlığımıza ve suyumuza sahip çıkmak için HES’lere karşı duralım” dedi.  (Adana/EVRENSEL)