Ders kitapları kinci ve tekçi

Türkiye yeni eğitim-öğretim sadece uygulamadaki sorunlarla değil aynı zamanda müfredattaki ders kitaplarındaki ırkçı, tekçi ve cinsiyetçi ifadelerle giriyor.

2013-2014 yılı eğitim-öğretim yılı müfredatını kapsayan “Ders Kitaplarında İnsan Hakları” konulu araştırma müfredata ilişkin vahim tabloyu ortaya koyuyor.

Tarih Vakfı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yapılan araştırmada toplam 3 bin 650 civarında ihlal ve iyi örnek raporlanıyor. Raporlanan sadece 350 tanesi iyi örnek teşkil ederken, 3 bin 300’ü ihlal içeriyor.

ASKERLİK VE ÖLÜM YÜCELTİLİYOR

Ders kitaplarında sıkça vurgulanan, “Orta Asya’dan başlayan, İslamiyet’i benimsemekle güçlenen, ordu-millet olarak devletler kuran “Türklerin öyküsü”, askerliğin ve can vermenin yüceltildiği ödev bilinciyle sonlanıyor. Türkçe 7’inci sınıf ders kitabında, uyulması gereken “milli ahlak” şu ifadelerle anlatılıyor: “Milli ahlak ilkeleri; doğru olmak, çok çalışmak, çevresindeki insanları ve Türk milletini saymak ve sevmek, ülkesini ve milletini her şeyin üstünde tutmak, yükselmek, ileri gitmek, varlığını Türk varlığına armağan etmeye hazır olmaktır.”

Ayrıca askerlik kavramı ve ölüm kavramı da ders kitaplarında “Türk milletinin ahlak anlayışı içerisinde yardımlaşma duygusu, kendini kutsal bildiği değerler için -bayrak, vatan-feda etmesi gibi üstün özellikler sayılabilir” ifadeleriyle yüceltiliyor.

ALEVİLİK FOLKLORİK BİR KOL MU?

Çalışmada, son yıllarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında Yahudilikten, Budizme, Alevilikten Nusayriliğe kadar farklı inanç ve mezheplerden bahsedilmeye başlanmasının olumlu bir adım olduğu belirtilmekle birlikte, söz konusu kitaplarda Alevilik ve Bektaşiliğin çoğu zaman Sünni inancının homojen folklorik bir kolu gibi sunulduğuna yer veriliyor.  Milli Eğitim Bakanlığını Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi için hazırladığı ders kitabında “Hz. Ali’yi seven, sayan ve ona taraftar olan kişiye Alevi denir. Aleviler; Allah’ın birliğine inanan, Hz. Muhammed’i son peygamber olarak kabul eden, kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim olan, Hz. Muhammed’i ve onun ehl-i beytini seven Müslümanlardır” ifadeleri bu durumu ortaya çıkarta bir örnek durumunda.

RESMİ ERMENİ TEZİ

Hıristiyanlık ve Ateizme karşı önyargılı bir bakış açısı içeren ifadelerin ortaya konduğu çalışma sırasında incelenen bazı ders kitaplarında resmi Ermeni tezlerinin sanuvulması çağrısı yapılıyor.

Kitaplarda Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük kitapları ve 10’uncu sınıf Tarih kitapları başta olmak üzere, Tarih 11, Sosyal Bilgiler 7 ve Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi kitaplarında “Ermeni sorunu” yoğun bir şekilde ele alınırken, öğretmenlerden devletin, “Öğretmen, güncellik ilkesi gereği Ermeni iddialarını ele almalı, bu iddiaların tarihi gerçeklerle bağdaşmayan iddialar olduğunu açıklamalıdır (T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 8,ÖKK, MEB, 35)” şeklindeki savunmacı söylemini öğrencilere aktarması isteniyor. Ders kitaplarındaki “bizlik” vurgusuyla sadece Türk kültüründen bahsediliyor.

KÜRT SÖZCÜĞÜ SADECE ‘ZARARLI CEMİYETLER’DE GEÇİYOR

Çalışma, herkes tarafından bilinen bir başka gerçeği de gözler önüne seriyor. Ders kitaplarında Kürt sözcüğünün geçtiği tek yer milli mücadele dönemindeki “zararlı cemiyetler” konusu olurken, bu çerçevede Kürt sözcüğü, sadece Kürt Teali Cemiyeti ifadesinde geçiyor. Ancak bu cemiyetlerin de Türkler tarafından kurulduğu iddia edilerek, şu ifadelere yer veriliyor: “Azınlıkların kurduğu cemiyetler dışında Türkler tarafından Milli Mücadele’ye karşı kurulan cemiyetler de vardı. Bunlardan bazıları şunlardır: Kürt Teali Cemiyeti: İstanbul’da Mayıs 1919’da kurulan cemiyetin amacı, doğu illerimizi kapsayacak şekilde ayrı bir devlet kurmaktı.  (İSTANBUL)