10 Eylül 2014 06:00

IŞİD saldırıları Kürtler ve Ortadoğu

Ortadoğu’da Kürt coğrafyasında meydana gelen gelişmeler dünya kamuoyunda önemli bir yer almaya devam ediyor. Irak İslam Devleti’nin (IŞİD) Suriye’de alan hakimiyetini genişlettikten sonra haziranda Irak’a saldırması ve ikinci büyük şehri olan Musul’u kolayca ele geçirmesi bölgede ve dünyada kaygı ile izlendi.

IŞİD saldırıları Kürtler ve Ortadoğu
Paylaş

Cengiz GÜNEŞ*

Ortadoğu’da Kürt coğrafyasında meydana gelen gelişmeler dünya kamuoyunda önemli bir yer almaya devam ediyor. Irak İslam Devleti’nin (IŞİD) Suriye’de alan hakimiyetini genişlettikten sonra haziranda Irak’a saldırması ve ikinci büyük şehri olan Musul’u kolayca ele geçirmesi bölgede ve dünyada kaygı ile izlendi. Irak ordusunun geride bıraktığı silah ve askeri mühimmat, IŞİD’in saldırı gücünü ve etkinliğini artırdı ve özellikle Rojava Kürtlerini ve Suriye’nin diğer muhalif gruplarını hedef alan saldırılar yapması, bölgesel düzeyde IŞİD’i en büyük tehdit unsuru haline getirdi. Suriye ve Irak’ta sivilleri ve dini azınlıkları hedef alan terör eylemleri ve günbegün pekiştirdiği korku rejimi, IŞİD’in gücü ve alan hakimiyeti genişledikçe sebep olacağı facia ve insanlık dramlarının boyutlarını, Şengal’de Êzidi Kürtlere yaptığı saldırılarda bir kez daha gözler önüne serdi. IŞİD’in Suriye ve Irak’ta yükselişi, ona karşı etkili mücadele nasıl olmalı ve kimler tarafından verilmeli üzerine tartışmalarda beraberinde getirdi. IŞİD’e karşı başarılı olunması, Suriye ve Irak’ı kapsayan, bölge devletleri, farklı muhalif hareketler ve uluslararası güçlerin dahil olduğu ortak bir hareket ile ancak mümkün görünüyor. Ancak, böylesi büyük bir askeri hareket için gerekli olan fikir birliği önünde büyük engeller mevcut.

KÜRDİSTAN UZUN DÖNEMLİ BİR HEDEF

Haziran başlarında Irak ordusunun ülkenin kuzey bölgelerinde geri çekilmesi, Kürdistan Bölgesi sınırları boyunca IŞİD’in alan kazanmasına sebep oldu. Bu, Kürtler tarafından geri dönülmez bir gelişme ve Irak’ın fiili bölünmesi olarak yorumlandı. Fazla zaman geçirmeden, Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) Kerkük dahil ‘tartışmalı’ bölgeler olarak bilinen yerlere askeri güçleri olan Peşmergeleri yerleştirdi. Irak’ta süren siyasal krizin devam ediyor olması Kürdistan Bölgesinin güvenliğinin sağlanması için uzun dönemli çözümün bağımsız Kürt devleti kurulması olduğu düşüncesini KBY üst düzey yetkilileri haziran ve temmuz aylarında sık sık dile getirdi. Hatta, bu amaçlı ön çalışmaya başlaması için KBY Başkanı Mesut Barzani, 3 Temmuzda Kürdistan Parlamentosundan bağımsızlık ilan etmek için referandum tarihi belirlemesini istedi. Ancak, daha sonra yaşanan gelişmeler ve IŞİD saldırıları karşısında Peşmerge güçlerinin zafiyeti, Kürdistan Bölgesinde ileride oluşabilecek güvenlik sorunlarına tek başına çözüm olamayacağından dolayı bağımsız Kürt devleti kurmanın uzun dönemli bir hedef olarak kalacağına işaret ediyor.

ÊZİDİ KATLİAMI

Ağustos başlarında Êzidilere karşı yapılan IŞİD saldırıları, katliam ve sonrası yaşanan göç Kürtlerde büyük bir panik uyandırdı ve saldırılar karşısında Peşmerge güçlerinin geri çekilmesi, IŞİD’e karşı Peşmergelerin etkili direniş yapabilme kabiliyetleri konusunda şüpheleri arttırdı. KBY yetkilileri, IŞİD’e karşı kullanabilecekleri yeterince etkili silah ve mühimmatları olmadığı için taktiksel olarak geri çekilmek zorunda kaldıklarını ifade ettiler. Buna cevaben birçok batılı devlet Kürdistan Bölgesine silah yardımında bulunmaya başladı. IŞİD saldırılarının beklenilmeyen bir sonucu, Kürtler arası daha yakın askeri iş birliğinin gelişmesi oldu. Peşmerge güçlerinin yanı sıra Rojava’da Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve PKK gerillaları da IŞİD’e karşı savaşmakta ve ABD Hava Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen hava saldırılarının yardımıyla, IŞİD saldırılarını Kürtler geri püskürtmeyi başardı.Geçen yıl, Kürt Ulusal Kongresi çalışmalarında da görüldüğü gibi, devam eden partiler arası görüş farklılıkları yüzünde bu iş birliğin uzun vadeli ortak harekete dönüşümü konusunda şüpheler devam ediyor.

PEŞMERGE VE GERİLLA

Ama bilinen bir gerçek, daha iyi silah ve mühimmata ek olarak, IŞİD ile çatışmada Kürt güçlerinin başarılı ve etkili olabilmesi Kürt güçleri arasında daha yakın iş birliği ve koordinasyon sağlanmasına bağlı. En önemli bir zayıflık, Peşmerge güçlerinin ortak ve etkili bir komuta yapısı altında hareket etmek yerine, Kürdistan Bölgesinin iki büyük partisi, Kürdistan Demokrat Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliğine bağlı olmaları. PKK’nin Suriye kolu olarak anılan Demokratik Birlik Partisi himayesinde olan YPG güçleri, IŞİD’e karşı bir yılı aşkın zamandır yürüttüğü savaş ile etkili bir güç olduğunu kanıtlamıştır. Yaklaşık olarak 50 bin savaşçısı ve etkili bir güç olmasına rağmen, ABD ve müttefiklerinin IŞİD’e karşı yürüteceği muhtemel bir büyük çaplı saldırıda en etkili savaş pratiğine sahip YPG’nin katılımı ya da nasıl bir düzeyde katılacağı konusunda belirsizlik devam ediyor. Bunun sebebinin ABD ve birçok başka batı ülkesinde, PKK’nin ‘terör örgütü’ listelerinde bulunuyor olması. IŞİD’e karşı savaşı ve Êzidi ve diğer azınlıkları katliama karşı koruması, Avrupa ülkelerinde ve ABD’de algı değişikliğinin başlangıcı olarak yorumlanan PKK’nin terör listesinde çıkartılması yönünde tartışmaya yol açtı.

UZLAŞMA SAĞLAMAK ZOR

Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı mücadele önümüzdeki aylarda ivme kazanmaya devam edeceğe benziyor ve hem Suriye’de hem de Irak’ta Kürtler bu mücadelenin önemli bir aktörü olacak. Irak’ta askeri harekete ek olarak uzun dönemli plan Sünnilerin siyasal sürece dahil edilmesi. Şimdiye kadar Irak’ta yapılan ABD saldırılarının hedefi, IŞİD’in ilerlemesini sınırlamak olarak belirlenmişti ama bundan sonraki beklenti, yakın zamanda Suriye’de IŞİD’i hedef alacak daha kapsamlı bir hava saldırısının olması. Saldırı detayları NATO zirvesinde netleşmeye başladı ama uluslararası ve bölgesel güçlerin Suriye’de devam eden iç savaş hakkında ortak tavır alma ve fikir birliği edinmede yaşadıkları zorlukları göz önünde bulundurduğumuzda, IŞİD’e karşı Suriye’de uzun süreli bir mücadele planı oluşturmak epeyce zor olacağa benziyor. Olası hava saldırılarının rejim kuvvetleri ile birlikte koordineli bir şekilde olması, Iran ve Suriye rejiminin koşulu olacaktır. Türkiye, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin tutumları olası saldırıların iç savaşta dengeleri rejim tarafına dönüştürülmesine yönelik olacaktır. Böylesi karmaşık bir ortamda herkesi memnun eden bir uzlaşma sağlamak mümkün olmayabilir.

* Dr. Open Üniversitesi – İngiltere

 

ÖNCEKİ HABER

İzlanda, Türkiye\'yi 3 golle geçti

SONRAKİ HABER

AB\'de Rusya krizi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...