İşçiye ya zulüm ya ölüm!

Umut YEĞİN
VAN

13 Haziran’da işlerine son verilen ve o günden beri Feqiye Têyran Parkı’nda işlerine geri dönmek talebiyle oturma eylemi yapan depremzede İŞKUR işçileri, Ankara yürüyüşlerine polis saldırısının ardından gazetemize konuştu. Polis saldırısında yaralanan ve 100’ü gözaltına alınan işçiler, İstanbul’da Torun Center inşaatında bir iş cinayetine kurban giden 10 işçiye dair “Devlet biz işçilere ya zulmediyor, ya da öldürüyor” dedi.

Taleplerini iletmek üzere Ankara’ya gitmek isterken polisin kendilerine vahşice saldırdığını söyleyen Süleyman Yiğit isimli işçi, “Verilen sözleri tutmadılar. Bizler de Ankara’ya yürümeye karar verdik. Bu kararımızdan bizi vazgeçirmeye çalıştılar. Hepimizi darbettiler. Küfür ettiler, gözaltına aldılar” dedi. İşlerine dönene kadar mücadele etmeye kararlı olduklarını söyleyen Yiğit, Torun Center’da yaşamını yitiren işçilerin de devletin sorumsuzluğu nedeniyle öldüğünü söyledi. Yiğit, “Devlet burada bizlere zulmediyor. Orada öldürüyor. Onlar bizim kardeşlerimizdi” diyor.

ARTIK KAYBEDECEĞİM HİÇBİR ŞEY YOK

Üç aydan beri evine ekmek götürebilmek için mücadele ettiğini söyleyen Şefik Dinç ise “Bu saatten sonra benim kaybedeceğim hiçbir şey yok. Gerekirse açlık grevine de girerim. Sadece bu canım kaldı” diyor. Torun Center’da yaşamını yitiren işçilerin ailelerine başsağlığı dileyen Dinç, “Onlar da bizim gibi emeği ile geçinen insanlardı. Çok üzüldüm” diyor.

İLLE ÖLMEMİZ Mİ GEREK?

Ankara’ya yürümek için polisin saldırısına uğradıkları sırada bir arkadaşı ile arasında geçen konuşmayı aktaran Ahmet Dündar ise “Dün eylem sırasında bir arkadaşımız bana, ‘Ben ölürsem hiç olmazsa çocuklarım yaşar’ demişti. Önce tepki gösterdim. ‘Sen öldükten sonra onlar yaşasa ne olacak’ diye kızdım arkadaşıma. İstanbul’da yaşamını yitiren işçileri gördükten sonra ‘Değerimizin anlaşılması için ölmemiz mi gerek’ diye düşünmeye başladım. Soma’da da olmuştu. Biz de 90 gündür burada eylemdeyiz. Bizden de 15 kişinin ölmesi mi gerekiyor” diyor.

Taleplerinin karşılanması için günlerdir mücadele ettiklerini ve kazanana kadar da mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Maşallah Türkan ise “Eğer bize ekmeğimizi geri vermezlerse kendimi burada yakacağım. Sorumlusu ise bu konuda yetki sahibi olan herkes olacak” diyor.

Gündüz polis saldırısına maruz kalıp gözaltına alındıklarını gece ise yaşamını yitiren işçileri duyup ağladığını söyleyen Ethem Altın ise “Onlar da bizim gibi ekmeğinin peşindeydi. Ekmek parasını çıkarabilmek için kötü koşullarda çalışıyorlardı, asansörden yere çakıldılar. Katledilen her işçinin neler yaşadığını en iyi biz anlarız. Bu gibi cinayetlerin yaşanmasında ihmali olan tüm yetkilileri kınıyoruz” diyor.

SÖZLER TUTULMADI

Yetkililerin işlerine geri dönmeleri için kendilerine verdiği sözleri tutmadığını, bu yüzden Ankara’ya yürümek istediklerini söyleyen Altın, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile görüşmemizde bize işe alınacağımızı söylediler. Bunun üzerine Van’a dönerek arkadaşlarımıza bilgi verdik. Fakat şimdi müracaatlarımız kabul edilmiyor. Verilen sözler tutulmadı” diyor. Yürüyüş sırasında bir çok işçinin darbedildiğini ve 100’ün üzerinde işçinin gözaltına alındığını söyleyen Altın, “Bizim ekmek davamız var. Bunu elde edene kadar da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

İHD, GAZETECİLERE SALDIRIYI KINADI

İHD Van Şubesi, İŞKUR işçilerinin tekrar işe alınma talebiyle yaptığı yürüyüşe saldıran polislerin, basın emekçilerine de şiddet uygulamasını kınadı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan İHD Basın Komisyonu Sözcüsü Adil Harmancı, “4 işçinin yaralandığı saldırıdan, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla çekim yapan basın emekçileri de nasibini aldı. İnsan hayatının değersizleştirildiği, basın özgürlüğünün hiçe sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz” dedi. (VAN)