08 Eylül 2014 16:42

İşçiler toprağa verildi; Hıdır Ali Genç'in babası: Bu bir cinayettir

İstanbul'da Torun Center inşaatındaki asansörün 32. kattan yere çakılması sonucu hayatını kaybeden 10 işçiden birisi olan 20 yaşındaki Hıdır Ali Genç'in cenazesi memleketi Dersim'in Pertek ilçesine bağlı Gülbari köyünde toprağa verildi.

İşçiler toprağa verildi; Hıdır Ali Genç\'in babası: Bu bir cinayettir
Paylaş

İstanbul Mecidiyeköy'de Torun Center inşaatında yaşamını yitiren 10 işçi memleketlerinde toprağa verildi.

HIDIR ALİ GENÇ-DERSİM

İstanbul'da Torun Center inşaatındaki asansörün 32. kattan yere çakılması sonucu hayatını kaybeden 10 işçiden birisi olan 20 yaşındaki Hıdır Ali Genç'in cenazesi memleketi Dersim'in Pertek ilçesine bağlı Gülbari köyünde toprağa verildi.

Bugün saat 10:00 sularında İstanbul'dan gelen cenaze aracını Pertek'in girişinde yüzlerce kişi karşıladı. Karşılamanın ardından hep beraber Genç'in köyü Gülbarı'na gidildi. Köyde önce, Hıdır Ali Genç'in evinin önünde kısa bir süre bekledikten sonra cenaze köy mezarlığına defnedildi. Mezar başında yakılan Kürtçe ağıtlara katılan anne Songül Genç'in 'Berxika mın'* sesleri  cenazeye katılanları bir kez daha hüzünlendirdi. Mezar başında konuştuğumuz birçok kişi, sorumluların cezalandırılmasını istediklerini belirttiler. Cenazeye, EMEP, DBP, HDP, KESK ve işçi sendikaları da katıldı.

Baba Mustafa Genç, yaşananın bir cinayet olduğunu söyledi. Baba Genç, "Orada çalışanların hepsi 18-19-20 yaşlarında gencecik çocuklar. Bu bir cinayettir" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisini arayarak başsağlığı dilediğini belirten Genç, “Başbakan'a da siz cinayet işlediniz dedim. Mahkemeye verdim, davamın peşini bırakmayacağım. Çocuğum gibi binlerce çocuk var orada. Her gün 10 kişi daha ölecek. Bunları söyledim kendisine. 3-4 gündür asansör bozuktu, elektrik sorunu vardı. Kimse ilgilenmedi. 10 tane can öldü" diye konuştu.

İki yıldır bahsi geçen inşaatta çalıştığını ve oğlunun da 5 gün önce işe başladığını söyleyen baba Mustafa Genç, "Kazadan önce de yanına gittim. Bir sıkıntı var mı diye sordum. Yok baba, ben çocuk değilim iki de bir bunu sorma bana. Ben dikkatliyim dedi. Kapıyı kapattı gülümseyerek bana el salladı. Yukarı çıktılar. Ben ayrıldıktan sonra bir ses geldi koşup gittim. Asansör 32. kattan yere çakılmıştı. İtfaiye cesetleri çıkarmak için 5-6 saat uğraştı. Her şey ihmal. Çevik kuvveti yığdılar meydana kimseyi bırakmadılar. Ben babasıyım beni bile bırakmadılar. Bu resmen cinayet" şeklinde konuştu.

Kazanın ardından kendisinin de olay yerine gittiğini belirten amca Hüseyin Genç, “Ben de 10 yıldır asansör kurulumu yapıyorum. Asansörde güvenlik yok. Mantar stopları yok, kesici lamalar yok, aşırı yük sistemi yok. Bunu kim denetliyorsa o kurum da sorumludur. Denetlendiği söyleniyor. Bunun denetlenmediği koğuşlardan belli. 10 kişilik koğuşlarda 30 kişi kalıyor. Gidip gördüm tam bir ölüm kampı" ifadelerini kullandı. (Dersim/EVRENSEL)


CENGİZ TATOĞLU-ZONGULDAK

40 yaşındaki Cengiz Tatoğlu'nun cenazesi, memleketi Zonguldak merkeze bağlı Kaleoğlu Köyü'nde gözyaşları arasında toprağa verildi.

Tatoğlu'nun cezanesi gece saatlerinde köye getirildi. Sabah köy camiinin morgundan alınan Tatoğlu'nun cenazesi, evinin önünde masaya konuldu. Evin önünde dua edilmesi sırasında Tatoğlu'nun yakınları gözyaşı döktü. Eşini kaybeden 33 yaşındaki Sevim Tatoğlu, çocukları 2 yaşındaki Arda ve 8 yaşındaki Ceren ile birlikte taziyeleri kabul etti.

Tatoğlu için öğle namazı öncesi köy meydanında cenaze namazı kılındı. Cenazeye AKP Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar da katıldı. Tatoğlu'nun cenazesi, cenaze namazının ardından köy mezarlığında gözyaşları arasında toprağa verildi.

MADENCİ OLAMAYINCA İSTANBUL'A GİTMİŞ

Cengiz Tatoğlu'nun babası emekli madenci 56 yaşındaki Selim Tatoğlu, cenazenin ardından taziyeleri kabul ederken gözyaşlarına boğuldu. Selim Tatoğlu, oğlunun 1999'de kendisinin de emekli olduğu Türkiye Taşkömürü Kurumu'na girmek için başvurduğunu, ancak sınavı kazanamayınca çalışmak için İstanbul'a gittiğini söyledi. En son 2 gün önce oğluyla telefonda konuştuklarını anlatan Selim Tatoğlu, "Kurban Bayramı'nda izine gelemeyeceğini söyledi. Ben de 'Üzülme oğlum, arabaya atlar biz geliriz' dedim. Daha sonra annesiyle 40-45 dakika kadar konuştu" dedi.

'EŞİM ASANSÖRÜN ARIZALI OLDUĞUNU SÖYLÜYORDU'

Acılı eş Sevim Tatoğlu ise olay günü eşinin geç kalması nedeniyle onun arkadaşının eşini aradığını belirterek, "Telefonda konuşurken iki kişi arkadaşımın evine geldi ve acı haberi verdi. Hemen hastaneye gittim. Eşim, daha önce asansörün arızalı olduğunu söylüyordu. 8 aydır bin 200 lira ücretle orada çalışıyordu" diye konuştu.

Cengiz Tatoğlu'nun akrabası Ersin Güllü de kazada ölen işçilerin cesetlerinin tanınmaz hale geldiğini, kendi cenazelerini sağ baş parmağındaki yara ve sağ kaşındaki yara izinden tanıdıklarını söyledi.


VAHDET BİÇER-MANİSA

28 yaşındaki Vahdet Biçer, memleketi Manisa'nın Akhisar İlçesi'nde gözyaşları arasında toprağa verildi.

Vahdet Biçer'in cesedi dün teslim edilen ailesi tarafından memleketi Manisa'nın Akhisar İlçesi'ne getirildi. Vahdet Biçer bugün ilk olarak evinin önünde dualar okundu. Ardından Sarıçalı Mahallesi'ndeki Aşağı Camii'nde cenaze töreni düzenlendi. Törene, Akhisar Kaymakamı Kaan Peker, AKP Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, Belediye Başkanı AKP'li Salih Hızlı, Vahdet Biçer'in annesi 48 yaşındaki Ayşe Biçer, kardeşi 26 yaşındaki Hüseyin Biçer, yakınları ile çok sayıda Akhisarlı katıldı. Akhisar İlçe Müftüsü Ramazan Orhanlı'nın kıldırdığı cenaze namazı ardından fenalaşan acılı anne Ayşe Biçer'e sağlık ekipleri müdahale etti. Gözyaşlarına boğulan anne Biçer'in, "Şehittir benim oğlum inşallah. Ben yandım başka anneler yanmasın, kim bunun sorumlusu? Bu asansörler bir ay öncesi söylenmiş neden bakmadılar? Benim yavrum bıraktı beni, babana selam söyle" diye feryat etti. Cenaze namazının kılınması ardından Vahdet Biçer, köy mezarlığında 10 yıl önce kanserden dolayı vefat eden babası Recep Biçer'in yanına defnedildi.


MENDERES MEŞE-SİVAS

Sivaslı 23 yaşındaki Menderes Meşe, memleketi Sivas'ta gözyaşları içinde toprağa verildi.

Mecidiyeköy'de yıkılan Ali Sami Yen Stadı'nın yerine yapılan rezidans inşaatında 32'nci kattan zemine çakılan yük asansöründe ölen işçilerden elektrik ustası Menderes Meşe'nin cenazesi İstanbul'dan ambulansla sabaha karşı Gemerek İlçesi Sızır Beldesi Eşikli Köyü'ne getirildi. Köy morguna konulan cenaze daha sonra tören için buradan alındı. Köy mezarlığı yanında kılınan cenaze namazı ardından Menderes Meşe'nin cenazesi köy mezarlığında gözyaşları içinde toprağa verildi. Cenaze törenine AKP Sivas Milletvekili Hilmi Bilgin, Menderes Meşe'nin babası Hatem, kardeşi Rasim Meşe, İstanbul'da birlikte çalıştığı iş arkadaşlarının yanı sıra köylüler katıldı.

ANNESİNİN YANINA DEFNEDİLDİ

Rezidans inşaatında 32'nci kattan zemine çakılan yük asansöründe yaşamını yitiren Menderes Meşe, geçen 18 Ocak günü vefat eden, annesi Emine Meşe'nin yanına dualar eşiğinde defnedildi. Ağabey Rasim Meşe ise, annesinin mezar tahtasına sarılarak "Kardeşimi sana emanet ediyorum" dedi.

AKP Sivas Milletvekili Hilmi Bilgin öncelikle üzüntülü olduklarını belirtirken, şöyle dedi:

"Mecidiyeköy'de meydana gelen kazada 10 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ben başta hemşehrimiz olmak üzere tüm hayatını kaybeden işçilerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Hükumetimiz olayın takipçisi ihmal ve aksaklıklar var ise gereği yapılacaktır. İş kazasında yaşamını yitiren işçilerimiz için hükumetimiz maddi ve manevi gerekli yardımı yapacaktır. Olayın takipçisiyiz. Gönül arz eder ki bu tip iş kazaları ile vatandaşlarımız ölmesin. İhmali ve kusuru olan var ise titizlikle incelenecektir. İdari ve adli soruşturma devam etmektedir. Biz tüm ölen vatandaşlarımız acılarını paylaşıyoruz. Şunu çok açık ve net olarak söylüyoruz olayın takipçisiyiz. Geride kalanlara hükumetimiz tarafından gerekli maddi ve manevi yardım ilgili kurumlar tarafından yapılacaktır. İnşallah ülke olarak millet olarak bir daha böyle üzüntüler ile karşılaşmayız. Ailenin tek isteği ihmal varmı yokmu bunun araştırılması ve ortaya çıkarılması yönünde."

Rezidans inşaatında hayatını kaybeden Menderes Meşe'nin 2 hafta önce ağabeyi Rasim Meşe'nin düğününü yaptığı ve kredi borcunu ödemek için tekrar inşaata çalışmak için döndüğü ifade edildi.


İSMAİL SARITAŞ-İSTANBUL

45 yaşındaki 1 çocuk babası İsmail Sarıtaş'ın cenazesi, düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Yakınlarının yardımıyla güçlükle ayakta durabilen Nezahat Sarıtaş, eşinin tabutuna dokunarak gözyaşı döktü.

Sarıgazi Cemevi’nde öğlen vakti düzenlenen törene İsmail Sarıtaş’ın eşi Nezahat, kızı Irmak (11), babası Hüseyin Sarıtaş, kardeşleri Gülay, Tülay, Haydar, Ferit, Barış Sarıtaş’ın yanı sıra çok sayıda yakını ve çalışma arkadaşları katıldı. Tören öncesi Sarıtaş’ın ailesi cemevi bahçesinde taziyeleri kabul etti.

ONUNLA GURUR DUYUYORUM

Tören öncesi Sarıtaş ailesi ve çalışma arkadaşları basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Oğlunu kaybeden acılı baba Hüseyin Sarıtaş ise “ Oğlumun tüm bedellerini ödemeleri gerekiyor. Benim oğlum, nazlım, dürüst, çalışkan, işyerine hainliği olmayan bir insandı. Onun için hakkının talep edilmesini istiyorum. Bu kadar dost edinen bir evlat yetiştirdiğim için de gurur duyuyorum“ dedi. Sarıtaş’ın kardeşi Haydar Sarıtaş, “Şimdi konuşma yanlış olur. Zamana bırakmak gerekiyor. Zaman her şeyin ilacıdır. Ben şu anda bir şey söyleyemem fazla” dedi.

HALLEDECEĞİZ SIKINTI YOK

Tören öncesinde konuşan İsmail Sarıtaş’ın çalışma arkadaşlarından Serkan Göktaş, “Asansör daha önce birkaç defa daha düştü. Söylüyorduk ama ilgilenen olmuyordu. Her defasında bize, 'Halledeceğiz, sıkıntı yok' diyorlardı. Alçak katlardan düştüğü için ciddi bir yaralanma yada ölüm olayı yaşanmıyordu. Bir defasında içerisinde 7-8 kişi varken düştü” dedi. Göktaş, basın mensuplarının asansörlerin gece-gündüz sürekli kullanılmasının bir sıkıntı doğurup doğurmadığının sorması üzerine ise, “Hemen hemen her sabah işe geldiğimizde en az bir asansör arızalı oluyordu. Öğlen saati bir bakıyorduk tamir edilmiş bile. Bu şekilde onarım olmaz ki. Bir vida sıkmakla o iş halledilmez ki. Sonuçta 20-25 kişiyi taşıyan bir asansör bu. Geçtiğimiz günlerde ben gece mesaisinde mahsur kaldım. Malzeme taşıyordum. Asansör aniden durdu. Yardım çağırdım, geldiler. Tek yaptıkları bir vida sıkmak oldu. Sonra 'çalışmaya devam edin' dediler” şeklinde konuştu.

BİR DAHA ÇALIŞMAYIZ ORADA

İnşaattaki iş güvenliği hakkında konuşan işçi Dursun Akdağ ve beraberindeki arkadaşları, “İnşaatta iş güvenliği yok. Kesinlikle sıfır güvenlik var “ ifadesini kullandı. Bazı işçiler, “Bir daha aynı inşaatta çalışacak mısınız” sorusu üzerine de, “Birlikte çalıştığımız, aynı yerde birlikte yediğimiz, içtiğimiz 10 arkadaşımızı kaybettik. Bir daha çalışmayız orada” dediler.

HANİ BU İNSANLARIN HAKKI

Feryat eden bir kadın “Garibanlar hep böyle tek tek ölecek mi. Türkiye’de yaşamadığım için rahat konuşuyorum. Biz gavurun memleketinde bile bu rezaleti görmedik. Biz kendi hakkımızı arıyoruz. Hani bu insanların hakkı? Ne zamana kadar bu insanlar ölecek. “

EŞİNİN TABUTUNA DOKUNARAK GÖZYAŞI DÖKTÜ

Yakınlarının yardımıyla güçlükle ayakta durabilen acılı eş Nezahat Sarıtaş, cenaze namazının kılınmasının ardından omuzlara alınan eşinin tabutuna dokunarak uzun süre gözyaşı döktü. Sarıtaş’ın cenazesi Sancaktepe Yenidoğan Mezarlığı’nda toprağa verildi.


FERDİ KARA&TAHİR KARA-GÜMÜŞHANE

19 yaşındaki Ferdi Kara ile ağabeyi 25 yaşındaki Tahir Kara, memleketleri Gümüşhane’nin Şiran ilçesi Yeşilbük Beldesi Konaklı Mahallesi’nde gözyaşları içinde toprağa verildi.

Kara kardeşler için Konaklı Camii’nde dua ardından cenazeler mahalle mezarlığına getirildi. Burada kılınan cenaze namazına Gümüşhane Valisi Yücel Yavuz, AKP Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın, protokol üyeleri ve köylüler katıldı. Cenazeler kılınan namaz ardından aynı yerde yan yana defnedildi. Cenaze namazı sırasında Vali Yavuz ve Milletvekili Aydın, baba Mithat Kara’yı teselli etti. Aile üyelerinden fenalık geçirenler ambulansta tedavi altına alındı.

YAN YANA TOPRAĞA VERİLDİLER

Ferdi ve Tahir Kara, mahalle mezarlığında yan yana toprağa verildi. Kara kardeşlerin en küçüğü Gökhan Kara, ağabeylerinin mezarlarının başına dikilen ve isimlerinin yazılı olduğu tahtaları öperken, diğer kardeş Murat Kara’ yı ise arkadaşları teselli etmeye çalıştı. Cenazeler toprağa verildikten sonra mezarlığa gelen anne Arzu Kara ise çocuklarının mezarlarına toprak attı, su döktü. Gözyaşlarına boğulan anne Arzu Kara ve diğer aile üyelerini yakınları teselli etti.

Gazetecilere açıklama yapan ve çocuklarının şehit olduğunu söyleye Mithat Kara, "Dostlar sağ olsun. 4 oğlum daha var, Allah’a feda olsun. Sayın Başbakanım acılarımı dindirdi. Herkes destek oldu, acılarımı azalttılar. Çalışmaya devam edeceğim. Çocuklarıma, aileme bakmam lazım. Ayakta, dik durmam gerekiyor. Ölenlere örnek oldum, kalanlara da örnek olmam lazım” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da acılı babayı arayarak başsağlığı dilediği ve her türlü desteği vereceklerini söylediği belirtildi.


MURAT USTA-GİRESUN / BİLAL BAL-ŞEBİNKARAHİSAR

29 yaşındaki Murat Usta Giresun'un Dereli, 23 yaşındaki Bilal Bal ise Şebinkarahisar ilçesinde gözyaşlarıyla toprağa verildi.

Murat Usta'nın cenazesi, yakınları tarafından Giresun’un Dereli İlçesi'ne bağlı Sarıyakup Köyü'ne getirildi.

EKMEK PARASI İÇİN ÇALIŞIYORDU

Kaymakam Kala ile Vali Yardımcısı Demirtaş, eşinin tabutuna sarılarak gözyaşı döken 8 aylık hamile Ayşe Usta’ya başsağlığı dileyerek devlet olarak yanlarında olacaklarını söyledi. Dursun ve Gülüşan Usta da, tek oğulları Murat Usta’nın tabutunun başında ağıtlar yaktı. Baba Dursun Usta, oğlunun daha önce de Giresun'da inşaatlarda çalıştığını belirterek, "Sonra İstanbul'a gitti. Ekmek parası için çalışıyordu" dedi.

BEBEĞİMİZ İÇİN ALIŞVERİŞ YAPACAKTIK

Usta’nın 8 aylık hamile eşi Ayşe Usta ise sabah işe gönderdiği eşinin gece ölüm haberini aldığını anlattı. Ayşe Usta, "Asansörün bozuk olduğunu söylemişti. İşinden memnundu ama ağır işleri vardı. Ekmek parası için çalışıyordu. Kızımıza 'Gizem' adını vermek istiyordu. Pazar günü de bebeğimiz için alışveriş yapacaktık. Ama bizi bırakıp gitti" diyerek ağladı.

Murat Usta'nın cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından aynı yerdeki mezarlıkta gözyaşları arasında toprağa verildi.

BİLAL BAL ŞEBİNKARAHİSAR'DA TOPRAĞA VERİLDİ

Aynı olayda ölen Bilal Bal'ın cenazesi ise memleketi Şebinkarahisar İlçesi'ne bağlı Ahırcık Köyü'ne getirildi. Köydeki Velioğlu Mahallesi Cami'nde öğle namazı sonrasında kılınan cenaze namazının ardından Bal'ın cenazesi de gözyaşlarıyla toprağa verildi.


CENGİZ BİLGİN-BURSA

Cengiz Bilgi'nin cenazesi, memleketi Bursa'da gözyaşları arasında toprağa verildi. Baba İbrahim Bilgi, "Cengiz sözlüydü. Kendisi ile sürekli konuşuyorduk. Bana, 'Baba asansöre biniyoruz. Kaza olacak diye çok korkuyoruz' diyordu. Korktuğu başına geldi" dedi.

Emine ve İbrahim Bilgi çiftinin tek çocukları olan Cengiz Bilgi'nin cenazesi, bu sabah Bursa'ya getirildi. Cengiz Bilgi'nin cenazesi, öğlen merkez Osmangazi İlçesi Küçükbalıklı Mahallesi Merkez Camii'nde getirildi.

Baba İbrahim Bilgi, "Oğlum sözlüydü. Önümüzdeki yıl düğün yapacaktık. Kendisi 7 yıldır aynı şirkette elektrikçi olarak çalışıyordu. Geçtiimiz aylarda ziyaretimize gelmişti. Kendisi ile sürekli konuşuyorduk. Bazı telefon konuşmalarımızda, 'Asansörden çok korkuyoruz. Yükseklere çıkıyoruz. Bir şey başımıza gelirse kurtulmamız çok zor' diyordu. Korktuğu da başına geldi" dedi.

Cengiz Bilgi'nin cenazesi, öğlen namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Küçükbalıklı Mahallesi'nde toprağa verildi. (DHA)

ÖNCEKİ HABER

Bakan Elvan: İş kazaları ile ilgili önemli kararlar alındı

SONRAKİ HABER

Say’ın ezgileri Tohum Pınarı’nda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...