02 Eylül 2014 06:00

Ligde ilk hafta bitti, süperseverler çocuklar gibi şen!

Oleeeey! İsmiyle müsemma ligimiz başladı. Her şey süper. Ucube bir e-bilet sistemi, örneğine sadece İtalya’da rastlanılan ve her Allah’ın günü küfür yemeye devam eden bir varyantıyla tribünlere giriş yaptı. İtalyanlar küfrediyormuş, Çizme’nin tribünleri sinek avlıyormuş, taraftar tribünden dışlanmış; bizi ilgilendirmez.

Ligde ilk hafta bitti, süperseverler çocuklar gibi şen!
Paylaş

Mithat Fabian SÖZMEN

Oleeeey! İsmiyle müsemma ligimiz başladı. Her şey süper. 

Ucube bir e-bilet sistemi, örneğine sadece İtalya’da rastlanılan ve her Allah’ın günü küfür yemeye devam eden bir varyantıyla tribünlere giriş yaptı.

İtalyanlar küfrediyormuş, Çizme’nin tribünleri sinek avlıyormuş, kulüplerin gelirleri düşmüş, taraftar tribünden dışlanmış; bizi ilgilendirmez. 

Havuzdaki şirket prim yapsın, Çalık’ın aktif bankası siftah etsin. Önemli olan bu. Arada da tribünlerdeki nefretle, şiddetle, küfürle mücadele ediyoruz ayağına birkaç bin kişiyi fişleyip statlardan men ederiz.   Biz futbolun ne olduğunu çok iyi biliriz(bkz: sol ayacığıyla attığı aşırtma gol). O yüzden, Passolig’in deyimiyle “tribünlere medeniyet getiren” bu uygulamaya karşı çıkanların da neyi hedeflediğini de çok iyi biliriz.

Zaten her şey süper. Özellikle tribünler. Her yer ferah, nezih. Yarı yarıya dolmuş tribün gören var mı hafta sonu? Bulup nazar boncuğumuzu yapıştıralım. Çünkü süperlik bunu da gerektirir.

Mesela bir Mersin İdman Yurdu-Beşiktaş maçı. Geçen yıl Akdeniz Oyunları düzenlenen bir kent. Yeni bir stadyum.  Süper bir zemin. Son derece konforlu. Ayağınız zeminde adeta kayboluyor. Sakatlıklar? Olur o kadar, sıkıntı yok. Mersin yönetiminin karşısında şapka çıkartmamak mümkün değil. İlk yarı boyunca iç saha maçlarını, başka bir kentte oynayacaklar artık. Çünkü şehrin diğer stadyumu Tevfik Sırrı Gür de Allah’a emanet. Onca işin arasında, zeminle uğraşacak hali yok. O da perte çıkmış. Rıza Çalımbay’a Allah kolaylık versin. Zaten Mersin’deki günlerinin çok uzun olacağını sanmıyorum. Tantuniye, ciğere, Narlıkuyu’da balığa vurup, azap günlerinin sona ermesini beklemesini tavsiye ediyorum.

Süperliğimizin gereklerinden biri olarak yabancıları komplike matematiksel hesaplarla sınırlandırıyoruz biliyorsunuz. Böylece hem yerli oyuncu piyasasını şişiriyoruz, hem de genel oyuncu kalitesini düşürüyoruz. 

Bakın Dünya Kupası’nda Avrupa futbolunun yükselen değerlerine; Almanya, Hollanda, Belçika. Hiçbirinde yabancı sınırlaması yok değil mi? Vay enayiler. Niye yok ki! Bizden örnek alsınlar. Uygulamalı, 2 milyonluk futbolcuya 8 milyon nasıl ödenir, İspanya Şampiyonu Atletico Madrid’in Koke’si, 3 büyüklerin yedek kalecisinden nasıl daha az para kazanır dersleri verilir.


İSTANBUL’UN BÜYÜK ÜÇLÜSÜ NE YAPTI?

SÜPER Lig’in lokomotifinin İstanbul’un büyük üçlüsü olmasını bekliyoruz. Çünkü her yıl eşek yüküyle para harcıyorlar. Şampiyon Fenerbahçe bu yıl transfer çılgınlığına girmeden sezona başladı. Ama o da “Çok iyi durumdayız. Ne yapsak da sezonu süper hale getirsek” diye düşünerek hocasını kovdu. Yerine Ahmet Davutoğlu’nun çok daha düşük profilli versiyonu olarak İsmail Kartal’ı getirdi. Kartal’ın işi zor. İlk hafta ligin en hazır ancak 120 dakikalık St. Etienne harbi gazisi takımı Karabükspor karşısında hatalar silsilesi şeklinde geçen bir maçtan 3-2’lik galibiyetle ayrılmayı başardılar. Fenerbahçe, takım olarak rakiplerinden ileride ancak İsmail Kartal büyük bir soru işareti olmayı sürdürecek. Kendisini ispatlamasını beklemek tüm süperseverlerin en tabii hakkı. Üstelik camianın karakteristiği de malum. Biraz sabırsızlar.

Arsenal karşısında iyi mücadele eden Beşiktaş, Topçular’dan daha zorlu koşullarla başladı. Mersin’in acayip zemininde futbolcuların, kariyerleri tehlike altındayken Cenk Tosun’un gol yollarındaki arzusu takıma galibiyeti getirdi.

Prandelli’li Galatasaray ise elindeki yabancılarla, yerli futbolcuları anlamlı bir uyum içerisinde birleştirme konusunda büyük sıkıntı yaşıyor. Bu sıkıntıyı çözecek oyun düzenini bulmak bir hayli zor. Prandelli, bizim yabancı sınırlamacılarından bu konuda profesyonel destek alabilir. Bursaspor maçının ilk yarısı inanılmaz derecede yavandı. İkinci yarıda Galatasaray, şu aşamada en iyi gözüken özelliğini konuşturdu: Kontra atak. Burak Yılmaz’ın ilk golü gerçekten çok güzeldi. Ancak 2-0’lık galibiyeti getiren kişi Fernando ‘Çayı da mı ben demleyeyim’ Muslera idi.


MİLLİ ARA VE YENİ TRANSFERLER

LİG şimdi 2 haftalık bir araya giriyor. 14 Eylül’de yeniden başlayana kadar Fatih Terim’in millileri sahneyi alacak. 9 Eylül’de İzlanda ile deplasmanda oynanacak maç sonrası “futbolda yeniden yapılanma”nın yeniden masaya yatırılması beklenebilir. Milli takımda ‘yeniden yapılanma’ artık ‘Yeni Türkiye’ havasına büründü. 2 yılda bir ‘Yeni’si peydah oluyor. Hayırlısı.

Galatasaray ve Beşiktaş son dakika yabancı transferlerini ülkeye getirdi. GS, Napoli’den Goran Pandev ve Blerim Dzemaili ile büyük ihtimalle siz bu yazıyı okuduğunuz sıralarda sözleşme imzalamış olacak. Keza Beşiktaş da Jose Ernesto Sosa ile. Sarı kırmızılılar, aylardır peşinden koştuğu Tarık Çamdal’ı da 4.5 milyon avro artı Umut Gündoğan karşılığında kadrosuna kattı. Yabancı sınırlaması rejimimizin değerini 4’e katladığı futbolculardan sadece biri Çamdal. Yine de derde deva olur.


HAFTANIN SONUÇLARI

KAYSERİ Erciyesspor-Trabzonspor 0-0 * Sivasspor-Gaziantepspor 1-2 * Başakşehir-Kasımpaşa 1-1 * Eskişehirspor-Torku Konyaspor 2-1 * Balıkesirspor-Akhisar Belediye Gençlik 1-2 * Çaykur Rizespor-Gençlerbirliği 1-1 * Bursaspor-Galatasaray 0-2 * Fenerbahçe-Karabük 3-2 * Mersin İdman Yurdu-Beşiktaş 0-1.

ÖNCEKİ HABER

Kırtasiyede kanser riskine dikkat!

SONRAKİ HABER

Başka Sinema’da Eylül filmleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...