25 Ağustos 2014 06:00

Yemen halkı kötü yaşam koşullarına karşı birleşti

Yemen’de geçen hafta boyunca gösteriler eksik olmadı. Hükümetin yakıt üzerindeki sübvansiyonları kaldırma kararı alması üzerine ülke genelinde protestolar patlak verdi. Sanaa’da Şii Husi Hareketi Lideri Abdulmelik Husi’nin çağrısıyla sokaklara inen Husiler, bazı hükümet binaları çevresinde çadır kurdu. Husilerin hükümet devrilene kadar Başkent Sanaa’yı terk etmeme kararı alması endişeleri artırdı. Kimi kaynaklara göre başkent Sanaa’daki eyleme 10 bini silahlı Husi yandaşı olmak üzere otuz bin kişi katıldı.

Yemen halkı kötü yaşam koşullarına karşı birleşti
Paylaş

Yemen’de geçen hafta boyunca gösteriler eksik olmadı. Hükümetin yakıt üzerindeki sübvansiyonları kaldırma kararı alması üzerine ülke genelinde protestolar patlak verdi. Sanaa’da Şii Husi Hareketi Lideri Abdulmelik Husi’nin çağrısıyla sokaklara inen Husiler, bazı hükümet binaları çevresinde çadır kurdu. Husilerin hükümet devrilene kadar Başkent Sanaa’yı terk etmeme kararı alması endişeleri artırdı. Kimi kaynaklara göre başkent Sanaa’daki eyleme 10 bini silahlı Husi yandaşı olmak üzere otuz bin kişi katıldı.

Yemen Cumhurbaşkanı Hadi, Husilerle hükümet arasında tırmanan gerginliğe bir son vermek için hemen harekete geçilmesi çağrısıyla devlet liderlerinin varlığında çarşamba sabahı acil bir toplantı düzenledi. Hükümetle Husiler arasındaki çatışmaları çözmek için bir Başkanlık Komitesi oluşturuldu.

EKONOMİK KOŞULLAR TETİKLEDİ

Yemen’deki protestoların arka planını inceleyen Al Ahbar Gazetesi Yazarı Jamal Jubran protestolardaki çok sayıda Yemenliyi ülkedeki sıkıntılı ekonomik koşulların ve hükümetin yakıt sübvansiyonlarını kaldırması kararının harekete sürüklediğini yazdı. Jubran, gösterilerde karşılaştıkları büyük bir çoğunluğun kendini,  “Biz haklarımızı elde etmek ve çalınan devrimimizi geri almak için Husi ile birlikteyiz” demek zorunda hissettiğini aktardı.

SALDIRGAN DIŞ POLİTİKA DEVAM EDECEK
Türkiye’yi yakından izleyen Lübnanlı Akademisyen-Yazar Muhammed Nurettin Assafir’de yayınlanan yazısında Davutoğlu’nun Erdoğan’ın vasiyetinin sadık bir uygulayıcısı olacağını yazdı. “Davutoğlu’nun tayin edilmesi ne partide, ne hükümette, ne de önümüzdeki dönemde Türkiye’de değişikliğe yol açmayacaktır” diyen Nurettin, “Davutoğlu’nun seçilmesi, içeride ve dışarıdaki politikanın sürdürüleceği anlamına gelmektedir. Özellikle Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin oluşturduğu bütün dünyayla ve özellikle Arap ülkeleri ile ilişkileri kötüleştiren dış siyaset aynen sürdürülecektir” yorumunu yaptı.


AÇLIK YEMENLİLERİ HUSİLERİN ARKASINDA BİRLEŞTİRDİ

Jamal JUBRAN – Al Ahbar

Ansar Allah (Husiler) tarafından düzenlenen gösterilere katılmak için Sanaa’da sokaklara dökülen herkes Husi yanlısı değil. O protestolardaki çok sayıda Yemenliyi ülkedeki sıkıntılı ekonomik koşullar ve hükümetin yakıt sübvansiyonlarını kaldırması kararı harekete sürüklüyor.

Yirmili yaşlarda görülen Yemen bayrağına sarılmış bir genç “Ben bir Ansar Allah üyesi veya Husi destekçisi değilim. Ancak ben hükümetin devrilmesi ve zam kararının geri çekilmesi amacıyla protestoya geldim” dedi. Genç adam, Ansar Allah Lideri Abdulmalik Husi tarafından ilan edilen “yükselişin” ikinci aşamasında yer almak için cuma sabahı dışarı çıkan benzer durumda olan birçok kişiden birisi.

Genç adamın ifadesi, protestocuların büyük çoğunluğunu Sanaa sokaklarına inmek için motive eden şeyin geçici hükümetin kendilerine adaletli davranmadığı duygusu olduğunu göstermektedir. Birçok Yemenli bu hükümetin halk ayaklanmasının ardından ülkede iktidarı aldıktan sonra halkına karşı ahlaki sorumluluk taşıyacağına ve kendi yönetimi altında ekonomik ve idari koşulların iyileşeceğine inanıyordu.

Ansar Allah üyelerine dışarıdan bakıldığında protestoların genel amacından yani ayrım gözetmeksizin tüm Yemenlilerin ekonomik sıkıntılarını çözmek amacından uzak olmadıkları görülür. Ayrıca, protesto alanlarında hatırı sayılır sayıda Yemen bayraklarının taşınıyor olması Ansar Allah liderinden, halkı sokaklara sürükleyen ve birleştiren şeyin ortak ekonomik kaygılar özellikle yakıt fiyatlarının artırılması kararı olduğuna dair bir mesajmış gibi görünüyor.

Hükümetin yakıttaki sübvansiyonu sona erdirme kararı Yemen nüfusunun yoksul kesimlerini, özellikle geçimleri ve günlük yaşamları yakıt üzerindeki sübvansiyona dayanan çiftçileri vurdu. Yakıta yapılan zam şimdiki dikim mevsiminde ağır kayıplara yol açacak ve zorlukları bu yakın zamanda aşmak zor olacak.

Protestolarda ulusal Yemen bayrağının çok sayıda taşınması, hükümetin istifa etmesini talep etmek için ortak ekonomik acıların çok sayıda insanı dışarı çıkmaya sürüklediğini vurgulamak için Abdel Malik Al Husi tarafından yapılan kasıtlı bir jest olduğunu göz ardı etmek mümkün değildir. Ve Husi’nin yaptığı son konuşmalarda birçok kez vurguladığı gibi protestolarda mezhepçi motifler veya cumhuriyetin devrileceğine dair işaretler yoktu.

Protestolarda tanıştığım Yemenliler bana bu fikri yansıttılar. Karşılaştıklarımın büyük bir çoğunluğu kendini,  “Biz haklarımızı elde etmek ve çalınan devrimimizi geri almak için Husi ile birlikteyiz” demek zorunda hissetti.

Bu arada, konuştuğumuz bir protestocu, sıradan insanların belini büken hükümetin ekonomik önlemlerini desteklemek için yetkililer tarafından düzenlenen karşı gösteriler konusunda şaşırdığını ve şoke olduğunu ifade etti. Bir genç adam, daha önce Tümgeneral Ali Muhsin al Ahmar komutasındaki Birinci Zırhlı Tugayında bir asker olduğunu belli etmeden önce, “Dünyanın hiçbir yerinde insanların yaşamlarını cehenneme çeviren ekonomik önlemlerle mutlu olduğunu söylemek için sokağa çıktığı hiç olmamıştır” dedi. Genç adam sözlerini, “Onlar istismarları ile ve ittifakları ile bizi mevcut ekonomik koşullara getiren bir yolla halk devrimini yozlaştırmayı başardılar” diye sürdürdü.

Şubat 2011 devriminde yer alan İnsan Hakları Aktivisti Meliha Asadi protestocuların geri planındaki belirgin çeşitliliği doğruladı. Asadi, mezhepsel hedeflere ulaşmak isteyen bir grubun varlığını açıkça ayrıt etmenin mümkün olduğunu söyledi. Diğerleri Islah Partisine küskün olan iktidardaki Kongre Partisinden. Aynı zamanda devrimde yer almış olan ve Islah Partisi tarafından ihanete uğramış ve devrimleri çalınmış geçler de protestolarda yer aldı. Asadi protestocuların büyük çoğunluğunun son zamanlarda onaylanan ekonomik önlemlerin etkisiyle yıpranmış olan yoksul sınıfları temsil ettiğini ifade etti. Asadi, aynı zamanda Husilerin Yemen’de yapılan siyasi hatalardan ders aldıklarını söylemenin de mümkün olduğunu belirtti.
Asadi, “Mevcut hükümete karşı grup ile birlikte oluşan korkuların yatıştırılması için” Husilerin bir siyasi çerçeve doğrultusunda diğer partilerle entegre edilmesinin ve yasal bir çerçevede silahsızlandırılmasının zorunlu olduğuna inanıyor.


ERDOĞANIN FERMANI; HALEFİM DAVUTOĞLU

Muhammed NUREDDİN/Assafir

Cumhurbaşkanlığı biten Abdullah Gül Adalet ve Kalkınma Partisi içerisindeki siyasi dengelerde devre dışı kaldı. En azından bir yıllığına.

Tayip Erdoğan Adalet ve Kalkınma Partisinin önünde yaptığı konuşmada halefini ilan etti. Partinin liderinin ve hükümetin başbakanın demokratik bir şekilde seçileceği partinin 27 Ağustos’ta gerçekleşecek kongresini beklemedi.

Erdoğan, kongreden önce davrandı. Osmanlı padişahlarının yaptığı gibi fermanla halen Dışişleri Bakanı olan Ahmet Davutoğlu’yu kendisinin yerine partinin başkanı ve başbakan ilan etti.
Bu ismin ilan edilmesi şaşırtıcı olmadı. İki hafta önce; Mehmet Ali Şahin, Bülent Arınç, Ali Babacan, Binali Yıldırım ve başka birçok isim arasında eşit bir pozisyon söz konusuydu. Lakin Yeni Şafak gazetesi büyük bir manşetle Türklerin yüzde 61’inin (sadece Adalet ve Kalkınma Partisinden değil) Davutoğlu’yu partinin başkanlığı ve başbakanlıkta desteklediğini duyurdu. Aynı anda ona en yakın aday  yüzde 15’te kaldı.

Bir iki gün sonra Davutoğlu, Türkiye’nin doğusunda yaptığı bir konuşmada halk tarafından hükümetin başkanı olarak karşılandı. Medyada, “Erdoğan’ın halefi” olarak atandığı sır kelimesi yer aldı. Lakin Gül’ün görev süresi bittikten sonra partiye dönmek istediği açıklaması, herkesi şaşırttı. Erdoğan’ın planının bozulma ihtimali vardı. Partinin genel kongresi, Gül’ün görev süresinin bitmesinden bir gün önceye 27 Ağustos’a alındı. Gül’ün kongreye katılmasının yolunu sadece bir günlük farkla engelledi. İkinci olarak partinin ve hükümetin başına geçme fırsatının önüne geçilmiş oldu.

Davutoğlu’nun tayin edilmesi ne partide, ne hükümette, ne de önümüzdeki dönemde Türkiye’de değişikliğe yol açmayacaktır. Aksine Davutoğlu’nun seçilmesi, içeride ve dışarıdaki politikanın sürdürüleceği anlamına gelmektedir. Özellikle Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin oluşturduğu bütün dünyayla ve özellikle Arap ülkeleri ile ilişkileri kötüleştiren dış siyaset aynen sürdürülecektir. Avrupa ülkeleri, Amerika ve diğer ülkelerle de ilişkiler kötüleşti.

Davudoğlu’nun tayin edilmesi, Erdoğan’ın teklik eğilimi için belirleyici bir zaferdir. Davutoğlu Erdoğan’ın vasiyetinin sadık bir uygulayıcısıdır. Onu seçmesinin sebebi buna ek olarak başkan olmak için Türkiye siyasetini değiştirmek istemesidir.


HUSİLER HADİ HÜKÜMETİNİ DEVİRMEKLE TEHDİT EDİYOR

Ali İbrahim Al-Maşki Yemen Times


HUSİLERİN TALEPLERİ

Husiler, 20 bin Husi üyesinin orduya katılması, Husilere 10 bakanlığın tahsis edilmesi, kendilerinin silahsızlandırılmasının ertelenmesi ve Azal bölgesinde Hajja ve Al Javf valilikleri eklenerek değişiklik yapılmasını talep ediyor.

Husilerin medya bürosu üyesi Ali Al Kahum, husilerin lideri Abdulmalik El Husi’nin bu taleplerle ilgili olarak halen bir yanıt beklediğini söyledi.
Pazartesi sabahından beri Husiler’in başkenti kuşatma tehdidiyle Sanaa’ya akınları devam ediyor.

HUSİLERİN TOPLANMASI

Husiler binlerce silahlı ile birlikte özellikle Sanaa kentinin kuzey, güney ve batı girişinde toplandılar. Husiler Al-Subaha bölgesinde resmi kontrol noktaları yakınında birçok kontrol noktası oluşturdular.

Yemen Times muhabiri Al Subaha’daki Husi kamplarından birine gitti ve grup üyelerinden bazılarıyla görüştü. Al Subara bölgesindeki organizasyon komitesi başkanı Abu Hamza, “hükümet devrilmeden ve yakıt sübvansiyonlarını kaldıran kararname yürürlükten kaldırılmadan buradan gitmeyeceğiz ve Cuma günü bu taleplere ulaşmak için Sanaa’ya gireceğiz” dedi. Abu Hamza, “savaşmak veya şehri kontrol etmek için Sanaa’ya girmeyeceğimiz ancak sadece hükümeti devirmek istediğimiz konusunda Sanaa’daki halka söz veriyoruz” diye sözlerini sürdürdü.

HUSİLERİN SANAA’DAKİ VARLIĞI

Değişik illerden gelen Husiler  Pazartesi günü Değişim Meydanı, Al Hamsin Caddesi ve Taiz caddesi yakınındaki Al Safia bölgesinde çadırlarını kurmak için başkent Sanaa’ya geldiler.

SİYASİ EYLEM VE ULUSLAR ARASI TEPKİ

Husilerin yükselen taleplerine bir cevap olarak, Cuma günü Sanaa’ya el koymaya kararlı Husileri durdurmak için bir dizi siyasi eylem başlatıldı.

Körfez girişimini destekleyen on ülke, BM daimi üyesi beş ülke dahil olmak üzere, Körfez İşbirliği Konseyi ve Avrupa Birliği, Al Husi’nin yayınladığı son açıklamaların duyulmasından sonra Salı günü endişelerini dile getirdiler. G10 Büyükelçileri olarak bilinen Körfez İnisiyatifi bileşenleri kamuoyuna yaptıkları bir açıklamada Husilerin eylemini, “düşmanca, militarist ve bu geçiş sürecine ve yasal olarak kurulmuş Yemen hükümetinin otoritesine saygısızlık” olarak kınadı.  

TEMEL ENDİŞELER

İngiltere, Kanada, Hindistan ve ABD dahil olmak üzere başkentteki birçok yabancı elçilik kendi vatandaşlarını Sanaa’yı terk etmeye ve şu anda başkentte kalanları da gerekli önlemleri almaya çağırdı.

Sanaa’nın içindeki bazı sakinler tehditlerin bir iç savaşı tırmandıracağı endişesini taşıyor. Bazıları gerekli malzemeleri satın almaya başladı. Bazılar da diğer illerdeki köylerine gitmeye hazırlanıyor.

ÖNCEKİ HABER

Suriyeli de İskenderunlu da kaygılı

SONRAKİ HABER

Çocuğum babasını tanısın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa