21 Ağustos 2014 06:00

Kuzgun Acar’a bir özlem mektubu

Sevgili Kuzgun, İMÇ’nin üstündeki pervaz vuran kuş heykelin onarım için kaldırıldı kaldıralı daha çok özlüyorum seni. Şimdi yanımızda olsan, “Boş verin yahu, siz son projemi biliyor musunuz”? der, basardın kahkahayı. Zaten seni bunca özlememizin bir nedeni de kahkahaların değil mi?.

Kuzgun Acar’a bir özlem mektubu
Paylaş

Sennur SEZER

Sevgili Kuzgun,

İMÇ’nin üstündeki pervaz vuran kuş heykelin onarım için kaldırıldı kaldıralı daha çok özlüyorum seni. Şimdi yanımızda olsan, “Boş verin yahu, siz son projemi biliyor musunuz”? der, basardın kahkahayı. Zaten seni  bunca özlememizin bir nedeni de kahkahaların değil mi?.

1980 sonrası cenazelerinden birindeydik, Şişli’de. Sen her zamanki muzip gülüşünle, “Çocuklar son zamanlarda en çok toplandığımız meyhane burası oldu” demiştin. “Bakalım 15 gün sonra hangimiz için toplanacağız?​”

15 gün sonra senin için toplandık, Fatih’te. Koro olarak ağlıyorduk, kimdi hatırlamıyorum, “Keşke bizden biri ölseydi” demişti “Kuzgun ne yapar yapar güldürürdü bizi.” Ölüm haberin bir tiyatro gösterisinde okunan Nâzım Hikmet şiirlerinin ortasında gelmişti. Meral Taygun okuyordu şiirleri. Ben  seninle ayrıntılarını konuşamadığımız projelerini hatırlayıp haykırmıştım:”Nasıl ölürsün, işlerini bitirmeden”. Adnan tek soruyla durdurmuştu çığlıklarımı: “Sen işlerini bitirdin mi?​” O gün bugündür projelerin kimileri bitsin diye çabalıyorum.

Sevgili Kuzgun,

Senin için neler yazıldığına bir göz atmak istedim. Hepsi tek tek öyküler içeriyordu:

“60’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisine girmesinden sonra yapıtlarına alıcı bulamayınca balıkçılık, meyhanecilik  gibi işler yaptı.”

“Herhangi bir kuruma ya da kuruluşa bağlanmak yerine serbest çalışmayı, yaratıcı özgürlüğünü sınırsızca kullanmayı yeğledi.”.

“1968 yılında Mehmet Ulusoy’un başlattığı sokak tiyatroları için masklar da üreten Acar, 1975’te Mehmet Ulusoy’un daveti ile Paris’e giderek Ulusoy tarafından sahnelenen Kafkas Tebeşir Dairesi adlı oyun için masklar üretti. Savaştan kalma eski çelik ve lastik malzemeleri kullanarak üretilen bu 140 adet mask, onun önemli çalışmalarındandır.”
Bu masklar için Ody Saban’ın Paris’te yazdıklarını hatırlıyor musun?

“1984 yılında Paris’te, Kuzgun Acar’ın maskelerini ilk kez görmüştüm. Mehmet Ulusoy tarafından sahnelenen Kafkas Tebeşir Dairesi (Brecht) adlı oyun için ürettiği maskeleri oyun sahneye koyulurken görüyordum.Yakın dostum Simon Telvi, Ulusoy’un asistanı idi. Bu maskeleri elime de almıştım. Aynı zamanlar içinde, bir kez, atölyemde, hatıramda kalan bir maskeden bu suluboyayı yapmıştım. Kollar ve ayaklar çataldan, başın üstünde kaşık olan maskeden bahsediyorum. Acar’ın maskeleri beni çok heyecanlandırmış ve tesir etmişti.”
Bunlar hoş öyküler. Ama asıl hoş olan Gülhane Parkı’ndan çalınan heykelin. Hem de sırf sanat değeri yüzünden. Daha önce  Gümüşsuyu’nun ortasından çalınan bakır heykel gibi para eden metal muamelesi görmedi kısacası.

Sevgili Kuzgun,

Ana toprağın Libya’nın yazgısı seni hep izledi sanki. Kıymeti bilinmeyen toprakların yazgısı..

Ben uzun yaşadım ama sen de çok kısa kestin a canım. Oysa ifade verirken sussun diye işkence gören tek tutuklu olduğun söylenirdi hep. Anlat dendiğinde, “En baştan mı?​” deyip ilkel toplum ve mülkiyet ilişkilerinden başlamışsın ya...

Hani gece gündüz direksiyon sallayan TIR şoförleriyle ilgili projeyi geliştirecek fırsatın oldu mu bilmiyorum. Ama her TIR bana seni hatırlatıyor.Yanaklarından özlemle öpüyorum.

ÖNCEKİ HABER

‘Sanata baskı yeni bir dinamik doğurur’

SONRAKİ HABER

Tedavi olmadan geçen her gün ölüme gidiyorlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...