20 Ağustos 2014 06:00

‘Mülteci işçilerle ortak mücadele örgütlenmeli’

Ayakkabıcılar Sitesinde Suriyeli işçilere karşı yapılan yürüyüş ve yaşanan gerginlik üzerine sendika temsilcileriyle görüştük. Asıl sorumlunun mülteci işçiler değil hükümet olduğuna dikkat çeken sendikacılar, mülteci işçilerin kayıt içine alınması ve Türkiyeli işçilerle birlikte ortak mücadelenin örgütlenmesi gerektiğini söyledi.

‘Mülteci işçilerle ortak mücadele örgütlenmeli’
Paylaş

Metehan UD
İzmir


Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesinde Suriyeli mülteci işçilere karşı yapılan yürüyüş ve yaşanan gerginlik üzerine sendika temsilcileriyle görüştük. Asıl sorumlunun mülteci işçiler değil hükümet olduğuna dikkat çeken sendikacılar, mülteci işçilerin kayıt içine alınması ve Türkiyeli işçilerle birlikte ortak mücadelenin örgütlenmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’de kayıt dışı çalıştırılmanın Suriyeli işçilerden de önce olduğunu hatırlatan DERİTEKS İzmir Şube Başkanı Makum Alagöz, “Bu insanların istismara açık biçimde ülkede sahipsiz bırakılarak, işverenlerce hiçbir kural kaide tanınmadan sömürülmelerine, hatta işverenlerce ülkemiz işçilerinin ücretlerinin düşürülmesi için bir baskı aracı olarak kullanılmalarına karşıyız” dedi. Türkiyeli işçilerin ekmekleriyle oynayanın Suriyeli işçi kardeşleri olmadığının farkında olduğunu belirten Alagöz, “Sorunu yaratan da çözmesi gereken de hükümettir. İşverenlerin tutumunun da yasa tanımaz ve açgözlü bir tutum olduğu ortada olup, hızla bu alanda sıkı bir denetim yürütülmelidir. Ama sadece Suriyeli işçilerin değil, Türkiyeli işçilerin de sigortasız çalıştırılmalarına seyirci kalan bir bakanlığın, bu sorunu çözebileceğini düşünmüyoruz” dedi. Ayakkabı işçilerini sendikada örgütlenmeye çağıran Alagöz, işçilerin önünde sendikayla birlikte mücadele etmekten başka bir çare olmadığını dile getirdi.

SORUMLU HÜKÜMET

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, hükümet gerekli önlemleri almadan Suriyeli mültecilere kapıları açtığı için birçok kentte sorunların yaşandığını hatırlatarak, bunun İzmir’deki en bariz örneğinin Ayakkabıcılar Sitesinde yaşandığını dile getirdi. Suriyeli mültecilerin ucuz iş gücü olarak çalıştırılmasına bağlı olarak yaşanan işsizlikten dolayı Türkiyeli işçilerde sosyal patlama yaşandığını kaydeden Sarı, “Suriyeli işçiler yaşamlarını idame ettirebilmek için bir iş bulup, hayatlarını sürdürme arayışı içerisindeler. Bu gerçekleşirken, diğer taraftan da var olan iş gücü içerisinde çalışan işçilerin iş yaşamlarını tehlikeye atmakta. Zaten Türkiye’nin kötü olan genel istihdam politikalarından yararlanan patronlar da Suriyelileri çalıştırarak kârlarına kâr katmayı hedef haline getirmektedir. Bizim burada çözümümüz Suriyeli işçilere ekmek kapısını kapatalım, Suriyeli halkını bir kenara itelim olmamalıdır” dedi.

DEVLET ÖNLEM ALMALI

Devletin bir an önce acil önlemler alması gerektiğini kaydeden Sarı, şunları söyledi: “Öncelikle Suriyelilerin serbest dolaşım kartlarına TC kimlik numarası verilmeli, bunların barınma, iş yaşamında kolaylık, sağlık ve eğitimden faydalanmasını sağlamalı. Aksi durumda tehdit oluşturmaktadır. SGK ve Çalışma Bakanlığı ile iş birliği içerisinde bu insanların kayıt dışı istihdamını önlemek amacıyla kayıt içine alınması zorunludur. Her ne kadar yabancı uyruklu olsa da kayıt içine alarak, buradaki ucuz iş gücünün önüne geçmek zorundalar. Yoksa Antep’te, Adana’da, Mersin’de, Hatay’da olduğu gibi Türkiye’nin daha büyük illerinde İzmir’de, İstanbul’da Suriyeli mültecilerle Türkiye halkının karşı karşıya geleceği bir zemin hazırlanmaktadır. Tasvip etmediğimiz olaylarla karşı karşıya kalabiliriz diye düşünüyorum.”

PATRONLAR KULLANIYOR

Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesinde, Suriyeli mültecileri kaçak ve daha ucuza çalıştıran patronlar Türkiyeli işçilere de “düşük ücret ya da işsizlik” dayatmasında bulunmuştu. İşçiler de buna karşı geçtiğimiz hafta eylem yapmışlardı. Güvencesiz ve kayıt dışı istihdama tepki gösterilen eylemde bazı işçiler, “Suriyeli işçi istemiyoruz” sloganını atmıştı.

SENDİKALAR MÜDAHİL OLMALI

Can Bahadır (Genel-İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı) : Örgütsüz ve taşeron çalışan yerlere sendikalı çalışma, sendikal hak ve menfaatlerin örgütlenmesi, sekiz saatlik iş günü ve sigorta hakkını işçilere kazandırmak için bizim daha fazla işçilerle birlikte olma mücadelenin yol ve yöntemlerini birlikte gösterme çabası içerisinde olmamız gerekiyor. Türkiyeli emekçi arkadaşların örgütsüz, güvencesiz olmalarını görüp bunu Suriyeli mültecilerle bağdaştırmaları doğru değil. Bu durum, Suriyeli işçilerin tercih ettiği bir şey de değil. Türkiyeli emekçi arkadaşlar, mültecileri daha fazla sahiplenmeli, iş, güvenceli çalışma ve sigorta mücadelesini beraber yürütmeli, işveren karşısında birlikte olmalıdırlar.”

Taner Şanlı (Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı): Mültecilerin buraya gelmekten mutlu olmadıklarını görüyoruz. Siyasi iktidar yasal düzenlemeleri yaparsa bunun önüne geçilebilir ama “Başınızın çaresine bakın” denildiğini görüyoruz. Buralarda kontrol yapılmıyorsa, talepler karşılanmıyorsa sorun Suriyelerde değil, bu ülkenin yönetimindedir. Siyasal anlayış çözüm bulmasa da sendikalar ve sivil toplum örgütleri bu işin içerisine girmelidir. Asıl kavganın nerede olması gerektiği noktasında yol gösterilmelidir. Sonuçta bu ülkenin işyerinde çalıyorlar. Bu da doğrudan bizi ilgilendiriyor. Devlet, kuralsız çalışmanın önüne birkaç yasal düzenleme ile geçebilir.

ÖNCEKİ HABER

‘Yeni Rusya’ hareketinin siyasi yapısı olgunlaşıyor

SONRAKİ HABER

İran sınırında çatışma: 1 teğmen yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...