14 Ağustos 2014 06:00

Bir dolandırıcının itirafları

Ceplerim mücevherlerle doluydu ama benim otobüse binecek beş kuruş param yoktu. Zor koşullar altında ve yürüyerek gitmek zorundaydım; çünkü gideceğim yolu sora sora bulmam gerekiyordu ve ayrıca koşarcasına yürüdüğüm ve yokuş çıktığım için kısa bir süre sonra ayaklarım ağırlaştı ve hızım kesilmeye başladı. Sora sora bulduğum Monmartre Mezarlığı’na ancak kırk beş dakikada varabildim.”

Bir dolandırıcının itirafları
Paylaş

Sennur Sezer

Ceplerim mücevherlerle doluydu ama benim otobüse binecek beş kuruş param yoktu. Zor koşullar altında ve yürüyerek gitmek zorundaydım; çünkü gideceğim yolu sora sora bulmam gerekiyordu ve ayrıca koşarcasına yürüdüğüm ve yokuş çıktığım için kısa bir süre sonra ayaklarım ağırlaştı ve hızım kesilmeye başladı. Sora sora bulduğum Monmartre Mezarlığı’na ancak kırk beş dakikada varabildim.”

Bu öykü parçası, kendi içindeki gerilimle bizi bir serüvene hazırlıyor. Etkileyici dış görünüşü, tatlı dili ve karizmatik kişiliğiyle Felix Krull, doğanın cömert davrandığı şanslı azınlıktandır, ne ki: Toplumsal statüsü, yükselme yolunu açmaya yeterli değildir. Fakat hayal gücünün de yardımıyla doğanın eksiği, toplum hayatında rahatlıkla tamamlanabilir. Felix Krull, kişisel deneyimlerini (ve elbet yanılgılarını ), aktarmaya başladığında, elbette sırlarını da anlatacaktır. Romanın bu bölümünde, bir otelde bulduğu asansörcülük işi yanında hırsızlık malı mücevherleri satmak için yaptığı girişimleri de göreceğiz. Dikkatli olmazsanız Felix Krull’un pazarlık yaparkenki acemiliklerine içten üzüldüğünüzü fark edeceksiniz. Bu üzüntü onun içine daldığı dünyada başına gelecekler açısından da kaygılandırabilir sizi:

“Paris gibi dev bir yerleşim merkezi, pek tabii birçok bölgeden ve semtten oluşmaktadır ve bunlardan çok azı ait olduğu bütünün haşmetini göstermektedir. Metropollerin görkemli ön cephelerinin arkasında kendi işini yapan ve kendi kendine yeten küçük burjuva yaşamı hakim.”

Yaşama biçimi ve ahlakının tarihi kapitalist anlayıştan çok daha eski olan burjuvazi elbette her koşulda galip gelmeyi başaracaktır.

Thomas Mann (6 Haziran 1875-12 Ağustos1955)’ın Dolandırıcı Feliks Krull’un İtirafları adlı romanı dilimize ilk kez çevriliyor. Mann bu kitabı tamamlayamamış. Ancak romanın  “Anılar, Birinci Kısım” alt başlığı bu yarım kalışı belli etmiyor, muzip bir düzenleme etkisi bırakıyor.

Thomas Mann, döneminin kültür ve eğlence merkezleri olan Paris, Lizbon, Frankfurt’unu anlatıyor. Ortaya çıkan son derece renkli dünya bizi burjuvazinin yaşantısıyla tanıştırıyor. Sınıflar arasındaki büyük uçurum, bohem yaşantının yozlaşmışlığını da vurguluyor.

ÖNCEKİ HABER

Çatışan taraflar gazeteciye dokunamaz!

SONRAKİ HABER

Üretim zorlaması İmbat’ta sürüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...