13 Ağustos 2014 23:24

Sayıların Duygusu

Amerikalı yazar Aimee Bender’in Can Yayınlarından çevrilen “Kendime Ait Görünmez Bir İşaret”, Türkçe’ye çevrilen ikinci kitabı.

Sayıların Duygusu
Paylaş

Filiz YETKİNER

Amerikalı yazar Aimee Bender’in Can Yayınlarından çevrilen “Kendime Ait Görünmez Bir İşaret”, Türkçe’ye çevrilen ikinci kitabı.

Takıntılarımız ve batıl inançlarımız küçük yaşlarda mı başlıyor? Yoksa bunlar bize bir şekilde öğretiliyor mu, yoksa çocuk aklımızla dikkat çekmek için mi yapıyoruz? Kitabı okurken başından sonuna en çok düşündüğüm şey galiba bu kısım oldu.

20 yaşında, bırakmaya aşık bir genç kızın küçük dünyası, öğrencileri, ailesi ve hayatı….

Dans dersini bırakır, tatlıyı bırakır, ciğerlerinde ki nefesi tutarak nefes almayı bırakmaya çalışır (tabi ki beceremez), sinemayı bırakır, yumurta salatasını bırakır, atlaslara bakmayı bırakır. Ama tahtalara vurmayı ve sayıları bırakamaz.

Hepimizin hayatında takıntılar vardır ve bazen bu takıntılarımız ya da batıl inançlarımız ömür boyu sürebilir. Kahramanımız Mona’nın takıntıları babasının hasta olduğunu öğrenmesi ile başlamıştır. Uzun yıllardır takıntıları hayatının içerisindedir. Hayatında ilgisini çeken tek şey matematik, sayılar ve son zamanlarda da kulağa ürpertici de gelse bir baltadır. Mona o baltayı ne için almıştır? O kısım tabi ki kitabın içerisinde saklıdır.

BAZEN MASUM VE BAZEN DE ÜRPERTİCİ

Okunması kolay, hızla akıp giden ve okudukça merak uyandıran bir hikaye. Okurken bazen sıradan, bazen masum ve bazen de ürpertici hisler yaratmakta. Karşımızda her an modu değişen bir genç kız var. Hikaye zor değil ama bu kadar basit bir konu fazlasıyla detaylandırılıp kafa karıştırıcı ve zaman zamanda ürpertici olabilmektedir. Hep nereye bağlanacak diye beklerken kitabın sonunda içinizde kocaman bir boşluk oluşturabilir..

Okurken sayıların yarattığı duyguları anlamaya çalışmak ve objeleri sayılara benzetmeye çalışmak eğlenceli. Rakamlarla insanların ruh halini anlamaya çalışmak, kitabı okuduğum sürece benim de kendi içimde yarattığım küçük bir oyundu. Belki de bu sebepten bana oyun oynama fırsatı verdiği için zaman zaman Mona’yı daha çok sevdim.

ÖNCEKİ HABER

Dünya Basın Fotoğrafları 2014 sergisi İstanbul’da

SONRAKİ HABER

Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü Ülkü Tamer’in

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...