Arap ve Türkiyeli okuru edebiyat barıştıracak
1980 yılından beri yayıncılık sektöründe olan Nasser Jarrous, Lübnan’da Jarrous Press etiketiyle 700’e yakın kitap yayınladı ve yeni projelerle yayıncılığa devam ediyor.
Nazlı Berivan AK
İstanbul
1980 yılından beri yayıncılık sektöründe olan Nasser Jarrous, Lübnan’da Jarrous Press etiketiyle 700’e yakın kitap yayınladı ve yeni projelerle yayıncılığa devam ediyor. Beyrut Uluslararası Kitap Fuarının on yıl boyunca yöneticiliğini yapan, Londra Kitap Fuarı ve Book Expo Amerika’nın Ortadoğu ayağını yöneten Nasser Jarrous ile Ortadoğu’da yayıncılığı, Türkiye ile ilişkileri, gelecek planlarını konuştuk.
Arap Baharının ardından Ortadoğu coğrafyası fazlasıyla değişti, okuma alışkanlıklarında da yeni arayışlar olduğunu düşünüyorum. Lübnan’da durum nedir?
Genel olarak coğrafyadaki istikrarsızlık, özelde de Lübnan içerisinde yaşananlar yayıncılık sektörünü son derece kötü yönde etkilemiş durumda. Birçok Arap ülkesi de aynı durumda. Mısır, Suriye, Libya, Tunus, Irak ve diğer ülkeleri aslında tek bir pazar olarak düşünmek gerekiyor, aynı dil ve ilgi alanlarına sahip bu büyük havuzdaki herhangi bir dalgalanma tüm ülkeleri etkiliyor. Körfez ülkelerinde de benzer bir durum dikkat çekiyor, gözle görülür bir yavaşlama söz konusu yayıncılıkta. Arap Baharının etkileriyle ilgili şu an konuşmak için çok erken, kaos hâlâ devam ediyor.
‘YÖNETİCİLERİN IRKÇILIKTAN UZAK DURMASI GEREKİYOR’
Türkçe edebiyattan örnekleri Arapçaya kazandırıyorsunuz. Arap ve Türk dünyası arasında gelişmekte olan çeviri gelişmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her iki tarafın emek ve çalışmasıyla şekillenecek bir gelecek bu. Çeviri çalışmalarına hız kazandıracak, yayınevleri arasındaki ilişkileri güçlendirecek birçok fırsat var, ne yazık ki her iki tarafın da yayıncıları konuyla ilgili çok az bilgiye ve meraka sahipler. Aynı zamanda Türkiyeliler ve Araplar arasında tarihsel bir çatışma söz konusu, bu da işbirliği ve gelişmeyi engelleyen en önemli faktörlerin başında geliyor. Bu noktada işbirliğini güçlendirmek için, yöneticilerin milliyetçi argümanlardan, ırkçı açıklamalardan uzak durması gerekiyor.
Arap ve Türkiyeli yayıncılar arasındaki ilişkileri geliştirmek için nasıl bir yol izlenmeli?
Yöneticilerin yanında sivil inisiyatiflerin de sürece dahil olması son derece önemli. Bu noktada aklıma ilk gelenleri şöyle özetleyebilirim: Kitap fuarlarında Arap ve Türkiyeli yayıncıları bir araya getirecek daha çok etkinlik planlanmalı. Her iki tarafın yazarlarını bir araya getirecek kültürel programlara ağırlık verilmeli. TEDA, Sharjah ve Abu Dhabi’nin sağladığı fonlar gibi programların daha çok anlatılmalı ve yayıncıların kullanması teşvik edilmeli.
ÇEVİRİLER BÖLGE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Arap dünyasının son dönemde yükselen yıldızları, en çok okunan yazarları kimler?
Arab Booker ödülünü önemsiyoruz, geçtiğimiz yedi yılın kazananları Arap edebiyat dünyası hakkında fikir almak için iyi bir başlangıç olacaktır.
Baha Taher - Mısır 2008
Youssef Zeidan - Mısır 2009
Abdo Khal - Suudi Arabistan 2010
Raja Alam - Suudi Arabistan 2011
Rabii Jaber - Lübnan 2012
Saud Alsanousi - Kuveyt 2013
Ahmed Saadawi - Irak 2014
Youssef Zeidan Türkiye’de Epsilon, Baha Taher ise Doğan Egmont tarafından Türkçe’ye kazandırıldı, kalan yazarlarla ilgilenecek Türkiyeli yayınevleri olacağını umuyorum. Çeviri çalışmaları bölgenin geleceği için son derece önemli.