11 Ağustos 2014 06:00

Çağlayan tekstil işçileri: Sosyal aktivitemiz yoğun çalışma!

Çağlayan birçok tekstil atölyesi barındırdığından ülke ekonomisinin ciddi bir bölümünü oluşturan tekstil sektöründe önemli yer tutan, İstanbul’un semtlerinden biri. İşçisine 'Yoğun çalışma bizim için sosyal aktivite gibi' dedirten bir işçi havzası.

Çağlayan tekstil işçileri: Sosyal aktivitemiz yoğun çalışma!
Paylaş

Engin İNCİ
Leyla GÜZEL
İstanbul

Çağlayan birçok tekstil atölyesi barındırdığından ülke ekonomisinin ciddi bir bölümünü oluşturan tekstil sektöründe önemli yer tutan, İstanbul’un semtlerinden biri. Ya da ucuz iş gücünün, güvencesiz çalışmanın, gelecek kaygısının en üst düzeyde yaşandığı, makinenin düğmesine basıldığı an hayallerin ertelendiği bir dünya. İşçisine “Yoğun çalışma bizim için sosyal aktivite gibi” dedirten bir işçi havzası.

ÇOCUKKEN BAŞLANIR BU İŞE

Tekstil işindeki makineciler, overlokçular, son ütücüler, ustabaşılar çoğu reşit olmadan başlar bu işe. Okula gidip yaz aylarını değerlendirene de rastlanır, okuldan sonra yarım zamanlı çalışana da. Hele bir de okulu bırakmak zorunda kalanlar… İlk akneleri orada çıkanlar, sesleri orada değişen, boyu orada uzayan… Artıkları toplayarak başladıkları meslekte makineciliğe yükselince büyüdüğünü fark edenler…
Mehmet Karataş da onlardan biri. Şu an 38 yaşında. Dile kolay. Tamı tamına 26 yıldır tekstil işinde. Milyonlarca insanın yaşı kadar verilen emek... 12 yaşında hayata atılan bir işçi 26 yılı nasıl özetler ki? Karataş “Artık çalışmak bizim için sosyal aktivite gibi” diye özetliyor. Sonra da devamını getiriyor: “11 saate yakın çalışıyoruz. Bedenen çok yoruluyoruz. Eğlenceye ne vaktimiz oluyor ne de maddi koşullarımız el veriyor. Aldığımız ücret de hayatın pahalılığı da ortada.”

SEZON BOŞLUĞUNDA İŞPORTACILIK

Tekstil sektöründe yılın ortalama iki ayında iş olmuyor. Sezon boşluğu denen bu süreç işçi için fark eder mi? ‘İşçi için çalışmamak haram’ ya. Karataş da öyle söylüyor: “Sezon boşluğunda kredi kartlarına yükleniyoruz, bankalara hep borçluyuz. Kimilerimiz sokakta işportacılık yapıyor geçimlerini sağlamak için.”
Çağlayan’daki birçok atölye Ortadoğu ülkeleri için çalışıyor. Oradaki hareketlilik burayı da etkiliyor. Hükümetin dış politikasıyla birlikte işler iyice karışmış. Karataş, “Müşterinin azalması iş devamlılığını da azalttı. Bu bir zincir, atölyelere dışardan iş gelmiyor bu durumu görünce biz de ses çıkartamıyoruz. Bu tip iş yerlerinde sigortalı çalışmak için yeterli istihdam sağlanmıyor. İşverenler işe muhtaç biz işçiler hayatımızı sürdürebilmek için çalışmaya” diyor.


‘PATRONUN EMEĞE HİÇ SAYGISI YOK!’

Nilüfer isimli işçi 40 yaşında. “Diploma zorunluluğu olmadığı, vasıf istemeyen bir iş olduğu için tekstili tercih etmek zorunda kaldım. Çıraklıktan yetişiyorsun ve ben şu an usta bir makineciyim” diyor. İlk yıllarda bir polisle aynı maaşı aldığını söylüyor: “Ama şimdi geçinemiyoruz, sezon boşluğu var iki ay çalışamıyoruz, borçlanıyoruz. Sezon açıldığında da akrabalara ve kredi kartlarına olan borçları ödemekle cebelleşiyoruz. Sürekli iş yok, sürekli iş istiyoruz. Sigorta istiyoruz. 14 yıldır çalışıyorum sigortam yok, sigorta yaparlarsa maaştan düşürülüyor geçinemiyoruz.”
Şükran henüz 18 yaşında. İki sene önce başlamış işe. Gençliğinin baharında hayal kırıklığına uğradığını anlatıyor: “Hiç beklediğim gibi değil. Patron çok bağırıyor, çok fazla baskı var Sanki senin yaptığın işi başkası yapmış gibi. Emeğine hiç saygı yok. Çalışma koşullarının kötü olduğunu duymuştum ama bu kadarını beklemiyordum.” Şükran tek izin günü olan pazar günleri bazen “İşe gidiyoruz deyip” gezmeye gidebildiğini söylüyor.


KADIN İŞÇİNİN İŞİ DAHA ZOR

Tekstil atölyelerinde çalışmaya bir de kadın olmak eklenince hayat daha da zorlaşıyor. 16 yıldır tekstil sektöründe çalışan 29 yaşındaki Ebru Akun için hayat her sabah 08.30’da o makinelerin sesiyle başlıyor. Akşam 7’ye kadar çalışmak bedenen yoruyor Ebru’yu ama belki de psikolojik yorgunluğu kadar etkilemiyor: “İşyerinde her yer kamera dolu. Bir arkadaşımızla konuşmak istediğimiz zaman hemen uyarı alıyoruz. Ben tekstilde çalışan kadın işçi olarak, küçük atölyelerdeki çalışma koşullarından çok rahatsızım. Sözlü tacizlere maruz kalıyoruz. İnsanların ahlaki yaklaşımları kadın işçileri çok derinden etkiliyor. ‘O kadar erkeğin arasında nasıl çalışıyor’ gibi söylemler oluyor. Bu yüzden giyimime kuşamıma dikkat etmek zorunda hissediyorum kendimi. Aslında hayatımızın toplum tarafından kısıtlandığını düşünüyorum.”
Saatlerde çalışma, taciz, baskı yetmezmiş gibi bir de sırf kadın oldukları için üzerlerine ev işleri de bindiriliyor: “Ev işlerini bitirdikten sonra çocuklarla ilgileniyorum. Saat 23.00 oluyor. Bana pek vakit kalmıyor. Teks-til işçisi kadınların yaşamları bu durumda.”
Ebru da tüm işçiler gibi hakkı olmayanı istemiyor: “Taleplerimiz düzenli iş, sigorta, yaşamımızı sürdürebileceğimiz maaş ve çalışma saatlerinin azaltılması. En azından işverenin şunun farkında olmasını istiyoruz. Biz o kumaşı dikmeden para kazanamayacağımızın farkındayız, işverenin de biz o kumaşı dikmezsek para kazanamayacağını bilmesi gerekiyor.”


İŞÇİLER DERNEK KURDU

Çağlayan’da tekstil işçileri için iki sene önce bir dernek de kuruldu. 10 gönüllü işçinin bir araya gelmesiyle kurulan Çağlayan Tekstil İşçileri Derneği esnaf ve işçilerin katkılarıyla ayakta duruyor.
Dernek Temsilcisi Ali Aktar, dernek hakkında şu bilgileri verdi: “Biz işçilerin daha iyi koşullarda yaşayabilmesi ve için mücadele ediyoruz. Yoğun çalışma koşullarına rağmen işçiler ücretlerini tam anlamıyla alamamakta daha fazla para kazanabilmek için güvencesiz çalışmayı kabul etmekte ve geçinebilmek için fazla mesai yapmaktalar. İşçiler genelde maaşlarını alamadığı zaman ya da bireysel olarak patronlarıyla sorun yaşadıkları zaman derneğimize başvuruyorlar. Çağlayan’da çalışan işçilerin sosyal hakları konusunda fikir sahibi olmadıkları için bizimle irtibata geçiyorlar. Biz de onların sorunlarına tercüman olmaya çalışıyoruz. Ayrıca önümüzdeki günlerde atölye çalışmalarına başlayacağız. Başta bağlama kursu olmak üzere tiyatro, gitar vb. kursların hazırlıklarını yapıyoruz.”

ÖNCEKİ HABER

Tıpış tıpış imam hatibe

SONRAKİ HABER

Ortada kuyu var yandan geç!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...