11 Ağustos 2014 06:00

Zafer direnen Gazze’nin! Çünkü;..

Arap basınında bu hafta İsrail ile Gazze arasındaki ateşkes, IŞİD’in Lübnan’ın Suriye sınırındaki Arsel ilçesine ve Irak’ın kuzeyine gerçekleştirdiği saldırılar gündemin en önemli başlıkları oldu.

Zafer direnen Gazze’nin! Çünkü;..
Paylaş

Ali KARATAŞ / Yusuf ERTAŞ

Arap basınında bu hafta İsrail ile Gazze arasındaki ateşkes, IŞİD’in Lübnan’ın Suriye sınırındaki Arsel ilçesine ve Irak’ın kuzeyine gerçekleştirdiği saldırılar gündemin en önemli başlıkları oldu.
Filistin davasına sahip çıkan Arap basınında İsrail’in Gazze’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda 10 bine yaklaşan yaralıya, 2 bine yakın ölüye rağmen direnişin kesin bir şekilde kazandığı düşüncesi hakim. Bunun nedeni de İsrail bunca vahşetine rağmen hiçbir hedefini gerçekleştirememiş olması.
İsrail’in son saldırılarındaki temel amacı direnen Filistinli grupları yok etmek ve onların nefes borusu durumunda olan yer altındaki tünelleri tahrip etmekti. Bir ayı bulan bombardıman ve kara harekatının ardından İsrail iki hedefini de gerçekleştirebilmiş değil.  Ne direniş örgütlerini tasfiye etmiş, ne de tünelleri tahrip edebilmiştir.

BARIŞ KARŞILIĞINDA İMAR!

Abdulbari Atvan bu hafta kaleme aldığı makalelerin birinde “İsrail gazetelerine sızan raporlarda Almanya, İngiltere ve Fransa’nın önerilerinin direnişin silahlarını teslim etmesi karşılığında Gazze’yi imar etme tabanlı” olduğunu söyledi. Atvan;  İngiltere Eski Başbakanı Tony Blair’in Kuzey İrlanda da denediği bu yöntemin Gazze’de işe yaramayacağını vurguladı.
İngilizce yayına yapan Gulf  News başyazısında bu hafta iki konunun öne çıktığına dikkat çekti. Yazıda; “Gazze ve İsrail arasındaki ateşkes ile Arsel kasabasında Lübnan Ordusunun Suriyeli silahlılarla karşı karşıya kalması bu hafta gazete manşetlerinde öncelikli iki konu oldu” denildi. Ayrıca İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısı ile ilgili olarak ta “İsrail sadece bir şey yaparken başarılı oldu: Uluslararası kamuoyu önünde imajını bozmakta…” tespiti yapıldı.

IRAK’TAKİ DURUMDAN ABD SORUMLU

IŞİD’in Irak’taki son saldırıları da Arap basınında oldukça geniş bir yer buldu. Al Arap gazetesindeki bir makalede İslamcı hareketlerin tarihi ile ilgili uzman Mısırlı Yazar Ömer Ali Hasan, ABD yönetimini Irak’ı parçalanma ve yok olma noktasına getirdikten sonra onun koruyucusu rolüne soyunmakla suçladı.
Middleeast’ta yer alan bir başka haberde ise Iraklıların ABD’nin IŞİD müdahalesine yönelik kuşkularına yer verildi.Haberde emekli bir memur olan Raşid Hıdır Abbas “Üç yıldır hiç bir şey yapmadı ne zaman ki Kürtlere ve Hıristiyanlara bir şeyler oldu o zaman terörizmle ilgili olarak konuşmaya başladı. Bu kadar zamandır neredeydin Obama?​” sorusuna yer verildi.


GAZZE KUZEY İRLANDA DEĞİLDİR

Abdulbari ATVAN
Rai al Yamv

Gazze’de ateşkesin nihai olarak sağlanması için Kahire’de gizli müzakereler hâlâ devam etmektedir. Lakin devletleri temsilen Uluslararası Barış Komitesinin Elçisi olarak Tony Blair’in bulunması güvenilir değil. Özellikle İsrail gazetelerine sızan raporlarda Almanya, İngiltere ve Fransa’nın önerilerinin; direnişin silahlarını teslim etmesi karşılığında Gazze’yi imar etme tabanlı olduğunun yansıması sonrasında.
Blair başbakan olduğu zamanda Kuzey İrlanda da aynı hilelere başvurdu. İcraatlarına, İrlanda Cumhuriyet Partisini; küçük bir ateşkesi sonrasında uzatarak silahsızlandırma ile başladı. Tabii bu icraat yeniden yapılanma ve işçiler için iş olanaklarının sağlanması için milyarlarca dolar pompalama eşliğinde gerçekleştirildi. Katolik ve Protestan herkesi siyasete dahil etti. Sonunda süreç herkesin tarihi haklarını unutmasına yol açtı.
Filistin Kuzey İrlanda değildir. Çatışmanın doğasında ve köklerinde farklılıklar var. Burada sonderece sınırlı ortak noktalar. Burada yer olmadığı için sıralamaya gerek yok. Irak, Libya ve Afganistan’ın imhası üzerine çalışan Blair, Gazze’yi Batı Şeria modeline benzetmeyi hedefleyen barış konusunda bir milimetre yol alamayacaktır. İsrail’in iktidarı toprakları yutmaya devam ederken Gazze’nin çocuklarını yatırımlar ve ekonomik barış ile boğamayacaktır.
Filistin halkı sunduğu çok sayıda kurbana rağmen zafer kazanmıştır. Kahire toplantıları bu zaferi gündüz gözüyle çalmak istiyor.
Filistin direnişin önderleri ne kısmi olarak ne de tümden asla silahlarından vazgeçmeyecekler. Yalnız korkumuz, uluslararası camianın ve Arap devletlerinin muazzam baskısı.


ATEŞKES DİRENÇLİ GAZZE İÇİN BİR ZAFERDİR

Gulf News
Başyazı


İsrail sadece bir şey yaparken başarılı oldu: Uluslararası kamuoyu önünde imajını bozmakta…
Gazze ve İsrail arasındaki ateşkes ile Arsel kasabasında Lübnan Ordusunun Suriyeli silahlılarla karşı karşıya kalması bu hafta gazete manşetlerinde öncelikli iki konu oldu.
Birleşik Arap Emirliği’nden yayın yapan Al Bayan gazetesi, Gazze-İsrail ateşkesinin, İsrail tarafından Filistinliler üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmak ve uluslararası toplumu maniple etmek için kullanıldığını belirtti.
Gazete başyazısında, “Ateşkesler ve ateşkes anlaşmaları ile ilgili önceki duyurular daha önce olduğu gibi daha çok masum Filistinli sivili öldürmek için bir tuzak olarak kullanılırdı. İsrail bir ateşkes ya da ateşkes antlaşması duyurduğunda Filistinliler su veya gıda gibi ihtiyaçlarını satın almak veya yaralıları ziyaret etmek ve şehitlerinin uzun listesini kontrol etmek için sokaklara dökülürdü. Sonra, onlarca Filistinlinin yaralanmasına ve ölmesine yol açan şiddetli hava saldırıları sürpriziyle karşı karşıya kalırlardı” diye yazdı.

ATEŞKES BİR ZAFER

İsrail askerlerini Gazze’den geri çekerken Katar’dan yayın yapan Aşşark gazetesi ateşkesi bir zafer olarak değerlendirdi.
“Ateşkes bir zafer gibi çünkü İsrail herhangi bir hedefine ulaşmada başarılı olamadı. İsrail, ateşkesin yürürlüğe girmesinden birkaç dakika öncesinde on İsrail kentine Direniş Hareketi tarafından ateşlenen roketlere engel olamadı. İsrail aynı zamanda İsrail askerlerini öldürmek için zaman ayarlı bomba gibi kullanılan tünel bağlantılarını imha etme konusunda da başarılı olamadı. Eğer İsrail’in başarılı olduğu bir şey varsa o da şudur; uluslararası toplum önünde imajını bozmak ve çeşitli uluslararası örgütler tarafından bir savaş suçlusu olarak adlandırılmak”

LÜBNAN’DA TERÖRİSTLERE GEÇİT YOK

Lübnan Daily Star gazetesi başyazısında Suriyeli silahlı militanların Arsel’deki saldırılarının ardından alınması gereken tutumu tartışıyor.
Gazete başyazısında şu görüşlere yer verdi; “Ülkedeki siyasi oluşumların tümü, dini liderler ve sivil örgütler, ordunun arkasında sağlam bir şekilde durmalıdır. Ama daha geniş bir siyasi düzeyde, cumhurbaşkanlığı boşluğu Lübnan’ın tepki yeteneğini engellemeye devam ediyor. Onlar, bütün taraflarca kabul edilen yerli bölünmeye köprü olabilecek ve bölgesel ve uluslararası güçler içinde iyi bir üne sahip birini seçmelidirler.”
Umman’ın Al Vatan gazetesi Lübnan’ın çok önemli bir mücadele verdiğini söyledi. “Hizbullah’ınki bunun merkezinde bulunuyor, bölgenin bu teröristlerin eline düşmesine izin vermeyeceğine dair bir kanı var. Lübnan Ordusu’nun operasyonları esnasında halk arasından ve partilerden yaygın destek topladığı ve eğer bu terörist gruplar hedeflerine ulaşabilirlerse Lübnan’a ne olacağını bilen herkesin savaşmak istediği ve ordunun zaferi için dua ettiği açıktır. Kesin olan şu ki, bu gruplar Lübnan’da asla memnuniyetle karşılanmayacaklardır. Lübnan halkının böylesi birleşik bir tutum takınılması onların kendi uluslarına, sosyal birliklerine ve geleceklerine tehdit oluşturan bu gruplar tarafından yaratılan tehlikenin çok iyi farkında olduklarını kanıtlıyor.”


IRAK’IN BU DURUMA GELMESİNDE ABD SORUMLU

Al Arab

Bazı uzmanlar Irak’a yapılan Amerikan müdahalesinin geç geldiği görüşünde birleşirken İslamcı hareketlerin tarihi ile ilgili uzman Mısırlı Yazar Ömer Ali Hasan, Irak’ın bu duruma gelmesinde Amerika’nın sorumlu olduğunu söyledi.
Ömer Ali Hasan, Amerika yönetimini Irak’ı parçalanma ve yok olma noktasına getirdikten sonra onun koruyucusu rolüne soyunmakla suçladı. Hasan sözlerine, “Amerika’nın tüm bildiği Irak devletinin bileşenlerini ve temellerini tahrip etmektir.  Ve yine Irak’ı teröre ve teröristlere kolay bir lokma haline getiren de odur” diye devam etti.

IŞİD’İN KUVEYT İHTİRASI

Hasan Amerika’nın bu yeni tutumunun IŞİD’in Kuveyt ile ilgili hırslarını ilan etmesinden sonra geldiğini belirterek Amerika’nın bu kararı, Irak için ve onun halkını IŞİD cinayetlerinden korumak için değil veya Irak’ın toprak bütünlüğünü ve güvenliğini sağlamak için değil, ama her şeyden önce kendi çıkarlarını savunmak için aldığını söyledi.


IŞİD HIRİSTİYANLARIN EN BÜYÜK KASABASINI ELE GEÇİRDİ

Middle East

Keldani Patriği LouiSakko, Irak’ın kuzeyindeki geniş alanları ele geçiren cihatçıların yüz bin Hristiyan’ı kaçmaya zorladıklarını ve haçları sökerek ve el yazmalarını yakarak kiliseleri işgal ettiklerini söyledi.
Sako, “bazıları yürüyerek sadece giysileri ile Kürdistan bölgesine ulaşmak için kaçan yüz bin mülteci Hıristiyan var. Bu bir insani felakettir. Kiliseler işgal edildi, haçları aşağı indirildi” dedi. Sakko 1500 kadar el yazmasının yakıldığını sözlerine ekledi.


İSRAİL GAZZE’DE HEZİMETİNİ İTİRAF EDİYOR

Al Kuds al Arabi
Başyazı

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına yönelik yapılan anketlerde İsraillilerin yüzde 44’ü başarı sağlanmadığı yönünde görüş belirttiler. Buna karşılık ankete katılanların yüzde 42’si başarılı olduğunu söyledi. Ankete katılanların yüzde 38’i savaştan sonra güvenlik durumunun aynı kaldığını ifade ederken yüzde 27’si daha kötü bozulduğu görüşünde. Bu anketler bakanlar kurulunun ahlaki ve askeri skandalı örtbas etmek için yalan beyanlarından bağımsız olarak İsrail’in operasyonundaki hezimeti açık bir şekilde gösteriyor.

ÖNCEKİ HABER

Hayat ve zeytin ağacı

SONRAKİ HABER

Tıpış tıpış imam hatibe

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...