Saldırılara karşı mücadele

‘90’LARDAN BUGÜNE MÜCADELE GELENEĞİ

“Memurlar sendika kuramaz” denildiği bir ortamda, 1990’lı yılların başında kamu emekçilerinin başlattığı ve bugünlere getirdiği mücadelenin üst örgütü olan KESK, 4. Olağan Genel Kurulu’nu bugün Karayolları Genel Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda toplayacak. Üç gün sürecek genel kurulda, hem KESK’i olağanüstü genel kurula götüren süreç, hem geçmişin değerlendirmesi, hem de önümüzdeki süreçte neler yapılacağı konuşulacak, yeni kararlar alınacak.
KESK Genel Sekreteri’nin adının karıştığı “taciz” iddiasının ardından KESK Genel Başkanı ve Genel Hukuk Sekreteri istifa etmiş, adı “taciz” iddialarına karışan Genel Sekreter ve Kadın Sekreteri de iddiaları “komplo” olarak değerlendirip görevlerinden çekilmiş, olağanüstü genel kurul sürecine girilmişti.

KESK’E YENİDEN GÜVEN KAZANDIRAN SÜREÇ

KESK’in ocak ayı başında yapılan olağanüstü genel kurulunda da yeni bir yönetim göreve gelmiş, bugüne kadar gelinen süreçte KESK’in zedelenen itibarının kazanılmasında ve geniş kamuoyunda yeniden güven sağlamasında etkili olmuştu.

KESK’le birlikte ortak emek mücadelesi yürüten birçok örgüt başkan ve yöneticileri, bu altı aylık süreçte geniş emekçi kitleleri ile buluşan bu yönetimin, “KESK’in zedelenen güvenini geniş kamuoyu nezdinde yeniden tesis ettiği, yeniden güven ilişkisini kurduğu” değerlendirmeleri yaparak, beklentilerinin bu yönetimin çalışmalarının sürmesi olduğunu ifade ediyor.

SİYASİ KRİZ SÜRECİ

Genel kurula ve yeni döneme ilişkin değerlendirmelerini sorduğumuz KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar genel kurulu topladıkları sürece işaret etti. Genel kurullarının, ülkede  siyasal krizin yaşandığı, Mecliste yemin töreninin boykot edildiği bir süreçte gerçekleştiğine dikkat çeken Çınar, “Bu bakımdan genel kurulumuzun, ülkemizdeki yaşanan demokrasi ve halk iradesine müdahaleye, hak ve özgürlüklerin daraltılmasına karşı, bütün bu meseleleri ele alıp, buradan tutum belirlemesini bekliyoruz” dedi.

Çınar, genel kurulda gündem olacak diğer bir konunun da kamu emekçilerinin uzun zamandır sürdürdüğü grevli toplusözleşmeli sendika hakkı mücadelesi olduğunu söyledi. Anayasa değişikliğine rağmen toplusözleşme haklarını kullanmalarının önüne hâlâ engeller konduğunu belirten Çınar, “Anayasa TİS hakkı tanıyor, ancak hükümet toplu görüşmede ısrar ediyor” dedi.

‘KAPSAYICI, BİRLEŞTİRİCİ VE MÜCADELEYİ ÖNE ALAN BİR YÖNETİM’

İş yerlerinde çalışma koşullarının giderek ağırlaştığına, meslek hastalıklarının, iş kazalarının, taşeronlaştırmanın arttığına, birçok iş yerinde performans esaslı çalışma biçiminin yarattığı tahribatın ortaya çıktığına da değinen Çınar, hükümetin kanun hükmünde kararnamelerle çalışma yaşamında, çalışanlara ve emekçilere yeni hak gaspları öngördüğünün altını çizdi. Yeni hükümetin programı henüz ortada olmamakla birlikte bütün bu uygulamaların, bundan sonra emekçileri nelerin beklediğini gösterdiğini kaydeden Çınar, genel kurulun bu sorunlara karşı mücadele hattını belirleyecek tartışmalarla geçmesini diledi. Mücadele önünde önemli bir engel olan statü bakımından çok parçalılığın ve sendikal bölünmüşlüğün yeni bir strateji ve örgütlenme mücadelesiyle aşılması gerektiğini de kaydeden Çınar, “Kuşkusuz  bütün bunlar kadar önemli olan bu sürecin yürütücüsü, örgütleyicisi olacak olan yeni yönetimin de bu ihtiyacı giderek, kapsayıcı, birleştirici, örgütü iş yerlerinde büyütücü, emek mücadelesini öne alacak bir yönetim olmalıdır” dedi. (Ankara/EVRENSEL)