30 Haziran 2011 06:15

Arıcılar da en az arılar kadar emek harcıyor

Her yılın eylül ayında Adana, Mersin gibi sıcak illere göç eden Vanlı gezici arıcılar, nisan ayıyla birlikte Batman, Diyarbakır, Muş veya Siirt illerine ikinci göçü yapıyor. Bu illerde bir ay kaldıktan sonra Van’a yeniden dönen gezici arıcılar, çiçeklerin bol olduğu, yonca (Korîngan) tarlalarının eflatuna ç

Arıcılar da en az arılar kadar emek harcıyor
Paylaş
Nazan Sala / Güler Can

Coğrafi yapısı nedeniyle bal üretimine uygun kentler arasında yer alan Van’da arı yetiştiriciliği yapan yurttaşlar, bitki çeşidinin bolluğuna rağmen, “güvenlik” bahanesiyle yasaklanan yaylalar ve köylere çıkamadığı için zor günler yaşıyor. Bal üretimi için doğal kaynaktan yeteri kadar faydalanamayan yurttaşlar, çareyi kışın Adana, Mersin gibi sıcak kentlerde, ilkbaharı Diyarbakır, Batman, Siirt ve Muş illerinde yazı ise Van’ın, “güvenlik” paranoyasına takılmayan civar köylerinde geçiriyor. Çeşitli tarım kollarıyla birlikte uyumlu bir şekilde yürütülebilen ve toprağa bağlı kalınmaksızın yapılabilen gezici arıcılık ile geçinen yurttaşlar, kalitesine rağmen hak ettiği seviyeye bir türlü gelemeyen Van balının yasaklara kurban edildiğini belirtiyor. Her yılın eylül ayında Adana, Mersin gibi sıcak illere göç eden Vanlı gezici arıcılar, portakal çiçeğinin bitiminin ardından Batman, Diyarbakır, Muş veya Siirt illerine ikinci göçü yapıyor. Bu illerin herhangi birinde bir veya bir buçuk ay kaldıktan sonra Van’a yeniden dönen gezici arıcılar, çiçeklerin bol olduğu, yonca (Korîngan) tarlalarının eflatuna çaldığı bir alanda konaklayarak, tarlaların biçilme zamanına kadar yer değiştirmiyor. Tarlaların biçilmesiyle birlikte, doğal bitki çeşidi bol ve şehirleşmenin getirdiği olumsuzluklardan uzak sayılabilen Çatak, Gürpınar ve Bahçesaray ilçelerinden herhangi birine göç eden arıcılar, uygun ve “yasak” olmayan bir yaylaya çıkarak, arıların kusursuz marifetini kâra dönüştürdüğü anı bekliyor. İklim koşullarının yanında bir de “güvenlik” insafına kalan arıcılar, yılda bir defa bal alabilmenin huzuruyla yeniden eylül ayını bekliyor.

‘TAMAMEN MEVSİM VE GİDİLECEK MEKANA BAĞLI’

Van’ın Bostaniçi (Sixke) beldesi ile Kıratlı (Lamizgit) köyü arasındaki sarı, yeşil ve eflatun renklerine bürünen geniş tarlaların kenarına dizdiği 150 arı kovanının başında geceli gündüzlü bekleyen Bal Üreticisi İsender Artim, 12 yıldır yaptığı işin ustalığıyla, “Tamamen mevsime ve gidilecek mekana bağlı. Mevsim olarak bu senenin geçen seneye oranla daha iyi olduğunu söyleyebilirim” diyor. Çıplak elleriyle açtığı kovandan çıkardığı peteği göstererek, “Arı var 50 kilo bal üretir, arı var hiç bal üretmez. Bu arının ırkına, türüne, gücüne beslendiği çiçek ve bitki türüne bağlı” diyen Artim, süzme bal alan bir bal üreticisinin yılda 4 defa, kendisi gibi petek bal alan bal üreticilerinin ise ancak yılda bir defa bal alabildiğini belirtiyor.

Kaliteli ve doğal balın ancak yerleşim merkezlerinden uzak, bitki çeşidinin bol olduğu mekanlarda elde edilebileceğini, belirtilen koşullara uygun mekanların ise “güvenlik” bahanesiyle yasaklandığını belirten Artim, şunları aktarıyor: “Köye gitmeler, güvenlik bahanesiyle yasaklanmış. Bitkilerin ve çiçeklerin çok olduğu köyün yaylasına çıkamıyoruz. Ya yasak veya yolu yok. Koşulların elverişsizliği nedeniyle asıl yaylaya çıkamıyoruz. Gittik diyelim, ondan sonra da sorun çözülmüyor. Devletin ne yapacağı belli olmaz. Onun için daha yakın yerleri tercih ediyoruz. Yakın yerlerin de çiçeği az ve doğal koşullar risk altında. Çatak’a gitmeme izin verilirse Kato’da bin çeşit çiçek var; ama yasak bölge tampon bölge. Yine aynı şekilde Gürpınar’ın yaylaları için de aynı şey söz konusu. Tampon bölgeymiş deyip bırakmıyorlar. Biz de bundan zarar ediyoruz.”

‘DEVLET HEM DESTEK VERMİYOR HEM DE YASAKLIYOR’

Gezici Arıcı Reşit Öcal ise, her yıl göç ettiği illeri sıralayarak, arıcılığın zahmetli ve masraflı bir iş olduğunu belirtiyor. Her kovan için 50 TL ve her 100 peteğin bulunduğu pakete ise 200 TL verdiklerini ifade eden Öcal, 10 yıldır yaptığı işin zahmetlerini dile getiriyor. Kışın sıcak bir kentte, yazın ise kendi memleketi olan Van’ın çeşitli yerlerde ailesiyle birlikte konakladığını belirten Öcal, devletin bal üreticisine destek vermediği gibi yayla ve uygun mekanları yasaklayarak, üreticiyi üretimden uzaklaştırdığını ifade ediyor. (Van/DİHA)

*(Fotoğraf: Bedran BABAT)

ÖNCEKİ HABER

Demir parmaklıklar ardına bir kitap da siz gönderin!

SONRAKİ HABER

Tarlada pamuk, evde mutfak!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa