Cinerlere AKP koruması

Cem GURBETOĞLU
Ankara

Bakanlar Kurulunun dün mükerrer sayıyla grev ertelediği iki maden de Ciner Grubuna ait. Gerekçe ise “Grevin halk sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte olması”. Ancak grevin yasaklandığı Çöllolar Madeninde 2011 yılında yaşanan ve adeta geliyorum diyen kazada 11 işçinin ölmesi, “İşçiler göz göre göre can verirken halk sağlığı ve güvenlik bozulmamış mıydı?​” sorusunu gündeme getirdi. Ciner Grubu ve AKP arasındaki ilişki, asıl derdin “halkın güvenliği” değil, “Cinerlerin kârı” olduğunu ortaya koyuyor.

Afşin-Elbistan’daki Çöllolar Madeninde 6 ve 10 Şubat 2011 tarihlerinde meydana gelen iki ayrı göçükte, aralarında mühendislerin de olduğu 11 madenci hayatını kaybetmişti. Heyelan kaynaklı göçüklere, Turgay Ciner’e ait Park Teknik A.Ş. şirketinin kâr hırsının neden olduğu belgelenmişti. İşyerinde görevli mühendislerin hem şirketi, hem de devlet kurumu olan EÜAŞ’ı uyardığını arkadaşımız Sultan Özer ortaya çıkarmıştı.

ZAMLI SATIŞ İÇİN ÜRETİM ZORLANMIŞTI

Bir önceki yıl aynı aylarda (Ocak 2010) benzer çatlaklar oluştuğu, bu nedenle bu aylarda üretim yapılmaması konusunda iki şirketin de uyarıldığı habere yansımıştı.
6 Şubat’ta 1 işçinin öldüğü heyelanın ardından, madenin çalışmaya devam etmesinin ardında, Ciner Grubu ile devlet arasındaki anlaşmanın olduğu da yine gazetemiz Evrensel tarafından duyurulmuştu. Şirketin sözleşme gereği kömürü yüzde 50 zamlı sattığı, bu nedenle üretim zorlamasına gidildiği, bunun da madenin fiziksel yapısını zorladığı ortaya çıkmıştı. Yani Soma’da 301 işçinin ölümüne neden olan üretim zorlaması, Çöllolar’da da yaşanmıştı. Ancak bu madeni işleten Park Teknik AŞ, Soma’daki kazadan sonra adeta “başarılı madencilik örneği” gibi sunulmuştu.

CİNERLERE KALKAN OLMUŞLARDI

2011 Genel seçimleri öncesinde yaşanan kaza, adeta kamuoyunun gözlerinden kaçırılmıştı. O dönem konuyla ilgili AKP-CHP ve MHP’li milletvekillerinin soru önergesi vermekten dahi kaçındıkları iddia edilmiş, vekillerin “Seçim öncesi Ciner grubuyla uğraşmak istemiyoruz” dedikleri kulislere yansımıştı. Gazetemizin manşetten duyurduğu belgelere ilişkin HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in soru önergesine Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “ticari sır” diyerek yanıt vermemişti.

‘ALO FATİH’ BOŞUNA ORADA DEĞİLMİŞ

Yolsuzluk ve rüşvet skandalında, Cinerlere ait Habertürk önce “Alo Fatih” olayı, ardından Turgay Ciner ve Erdoğan arasındaki tapelerle gündeme gelmişti. Hem Çöllolar’daki iş cinayetinin “ticari sır” denilerek örtbas edilmesi, hem de Çayırhan ve Çöllolar’daki grevin Bakanlar Kurulunca ertelenmesi, Habertürk’ün tepesine adeta  “Hükümet komiseri” gibi çalışan “Alo Fatih”lerin getirilmesinin bir tesadüf olmadığını apaçık ortaya koyuyor.

BAKANLAR KURULU KARARI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulundaki tüm bakanlar tarafından 21 Temmuz 2014 tarihinde imzalanan, ancak mahkemenin grevi durdurma kararının geri çekilmesinin hemen ardından Resmi Gazetenin mükerrer sayısında yayınlanan karar şöyle: “Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğüne ait Afşin-Elbistan (B) Termik Santraline kömür sağlayan Afşin-Elbistan Kömür Havzası Çöllolar Kömür İşletmesi işyeri ile 4/12/1984 tarihli ve 3096 sayılı Kanun uyarınca imtiyaz hakkı sözleşmesiyle işletme hakkı devredilen Çayırhan Termik Santraline kömür sağlayan Çayırhan Kömür İşletmesi işyerinde Türkiye Maden İşçileri Sendikası tarafından alınmış bulunan grev kararının, genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğünden 60 gün süreyle ertelenmesi; 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Kanunun 63 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulunca 21/7/2014 tarihinde kararlaştırılmıştır.”