20 Temmuz 2014 06:00

Biz işçi sınıfının bir parçasıyız

Merhaba emeğin dostları,  
Kimberly Clark’ta on yıllık çalışanım. Bildiğiniz gibi toplu iş sözleşmesinde anlaşamadığımız için 25 Haziranda greve çıktık. Sendikamız 1 Ocaktan 25 Hazirana kadar işverenle anlaşmaya çalıştı fakat en önemli iki maddede anlaşılamadı. Düşük ücretlerin biraz daha yükseltilmesi ve ihbar tazminatları süresinin uzatılması... Ki biz bununla bir nevi iş güvencesi sağlamak, işten atılmayı zorlaştıran ya da atılan işçinin kendisini bir yıl idare edebileceği ücret ödenmesini sağlamak istiyoruz.
Türkiye koşullarında 40 yaşından sonra hele de üniversite mezunlarının boşta gezdiği bir ortamda iş bulmak çok zor. Aslında işveren bizi çıkartmadığı müddetçe ihbar tazminatını ödemeyecek peki neden bu kadar diretiyorlar? Demek ki düşünceleri daha farklı.
DİSK’e bağlı Tümka-İş’te örgütlüyüz. 236 sendikalı arkadaşımız var hepimiz şalterleri indirip dışarı çıktık. Fabrikada üretim yapılmıyor. Biz olmadıktan sonra yapılamazda en büyük avantajımız, alt işveren yani üretimde taşeron çalışan olmaması. Yazıyı kaleme aldığım gün bizler ilk günkünden çok daha dirençli, bilinçli, kenetlenmiş, birleşmiş, birliğinden güç almış ve bu gücün ne kadar değerli olduğunun farkındayız.
Bu grev bize neler öğretiyor:
-Emeğin ve emekçinin birleştiğinde ne büyük bir güç olduğumuzu, yalnız olmadığımızı, mahalle halkıyla ailelerimizle emek dostlarıyla emeğin partileriyle örgütleriyle tüm engellerin aşılabileceğini
-Sendikanın ve örgütlülüğün önemini
-En önemlisi bizim toplumsal statümüzü sınıfımızın işçi sınıfı olduğunu ve dostlarının bu sınıftan insanlar olduğunu...
Ürettiğinde, verimi arttırdığında “aslan Ahmet”in alkışlandığını, açım abi aldığım ücretle geçinemiyorum dediğinde ise “maliyet Ahmet” olduğunu öğrendik.
Bu işyerinde hepimiz biriz, yaptığımız işler farklı. Aramızda işçi patron diye bir ayrım yok, hepiniz ailenin bireylerisiniz sözünün ne kadar boş ve kandırmaca olduğunu öğrendik. Hak aradığımız için onlar içerde biz grevdeyiz.
Balık deryada yaşar ama deryayı bilmez, biz de bir sınıftaymışız ama sınıfımızı bilmiyormuşuz. Sınıfımızı öğrendik. İşçi sınıfını ve dünyasını artık dünyayı takip ediyoruz. Hakkın verilmediğini alındığı ve alınan hakların kaybedilmemesi gerektiğini, üstüne katarak geçmişten aldığımız gibi bizim de geleceğe bırakmamız gerektiğini öğrendik.
20 günü grevdeyiz ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey var istediklerimizi alıncaya kadar devam edeceğiz. Çünkü Türkiye emekçilerinin gözü bizim üzerimizde onlara kötü örnek bırakmak istemiyoruz. Bizim çok önemli bir sloganımız var, ölmek var dönmek yok. Son olarak şunu belirtmek istiyorum emekçiler birleşelim örgütlenelim örgütlülüğün yanında olalım. Hak verilmez alınır.

Evrensel'i Takip Et