17 Temmuz 2014 06:00

Yaşam odasında ölüm ittifakı

Hükümet, madenlerde 'yaşam odası' yerine 'ferdi kurtarıcı değişim istasyonu' kurulması zorunluluğu getiriyor. Oysa uzmanlar bunların birbirinin 'muadili değil, tamamlayıcısı' olduğunu ifade ediyor. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ise, 'Çok sayıda personelin bulunduğu kömür madenlerinde, yaşam odalarının etkili olamayacağını' iddia etti.

Yaşam odasında ölüm ittifakı
Paylaş

Cem GURBETOĞLU
Ankara


Hükümet madenlerde “yaşam odası” yerine “ferdi kurtarıcı değişim istasyonu” kurulması zorunluluğu getiriyor. Bakan Faruk Çelik, bu formülü içeren yönetmelik  değişikliğinin Başbakanlığa gönderildiğini açıkladı. Oysa uzmanlar “yaşam odaları” ile değişim istasyonlarının birbirinin “muadili değil, tamamlayıcısı” olduğunu ifade ediyor. Bakanlığın hemen ardından açıklama yapan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın sözleri ise hükümete destek mahiyetinde. Atalay, “Çok sayıda personelin bulunduğu kömür madenlerinde, yaşam odalarının etkili olamayacağını” savundu.
Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan dün sabah saatlerinde yapılan yazılı açıklamayla, kömür madenlerinde iş güvenliğine ilişkin yönetmelik değişikliğinin Başbakanlığa gönderildiği açıklandı. Bakan Çelik’in açıklamasına göre yeni düzenlemeyle, kömür ocaklarında oksijen ferdi kurtarıcı taşıma ve gerektiğinde kullanma zorunluluğu getiriliyor. Ayrıca ocakların işçilerin kaza halinde kaçmasına olanak verecek şekilde yer üstüne 500 metre mesafede tasarlanması öngörülüyor. Bunun sağlanamadığı koşullarda ise kuyu ana yollarda 500’er metre, diğer yollarda ise 300’er metre aralıklarla “ferdi kurtarıcı değişim istasyonu” hazırlanması zorunlu olacak. Değişim istasyonuna alternatif olarak “Yeniden doldurulabilir kapalı devre solunum cihazı tedarik ve dolum istasyonları kurulması” da yönetmelikte yer aldı. Söz konusu bu istasyonlar üretim alanından 300 metre uzakta olamayacak.

YAŞAM ODASININ YERİNİ TUTMAZ
Maden Mühendisleri ise Meclis gündemindeki Torba Yasa görüşmeleri sırasında AKP’lilerin oylarıyla reddedilen “yaşam odaları” ile “değişim istasyonlarının” birbirinin “muadili değil, tamamlayıcısı” olduğunu belirtiyor.
Sorularımızı yanıtlayan Maden Mühendisleri Odası eski eski başkanı Mehmet Torun, yaşam odalarının yasada yer alması gerektiğine dikkat çekti. Torun, “Yaşam odaları günlerce işçileri koruyabilir, ama değişim odaları işçilerin yola devam etmelerini sağlar” dedi.
Soma’da 301 işçinin ölümünden önce kullanılan CO maskelerinin yüzde 16 oksijenin altında çalışmadığını, ancak yönetmelikle zorunlu hale getirilen kapalı devre oksijen maskelerinin ise her koşulda 30-45 dakika koruma sağladığını belirten Torun, ferdi kurtarıcı değişim istasyonlarının da bu maskelerin değiştirilip, işçilerin yerüstüne doğru yola devam etmesine olanak tanıdığını anlattı.

HER YÖNÜYLE PLANLANMALI
Soma katliamının ardından açığa çıkan noksanların yönetmelik değişiklikleriyle giderilmeye çalışıldığını belirten Torun, dünyada uygulanan sistemlerin Türkiye’de Soma’dan sonra gündeme gelmesinin üzücü olduğunu ifade etti. Torun, “Önemli olan uygulanabilirliği ve kullanılabilirliği. Madenlerin her yönüyle planlanması derken bunu kastediyoruz” dedi.
 
BAKAN 'HER MADENE UYMAZ’ DEMİŞTİ
ENERJİ ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yaşam odalarına ilişkin teklifin reddedilmesiyle ilgili eleştirilere, “İyi olan bir şeyi reddetmişiz gibi bir algı yaratılıyor” diye yanıt vermişti. Yıldız, “Özellikle metalik madenlerde yaşam odası her maden için uygun olmayabilir. Özellikle kömürde bunun yerine maske değiştirme istasyonları belli aralıklarla, çünkü yangın içerisinde kalabilen, yani bunu bilimsel veri olduğu için söylüyorum” demişti.

TÜRK-İŞ: YAŞAM ODALARI ETKİSİZ
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, uzmanların yaşam odalarıyla ilgili açıklamalarının tersine, yeraltı galeri açıklığının çok geniş olduğu ve çok sayıda personelin bulunduğu kömür madenlerinde yaşam odalarının etkili olamayacağını savundu. Atalay, bu madenlerde yaşam odaları yerine, yeraltında çalışanları kaza sonrasında yeryüzüne ulaştıracak, yeterli sayıda yaşam destek malzeme istasyonunun bulunmasının zorunlu hale getirilmesini istedi. Ergün Atalay, yazılı açıklamasında, kömür madenlerindeki gaz ve toz patlamaları sonucunda ortaya çok yüksek basınç ve ısı 5 tonluk vagonların bile kağıt gibi buruştuğunun görüldüğünü belirtti. Patlamalar çok ani oluştuğundan, patlamanın merkezinde veya yakınında olanların hayatlarının doğrudan tehlike altında bulunduğunu,o noktada yaşam odasının olup olmamasının anlam ifade etmeyeceğini, bu nedenle temel kuralın, ortamdaki gaz ve tozların kontrol altında tutulması, patlayıcı ortam yaratılmaması olduğunu söyledi. Atalay şöyle dedie: “Personel yoğunluğu olmayan, vardiyalarda 30 kişi çalışan yeraltı madenlerinde oluşabilecek risklerde yaşam odaları zorunlu hale getirilmelidir. Ancak, yeraltı galeri açıklığının çok geniş olduğu ve çok sayıda personelin bulunduğu kömür madenlerinde yaşam odalarının etkili olması mümkün değildir. Yeraltı kömür madenlerinde yaşam odaları yerine, yeraltında çalışanları kaza sonrasında yeryüzüne ulaştıracak, yeterli sayı ve uygun mesafelerde, kullanılmaya hazır durumda, oksijenli ferdi kurtarıcı (OFK), oksijen tüpleri, ilk yardım malzemeleri, içilebilecek su, tıbbi malzeme vb olan yaşam destek malzeme istasyonlarının olması zorunlu hale getirilmelidir.”

SOMA İŞÇİ KOMİTESİ: ŞİLİ’DE ‘YAŞAM ODASI’ HAYAT KURTARMIŞTI
SOMA Maden İşçileri Komitesi adına gazetemize konuşan Maden İşçisi Mustafa Şala, hükümetin yüksek maliyetli olması nedeniyle yaşam odalarının reddettiğini ifade etti. Yaşam odalarının madenlerde bulunmasının zorunlu olduğunu dile getiren Şala, “Kaçış istasyonları dedikleri kanallar zaten olmalı. Ama bu tek başına çözüm sağlamaz. Sonuç olarak bu kaçış istasyonları yer altının el verdiği noktalara yapılıyor. Ve bu esasen geçici bir çözüm. Halbuki yaşam odası zorunlu bir önlemdir. Şilili madenciler örneği burada çok önemli. Onlar 69 gün burunları dahi kanamadan hayatta kaldılarsa bu yaşam odaları sayesindedir” dedi. Soma faciasından bu yana hükümetin yer altı madenciliğinin sorunlarını çözmek gibi bir derdinin olmadığının net olarak ortaya çıktığını söyleyen Şala, “Geçici birkaç maddeyle Soma’nın yarattığı havayı dağıtmayı hedefliyorlar. Yer altı madenciliğiyle ilgili oluşturulmuş bir mevzuat olması gerekirken yine üç beş maddeyle konunun üzerini kapatıyorlar. Meclisteki bir grup milletvekilinin bu konuya karar vermesinden önce, içerisinde mühendis, akademisyen gibi uzman ve bilim insanlarından içinde yer aldığı bir kurulla ‘Nasıl bir madencilik?​’ sorusunun yanıtı aranmalı” diye konuştu. Türk-İş’in de yaşam odaları yerine kaçış istasyonlarının kurulmasını destekleyen açıklamasına da sert tepki gösteren Şala şunları söyledi: “Türk-İş’in yaptığı açıklama oldukça manidar. Yani konuyu tartışmadan hükümete destek çıkan böyle bir açıklama yaparak adeta hükümete çanak tutuyor. Soma’daki  katliamdan bu yana 2 aydır ortada görünmeyen Türk-İş, bugün de hükümete yanlısı bir tavırla kaçak güreşiyor.”

ÖNCEKİ HABER

YÖK Tasarısı: Bilimsel özerkliği yok etme hamlesi

SONRAKİ HABER

Hamas ve İsrail 5 saatlik ateşkeste anlaştı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...