09 Temmuz 2014 15:22

Almanya gerçeği, Brezilya’yı rüyadan uyandırdı

Maracana’da kaybedilen 1950 Dünya Kupası finalinin yarattığı 'felaket' Maracanazo adıyla ölümsüzleşmişti. Artık Maracanazo yok, Mineirazo var. Brezilya’nın Estadio Mineirao’da Almanya karşısında aldığı 7-1’lik mağlubiyet dünya futbol tarihinin büyük şoklarından biri olarak tarihteki yerini aldı.

Paylaş

Mithat Fabian SÖZMEN

Maracana’da kaybedilen 1950 Dünya Kupası finali Brezilya’da o kadar büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı ki, bu “felaket” Maracanazo adıyla ölümsüzleşmişti. Uruguay’a karşı alınan 2-1’lik yenilginin baş sorumlusu olarak görülen kaleci Moacir Barbosa, Alcides Ghiggia’nın şutunu kapattığı köşeden içeri almanın bedelini kendi sözleriyle şöyle ödemişti: “Brezilya’da uygulanan maksimum hapis cezası 30 yıldır. Bense sorumlusu dahi olmadığım bir şey yüzünden 50 yıldır bedel ödüyorum.”
Barbosa, “bedel”in 50. yılında kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmişti. Artık en azından öbür tarafta biraz daha rahat olabilir. “Bedel” ödeyeceklerin sayısı arttı çünkü artık Maracanazo yok, Mineirazo var. Brezilya’nın Estadio Mineirao’da Almanya karşısında aldığı 7-1’lik mağlubiyet dünya futbol tarihinin büyük şoklarından biri olarak tarihteki yerini aldı.

YARI FİNALE GELENE KADAR BREZİLYA
Brezilya turnuvaya başlamadan önce en güçlü yanı olarak savunması gösteriliyordu. Pek çoklarına göre dünyanın en iyi stoperi Thiago Silva ve yanında Chelsea’li David Luiz, önlerinde dinamik ve iyi anlaşan Luiz Gustavo ve Paulinho, iki hücumcu bek Marcelo ve Dani Alves… Soru işaretleri hücumdaydı. Formsuz Hulk ve santrforda Fred’in neler yapabileceği merak konusuydu. Üstüne üstlük Neymar’a yapılan Mesih muamelesi, her şeyin Neymar’ın üzerine kurgulanması önemli sıkıntılar doğurabilirdi. Turnuva başlar başlamaz Brezilya için tehlike çanları çalmaya başladı. Hırvatistan maçının ilk 15 dakikası önemli bir alarmdı. Hücumcu bekler Marcelo ve Dani Alves’in önlerinde oynayan Hulk ve Oscar savunmaya destek vermediği müddetçe Brezilya’nın en güçlü yanı olarak işaret edilen savunması dahi çatırdamaya müsaitti. Maçlar ilerledikçe ortaya çıktı ki Brezilya kolay pozisyon veriyordu. Ve Scolari’nin bunu engellemek için ileri dörtlüye Willian ve Ramires gibi kanat savunmasına destek verecek isimleri monte etmemesi, Hulk’a ve Fred’e bu kadar tahammül edebilmesi ilginçti.
Öyle ya da böyle takım çeyrek finale kadar geldi ve burada turnuvanın en iyi top oynayan takımlarından Kolombiya’ya karşı fiziksel üstünlük ve sertlikle maçı kazanan bir ev sahibi izledik. Hakem desteğini bir kenara bırakırsak Kolombiya karşısındaki görüntü Brezilya için fazlasıyla tehlikeliydi. Üstelik artık Neymar ve Thiago Silva da yoktu. Takımın hücumdaki ve savunmadaki liderlerinin eksikliğine rağmen Scolari kurguda değişiklik yapmayı düşünmedi.

YARI FİNALE GELENE KADAR ALMANYA
Almanya, turnuvaya Marco Reus, İlkay Gündoğan, Marcel Schmelzer gibi çok önemli eksiklerine rağmen ev sahibinin ardından en büyük ikinci favori olarak geldi. Bunun da haklı bir nedeni vardı. 2006’dan bu yana şekillenen “Yeni Almanya” artık yarı finaller ve finallerin ötesinde kupaya uzanabilecek kalitede ve tecrübedeydi.
Almanya’nın en önemli özelliği, 2008-2014 arasına damga vuran stratejinin, yani Guardiola’nın Barcelona’sı ile şahikasına eren, top hakimiyetine dayanan, hücumcu taktiğin taşıyıcısı olmasıydı. Joachim Löw, Guardiola’nın Bayern’de yaptığı gibi Philipp Lahm’ı orta sahaya yerleştirdi. Bu, bek sıkıntısı yaşayan Almanya’nın savunmasını 4 stoperden kurması anlamına geliyordu ve esasında ciddi bir handikaptı ama riski aldı. Tipik bir santrfor kullanmadı. İspanya’nın Fabregas’ı kullandığı gibi Thomas Müller’i kağıt üzerindeki dizilişlerin en ucuna yerleştirdi. Portekiz maçında her şey yolundaydı. İlk maç 4-0 kazanıldı. Gana maçıyla birlikte tehlike sinyalleri başladı. Sıkıntı şuydu, Almanya saf pas oyununu sahaya yansıtmak istiyor ancak gerek yukarıda saydığımız isimlerin eksikliği ve beksizlik sorunu gerekse de Mesut Özil ile Mario Götze’nin formsuzluğu bunu engelliyordu. Gana, Götze ve Höwedes’in sorumlu olduğu sol kanadı yol geçen hanı gibi kullanmayı becererek oyun üstünlüğünü Almanya’ya vermedi. 2-1 öne dahi geçti ancak oyuna sonradan giren Miroslav Klose’nin attığı gol Joachim Löw’e farklı bir taktiksel yaklaşım için kapı araladı. İkinci turdaki Cezayir maçında, Vahid Halilhodzic’in savunmasını ileride kuran, Alman orta sahasını boğan ve kanatlardan etkili olan futbolu çeyrek finale gelindiğinde kafalardaki değişikliklerin yapılmasını zorunlu kıldı.
Almanya, Fransa karşısına önemli yapısal değişikliklerle çıktı. Daha “geleneksel” bir anlayış sahadaydı. Lahm, sağ beke alınmış ve böylece beksizlik sorunu halledilmişti.  Formsuzlardan Götze kenardaydı, bunun yerine Schweinsteiger, Khedira ve Kroos’lu üçlü bir orta saha vardı. En uçta Miroslav Klose arkalarında ise Mesut Özil ve Thomas Müller’i izledik. Löw’ün duran toplara yaptığı vurgu ve antrenmanlar ile bu yeni, aslında “Eski” anlayış olumlu sonuç verdi. Almanya, Fransa karşısında sonucu elde etti ve bunu korumayı bildi. Takımın Genel Menajeri Oliver Bierhoff’un Almanya’nın her zaman sahip olduğu avantajların maksimize edilmesi olarak nitelediği bu yeni temkinli yaklaşımın Brezilya karşısında da devam edeceği ortadaydı.

BREZİLYA RÜYADAYDI, ALMAN GERÇEKLİĞİ UYANDIRDI
Tarihi maça gelindiğinde Brezilya, Thiago Silva’nın yerine Dante, Neymar’ın yerine ise 1.60’lık hücumcu kanat oyuncusu Bernard’ı koymuştu. Hücumun sol ve sağında Hulk ve Bernard’ın varlığı Almanya’nın birinci bölgeyi aşar aşmaz, Brezilya bekleriyle karşı karşıya kalacağını gösteriyordu ki bu anlamda Scolari’nin kendisine nasıl bu kadar güvendiği merak konusuydu. Brezilya, topun Almanya sahasında kaldığı ilk 2-3 dakika sonrası devamlı sol kanadından açıklar verdi. Bekte Philipp Lahm, önünde Thomas Müller ve muhteşem enerjisi, driplingleriyle Sami Khedira, bu bölgedeki boşlukları harika değerlendirdi.
Almanya, her zamanki gibi pasla çıkıyor üstelik Brezilya’nın ev sahibi motivasyonuyla –aslında amatör bir şekilde- gerçekleştirmek istediği önde pres, anında etkisiz kılınıyordu. Almanya 5. dakikadan itibaren ekseriyetle kendi sağ kanadından olmak üzere rahatça Brezilya’nın üzerine gitti. Eskisi gibi topa uzun süreler hükmetmelerine gerek yoktu. Hızlı bir şekilde pasla çıkıyor ve anında Brezilya ceza sahasında bitiyorlardı. İlk 3 gol(korneri doğuran pozisyon dahil) sağ kanatta tohumları atılan organizasyonlarla geldi. Brezilya zaten Klose’yi Dünya Kupası rekortmeni yapan(Klose’nin yarı final ya da final aşamasında attığı ilk gol) 2. gol sonrası öyle bir dağıldı ki, bu psikolojiyle toparlanmalarına imkan yoktu. Elbette Almanya Brezilya sol kanadını delik deşik ederken gözler sezonun en iyi sol beklerinden Atletico Madrid’li Filipe Luis’i aradı. Scolari’nin onu kadroya dahi almamasının ne kadar büyük bir hata olduğu bir kez daha görüldü. Hoş, önünde Hulk ya da Bernard varken Filipe Luis de olsa Alman akıncılarıyla baş etmesine imkan yoktu. Her koşulda sorumluluğu alması gereken kişinin Scolari olduğu görülüyor. Brezilya’nın savunma organizasyonunun bu kadar kırılgan olması yalnızca Almanya’nın üstünlüğüyle açıklanamaz.

TOPA SAHİP OLMA, OYUNA HÜKMETME…
İlk yarı bittiğinde tabelada 5-0 Almanya üstünlüğü vardı. Topla oynama yüzdelerinde ise yüzde 55’e 45 Brezilya üstündü. Bu, şu gerçeği bize gösterdi. Almanya, topa yüzde 60’larla hükmetmeden, oyunun tamamına yine pas futboluyla egemen olabildi. Kontra atakları, hızlı hücumu, pas futboluyla birleştirdi. Biraz Jupp Heynckes’in Barcelona karşısındaki Bayern’ini andıran bu tablonun Brezilya’nın acemi saldırganlığıyla çokça ilgisi vardı. Finalde rakip kim olursa olsun böyle bir tablonun ortaya çıkması güç olsa da pas oyunuyla hızlı hücumun kusursuz bileşimi Almanya için önemli bir deneyimdi.
Toni Kroos, Sami Khedira ve Thomas Müller Mineirazo’nun baş mimarlarıydı. Almanya’nın önünde parlak bir gelecek(final maçında ne olursa olsun), Brezilya’nın önünde ise ciddi bir revizyon gerekliliği var. Bu mağlubiyetin Ekim’deki seçimlerde Dilma Rousseff’i dahi götürebileceği esprileri yapılırken gözlerin çevrileceği önemli bir yer de Brezilya sokakları olacak.

BU SEFER SAMBAYI ALMANYA YAPTI

BREZİLYA'NIN YENİLGİSİ, SOSYAL MEDYAYI SARSTI

ÖNCEKİ HABER

Tarım arazilerine su verilmeyen köylüler yolu kapattı

SONRAKİ HABER

Yatağan işçileri kararlılık bekliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...