30 Haziran 2014 06:00

Fotoğrafçılar: Yasal güvence istiyoruz

Mısra BELGE
İstanbul

İlki “Direnişin Fotoğrafı, Fotoğrafın Direnişi” başlığıyla iki ay önce Galata Fotoğrafhanesi tarafından düzenlenen forum dizisinin ikincisi geçtiğimiz akşam gerçekleşti. Foto-muhabirlerin, bağımsız belgesel fotoğrafçıların ve foto-aktivistlerin birlikte düzenlediği forumun gündeminde  bu kez  ihlal edilen pek çok hakları ve buna karşı olabilecek bir örgütlülük idi.

Gezi olaylarıyla başlayıp, o süreçten itibaren direnişlerin, polis şiddetinin, sansürün ve baskıların artmasıyla fotoğrafçıların sorunları haliyle artmış olduğundan, örgütlenme ve sorunları gidermeye yönelik gerçekleşmesi planlanan ikinci forum başlığı ise “Fotoğrafçıların Hak Arayışında Örgütlenme İhtiyacı” oldu.
Pek çok fotoğrafçının katıldığı forumda, fotoğrafçılar için örgütlenmenin niçin önemli olduğu, örgütlenmenin şekli, örgütlü olmanın fotoğrafçılara sağlayacakları üzerine tartışmalar oldu.

Forumda, sendikalaşmaya giden yolda önlerindeki en büyük engellerden birinin fotoğrafçılığın bir meslek kolu olarak kabul edilmemesi olduğunu söyleyen fotoğrafçılar, vakıf çatısı altında küçük çaplı bir örgütlenmeye gitmenin (kooparatif gibi) onlar için ilk adım olabileceğinden bahsettiler.
Forumda tartışılan konular arasında hukuki hakların bilinci de önemli bir yer tuttu. Aslında daha evvel de var olan ancak Gezi sürecinde çok daha görünür hale gelen, fotoğrafçılara yönelik polis şiddetine karşı duruş oluşturmanın, ancak hukuki hakların bilinciyle mümkün olduğunu dile getiren fotoğrafçılar, bu konuda da kendi aralarında bir eğitim ağı kurmaya karar verdiler.

Galata Fotoğrafhanesi’nde ikinci ayağı gerçekleşen forum, yazın küçük bir ara verip Eylül ayında tekrar bir araya gelecek. Fotoğrafçı Özcan Yurdalan ve Yücel Tunca ile fotoğrafçıların yaşadığı hak ihlali ve örgütlenme fikrine dair sohbet ettik.

FOTOĞRAFÇILAR HAKLARININ BİLİNCİNDE OLMALI

\"\"Sizin için Türkiye’de fotoğrafçıların karşılaştığı en büyük problem ve örgütlenmenin fotoğrafçılar için önemi nedir?
Özcan Yurdalan: Fotoğrafçıları tek bir başlıkta toplamak mümkün değil. Fotoğrafla ilişki kuran insanların birbirinden farkı ilişki kurma nedenleri var. Bir kısmı hoşça vakit geçirmek için, bir kısmı bir sosyal kimlik edinmek için, bir kısmı sanat yapmak için, bir kısmı da doğrudan doğruya fotoğrafı bir haber ve tanıklık dili oluşturmak için kullanıyor. Ben daha çok son söylediğim kesim üzerinden, yani bağımsız haber ve belgesel fotoğrafçıları üzerinden cümle kurabilirim. Bu kesimin sayıları çok fazla olmasa bile önemli bir ağırlıkları var fotoğraf camiasında. Ve temel problemleri örgütlenme, haklarına sahip çıkma ve hayatlarını fotoğraf aracılığıyla devam ettirebilecek adil bir iş ortamına sahip olabilme. Bu kesim, biraz havalı görülmekle, yaptıkları işin dışarıdan bakıldığı zaman sükseli bir iş gibi görülmesiyle birlikte en fazla sömürülen kesimdir. Medya da malum. Çalışanlar, muhabirler yoğun bir sömürü ve baskı altında çalışıyor. Bağımsız fotoğrafçılar da para kazanmak için çektikleri işlerde, yaptıkları çalışmalarda medya patronları tarafından ciddi biçimde sömürülüyorlar. Dolayısıyla burada bir farkındalığın ortaya çıkması lazım. Bağımsız muhabirler, özlük hakları, mesleki hakları konusunda bir farkındalık kazanmalılar. İkincisi yine bu kesim, diğer fotoğrafçılarla birlikte tabii, devletin baskısıyla karşı karşıya kalıyor. Gezi gibi toplumsal olaylarda ya da kimi zaman sadece hobisi için fotoğraf çekerken bile devletin yasaklarıyla karşılaşabiliyor. Bu nedenlerle bu kesim açısından söyleyeceğim temel problem haklarının bilincine varmak ve haklarını savunabilecek yasal güvencelere kavuşmak meselesi. Bunun için de en önemli ilk adım, bugün forumda da konuştuğumuz gibi bir örgütlenmeden geçiyor.

FOTOĞRAFIN HER ALANINDA ÖRGÜTLENME ŞART

Sizin için Türkiye’de fotoğrafçıların karşılaştığı en büyük problem ve örgütlenmenin fotoğrafçılar için önemi nedir?
Yücel Tunca:
Her alanda bir hak gasbı var. Hem ticari alanda hak gasbı var, hem de sokaklarda fotoğraf çekerken, aslında demokratik haklarımızdan kaynaklanan bir takım davranış, üretim biçimlerimizi engelleyen uygulamalar var. Yapılar çok yoğun biçimde sınırlandırmasalar da, uygulamalar yönünden çok sınırlandırılıyoruz. Bu yüzden bizim fotoğraf üretimimizde, (özellikle toplumsal olaylarda) sokak, en zorlandığımız yerlerden bir tanesi oluyor. Ama bunun dışında tabii ki bir de ürettiğimiz fotoğrafların yağmalanması sorunu var. Bunu, hemen hemen bütün medya kuruluşlarında ne yazık ki görüyoruz. Bir, ortaya çıkarılan ürünün bize ait olduğunu gösterecek olan tek şey olan imzamızı kullanmıyorlar, iki fotoğraflar bizim iznimiz olmadan, eğer bir ticari değeri varsa ticari değeri ödenmeden, çalınıyorlar.
Sorunlarımızdan bir tanesi, hukuksal sorunlarımız, ki hukuksal sorunların içerisine o zaman telifi de alabiliriz. Bir taraftan da güvenceye dayalı sorunlarımız var. Yani, yine özellikle çatışmalı ortamlarda çalışan arkadaşlarımızın kendi sağlıklarına ilişkin güvenceleri yok. Eğer kadrolu yani sigortalı çalışmıyorlarsa, serbest fotoğrafçılarsa, ciddi bir problemleri var.

DERNEKLER KAPSAYICI OLAMADI

\"\"Şimdiye kadar fotoğrafçıların örgütlenememiş oluşu, fotoğrafçılığın bir meslek kolu olarak görülmemesinden mi kaynaklanıyor?
Y.T:
Daha çok bir mesleki örgütlenme bakımında görebileceğimiz Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, diğeri de Profesyonel Tanıtım Fotoğrafçıları Derneği. Profesyonel Tanıtım Fotoğrafçıları Derneği çok uzun süre varlık gösteremeden kapanan bir dernek oldu. Bu da reklam fotoğrafçılığında çalışan fotoğrafçıların bu dernek altında örgütlenmeyi tercih etmemelerinden ya da derneğin diğerlerini kapsayacak bir faaliyet yürütememesinden kaynaklandı. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği hala aktif olan derneklerden bir tanesi, Ankara kökenli. Onlar da, biraz fazla resmi kanallara angaje olmuş bir dernek görüntüsü çiziyorlar. Süresini veremiyorum ama çok yakın zamana kadar oraya sadece sarı basın kartı sahipleri dahil olabiliyordu. Şimdi biraz daha tartışılmaya başladı çerçevesi, muhtemelen önümüzdeki dönemlerde daha fazla değişeceklerdir. Ama başta bahsettiğim gibi, böyle geniş çerçevede bir koruyucu şemsiye görevi görmüyor Foto Muhabirleri Derneği. Bir de onların fotoğrafçı tanımları da doğrudan doğruya farklı, mesleki olarak çalışan fotoğrafçıları kapsıyor. Bizim derdimiz, bu tanımlamaya foto muhabirlerinin dışında, aynı zamanda serbest fotoğrafçıların da dahil edilmesi, hatta daha da geniş olmalı bence. Bu nedenle şu an var olan ve daha önce kurulmuş olan dernekler, burada saptadığımız sorunları zaten kapsayabilecek kapasitede değiller. Evrildikleri zaman ama elbette onlar da bu alanda ihtiyaç karşılayabilirler.

Evrensel'i Takip Et