24 Haziran 2014 16:00

Soma’da 301 madencinin canına mal olan 34 basamak...

İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) bugün açıkladığı Türkiye'nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu listesinde dikkat çekici sıçramalardan birini 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma Madencilik yaptı. Soma Madencilik listede 34 sıra birden yükseldi. Soma Madencilik'in 2013 yılındaki cirosu 338 milyon 48 bin 668 lira oldu.

Soma’da 301 madencinin canına mal olan 34 basamak...
Paylaş

İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) bugün açıkladığı Türkiye'nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu listesinde dikkat çekici sıçramalardan birini 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma Madencilik yaptı. Soma Madencilik listede 34 sıra birden yükseldi. Soma Madencilik'in 2013 yılındaki cirosu 338 milyon 48 bin 668 lira oldu.

radikal.com.tr’den Bahadır Özgür’ün haberine göre Soma AŞ, 2013 yılında gerçekleştirdiği sıçramanın ödülünü İSO 500 listesindeki sıçramayla almış oldu. 34 sıra birden yükselen şirket, 4806 çalışanla da istihdamda en iyi 23’üncü şirket olarak listede dikkat çekti.
2012 yılında Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ), Soma AŞ ile imzaladığı anlaşma sonrasında devletin aldığı kömürün fiyatı yüzde 17 arttı, üretim ise 1 milyon 513 bin tondan 2.6 milyon tona çıktı. Soma AŞ’nin 2012’deki fiili üretimi ise 3 milyon 800 bin tonu buldu. Bu kömürün tamamı da devlet tarafından o dönem satın alındı. Yani 1.2 milyon tonluk bir üretim fazlası gerçekleşti. 2013 ve 2014 yılındaki üretim miktarı ise 2.5 milyon tonun altına hiç inmedi.


BÜYÜME, HİZMETLER VE İNŞAATA DAYALI
İstanbul Sanayi Odası'nın "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu -2013" araştırmasına göre ilk sırayı yine, Koç Grubu kuruluşlarından Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ (TÜPRAŞ) aldı.
Türkiye’nin 500 Büyük Kuruluşu araştırması, sanayinin ekonomi içindeki ağırlığının giderek azaldığına yönelik çarpıcı veriler ortaya koydu. Buna göre 2012 yılında yüzde 2.1 ve 2013 yılında yüzde 4.0 olan ekonomik büyümeye karşılık imalat sanayindeki büyüme sırasıyla 1.7 ve 3.8 düzeyinde kaldı.
Araştırmanın Türkiye’de son yıllarda büyümenin kaynağının üretime değil tüketime, hizmetler ve inşaat sektörüne dayalı olduğunu gözler önüne serdiğini vurgulayan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, şunları söyledi:
"Sanayi sektörü tüm ülkeler için ekonomik büyümenin ve bütünsel kalkınmanın temelini oluşturuyor. Türkiye de ancak üretime odaklı bir üretim anlayışıyla kaliteli ve sürdürülebilir bir büyümeyi ve refahı yakalayabilir. 2001 yılından itibaren sanayinin ve özellikle de imalat sanayinin milli gelir içindeki payının cari fiyatlar ile hesaplandığında bir gerileme eğilimi içine girdiği ve önemli ölçüde düştüğü görülmektedir. İmalat sanayinin milli gelir içindeki payı 1998 yılında yüzde 23,6 iken, bu 16 yıl içinde sürekli bir düşüşle 2012 yılında yüzde 15,5’e gerilemiş, 2013 yılında ise yüzde 15,3 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye henüz sanayileşmiş bir ülke olmadan bu oranın gerilemeye başlaması sanayi, ekonomi ve Türkiye için sağlıklı bir gelişme değildir."

BORÇ/ÖZKAYNAK ORANI 10 YILIN ZİRVESİNDE
İSO Araştırması, şirketlerin borç ve öz kaynak oranının 2013 yılında son 10 yılın zirvesine çıktığını ortaya koydu. Buna göre borç ve öz kaynak oranı 2013 yılında 20.4 puan artarak yüzde 132.4 düzeyine yükseldi. Gelişmiş ülkelerde yüzde 70’ler seviyesinde olan bu orandaki artışta, karlılık ve öz kaynak yaratma olanaklarında yavaşlama, uzun vadeli borçlanma olanakları ve liradaki değer kaybı etkili oldu.
Şirketler, öz kaynak yetersizliği nedeniyle daha çok banka kredilerini tercih ederek finansman giderlerini plansız bir şekilde artırdı. Karlılığı düşen şirketlerin, öz kaynaklarının büyümesi de olumsuz etkilendi. Başkan Bahçıvan, dünyada, öz kaynakların toplam aktifler içindeki payında yüzde 50'nin kritik bir eşik olduğuna dikkat çekti ve ekledi:
"Şirketlerimiz ne yazık ki bono, tahvil, halka arz, uzun vadeli finansman, hedging gibi borçlanma araçlarından yararlanmamaktadır. Kendi faaliyet alanlarında başarılı bir performans sergileyen sanayi şirketlerimizin, finansman sağlama ve kullanmada aynı başarıyı sergileyememesi üzüntü vericidir. Bu noktada Türkiye Kalkınma Bankası’nın daha işlevsel hale getirilerek sanayicinin yatırımlarında uygun finansman çözümleri oluşturmasına ihtiyaç olduğunu vurgulamak istiyorum."

ŞİRKETLER FİNANSMAN BASKISINA YENİLDİ
2013 araştırmasının çarpıcı verilerinden biri, şirketlerin esas faaliyetlerinden elde ettikleri karlarının yarısından fazlasını finansman giderlerine harcaması oldu. 2013 yılında faaliyet karları olan 36.5 milyar liranın 19 milyar lirasını finansman gideri olarak harcayan şirketlerin, 2013 yılı dönem karları ise bir önceki yıla göre yarı yarıya düşerek yüzde 4.9’a geriledi.
Türkiye’nin 500 Büyük Kuruluşu içinde en yüksek katma değeri yüzde 43.6 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sanayiler grubu yaratırken, onları yüzde 36.1 ile düşük teknoloji yoğunluklu sanayiler grubu izledi.
Orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payının yüzde 17,8, yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payının yüzde 2.6 olduğuna işaret eden Bahçıvan, "Bu noktada yüksek teknolojili sektörlerin dünya imalat sanayi içindeki payının ortalama yüzde 16.7 olduğunu hatırlatmak isterim. Güney Kore’de bu oran yüzde 21.6, Singapur’da yüzde 49.9, ABD’de yüzde 20.6. Türkiye bu oranları teknoloji lehine çevirmek zorunda. Aksi takdirde bu tablonun sanayideki karlılık yansımasını da değiştiremeyiz" dedi.
Bahçıvan, ileri sanayi ülkelerinde şirketlerin Ar-Ge harcamalarının satışlara oranının yüzde 6-8 düzeyine kadar yükseldiğini vurgulayarak, "Türkiye’de ise bu oran binde 8 düzeyinde. 500 büyük şirketimizin bu konudaki karnesi Türkiye ortalamasının altında. Şirketlerimiz Ar-Ge’ye üretimden satışlarının ancak binde 47’sini ayırıyorlar" diye ekledi.

‘TCMB'NİN KARARINI SAYGIYLA KARŞILAYACAĞIZ’
Toplantının ardından Bahçıvan basının sorularını yanıtladı. "TCMB'nin bugünkü toplantısından faizle ilgili nasıl bir karar çıkar?" sorusuna karşılık, Bahçıvan TCMB'nin kararlarına günlük müdahaleler noktasında bir katkı yapma ihtiyacı hissetmediklerini belirtti. Erdal Bahçıvan, "TCMB'nin işini gayet iyi yaptığını, TCMB ekibinin Türkiye ekonomisinin ve reel sektörünün uzun vadeli hedeflerini çok iyi bir nabız tutarak gözlemlediğini düşünüyoruz. Bugünkü kararlarda da Türkiye içindeki ve dışındaki tüm dengeler, dünya finans piyasalarındaki dengelerini gözetecek bir kararın alınacağını öngörüyoruz. TCMB'nin kararını saygıyla karşılayacağız." dedi.

ARAŞTIRMADAN ÇARPICI VERİLER

-Şirketlerin karlılık oranı yedi yılda yüzde 7,2’den yüzde 4,9’a düştü.

-Öz kaynakların aktiflere oranı yüzde 43 ile son 10 yılın en düşük oranı oldu.

-Toplam borçların aktif toplam içindeki payı 2013 yılında yüzde 57’ye yükseldi.

-2013’te finansman giderleri faaliyet karının yüzde 53’üne denk geldi.

-Geçen yılı karla kapatan şirket sayısı, bir yılda 437’den 371’e geriledi.

-Geçen yılı zararla kapatan şirket sayısı bir yılda 63’den 129’a çıktı.

-Faiz ve döviz kur artışı, finansman giderlerini yükselterek karlılığı olumsuz etkiledi.

-FAVÖK bazlı verilerde zarar eden şirket sayısı 129’dan 32’ye düştü.

-En yüksek katma değeri yüzde 43,6 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu şirketler yarattı.

-Ar-Ge’ye üretimden satışların binde 47’si ayrıldı.

-Özel sektörde çalışan sayısı yüzde 4.2, ücretler de yüzde 13,1 oranında arttı. (DHA)

ÖNCEKİ HABER

‘HDP kimsenin partisi değil, bizim partimiz’

SONRAKİ HABER

Organize Sanayi Bölgesi\'nde çökme: İkisi ağır 3 işçi yaralı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa