21 Haziran 2014 06:00

Sadece patrona değil sendikal bürokrasiye de direniyorlar

Yıldız Sunta işçileri işçiden yana bir yönetim seçti. Patron eski yönetimin de desteğiyle, yeni şubeyi destekleyenleri işten atıldı, kalan işçiler sendikadan istifaya zorladı. Fabrika önünde direnişe geçen işçiler, mücadelelerini Ağaç-İş Genel Kurulu’na taşımaya hazırlanıyor.

Sadece patrona değil sendikal  bürokrasiye de direniyorlar
Paylaş

Arzu ERKAN
Kocaeli

Yıldız Sunta Mdf Fabrikası, Kocaeli’de 1998 yılından bu yana Türk-İş’e bağlı Ağaç-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu bir fabrika. Sendika ile işverenin ‘uyum’ içinde çalıştığı bu fabrikada geçtiğimiz hafta 41 işçi ekonomik kriz gerekçesi ileri sürülerek işten çıkarıldı. Yıldız Sunta Mdf işçileri ise asıl gerekçenin Mayıs ayında gerçekleştirilen sendika şube kongresinde daha mücadeleci bir anlayışın işbaşına gelmesine gösterilen tahammülsüzlük olduğunu ifade ediyor. Atılan 41 işçinin tamamı 18 Mayıs tarihinde yapılan kongrede şube başkanı olarak seçilen Şener Furuncu’nun listesinden delege ya da Furuncu’yu destekleyenler. Yıldız Sunta işçileri, patronun işten atmaların ardından sendika temsilcilik odasını kapatmasının da bu tahammülsüzlüğü gösterdiğini anlatıyorlar.
İşçilerin eski şube yönetiminin 16 yıldır işverenle nasıl bir uyum içerisinde çalıştığına ilişkin anlattığı çarpıcı örnekler, fabrika önüne kurulan direniş çadırına neden “İşverenin değil işçinin sendikasıyız” pankartının asıldığının yanıtını veriyor.

İŞTEN ÇIKARILDI AMA KONGREDE BAŞKAN SEÇİLDİ

Şener Furuncu 2010 yılında gerçekleştirilen kongrede de eski yönetimin karşısına başkan adayı olarak çıkar fakat kazanamaz. Fabrikanın kazan dairesinde operatör olarak çalışan Furuncu’nun yaşamı 12 Ağustos’ta kazan dairesinde yaşanan ve Celal Öztürk isimli işçinin yaşamını yitirmesine neden olan patlamayla bir anda değişir. Yaşanan kazaya ilişkin işyerini haklı çıkaran ifade vermesi istenen Furuncu bunu kabul etmeyince 31 Aralık 2013 tarihinde işten çıkarılır. Yaşadığı haksızlık karşısında pes etmez, işçi arkadaşlarının da telkinleriyle kendi deyimiyle patronun bir dediğini iki etmeyen sendikal anlayışa karşı, işten çıkarılmış bir işçi olmasına rağmen delege adayı olur.
Furuncu “Sendika yönetimine muhalif olduğu için işten çıkarılan tek işçi ben değilim bu fabrikada. Daha önce de 7 arkadaşımız sırf muhalif olduğu için çeşitli gerekçelerle işten çıkarıldı ama biz yılmadık. İşten çıkarılmış olmamıza rağmen arkadaşlarımızın da isteğiyle aday olduk” dedi. Furuncu’nun adaylığı öyle pek de kolay olmamış. Ağaç-İş Kocaeli şubesi de, genel merkezi de delege adaylığını kabul etmemiş. Fabrikada yapılan delege seçimlerine katılması sendika tarafından engellenen Furuncu, hakim getirerek tespit yaptırdıklarını ve seçim iptal davası açtıklarını belirtti. Furuncu şöyle devam etti: “Seçim iptal davaları uzun soluklu olduğu için genel merkez bu işin kayyuma kadar gidebileceğine dair yazılar astı fabrikaya ve şunu söyledi delege seçimlerini kazansa da şubenin kurullarında yer alamaz. Ama biz şube seçimini kazandık ve şube başkanı olduk.”

KAYBEDEN EKİP 220 İŞÇİYİ İSTİFA ETTİRDİ

Furuncu’nun kongrede şube başkanlığını kazanmasının ardından seçimleri kaybeden ekip sendikadan istifa ederken, işveren temsilcileri ile birlikte baskı yaparak 220 kadar işçiye de sendikadan istifa ettirdi. Kongrede Furuncu’yu destekleyen, onun listesinden delege olan 40 işçi işten çıkarıldı ve Ağaç-İş Sendikası işyerinde yetkili sendika olmasına rağmen temsilcilik odası patron tarafından kapatıldı.
Fabrikada 16 yıldır süren sendikal anlayışı ‘işveren ve vekillerinin söyleyemediklerini işçilere söyleyen bir anlayış” olarak tarif eden Furuncu şunları söyledi: “3 yıldır bu işyerinde maaşların zamanında yatırılmaması ile ilgili sorun yaşanıyor. İşçi arkadaşlarımız sendika yöneticilerine ‘maaşlar ne zaman yatacak’ diye sorduklarında aldıkları yanıtsa ‘işine gelirse çalış, gelmiyorsa kapı orada’ oluyordu. Sendikacılık ekmek davasına bakmaktır diye düşünüyoruz ama bu arkadaşlar sendikacılığı sadece kendi yandaşlarını korumak olarak anlıyorlar. Bir yerde buna dur demek gerekiyordu. Bizde dur dedik.”

İŞÇİ BİRLİK OLDUKTAN SONRA SENDİKACILARA İSTEDİĞİNİ YAPTIRIR

22 Haziran Pazar günü yapılacak Ağaç-İş Genel Kurulunda Kocaeli Şubesi olarak bu sendikal anlayışın değişmesi için mücadele edeceklerini belirten Müjdat Kızmaz şunları ifade etti: “İşçiler birlik ve beraberlik içinde olmalı. Bireysel olarak giderse kimse hiçbir şey elde edemez. Bu hep böyledir. Biz ilk gün eyleme çıktığımızda Baysan’dan, Cem Tencere’den, Yıldız Entegre’den işçiler geldi ve biz çok mutlu olduk. Biz birlik olursak tüm patronları yeneriz. İşçi birlik olduktan sonra sendikacılara da istediğini yaptırır. Birlik yoksa sendika da yoktur.”


SENDİKAL BÜROKRASİNİN GELİŞMESİNİN SORUMLUSU SİYASİLERDİR

9 yıldır Yıldız Sunta’da çalışan Doğan Küçük de kongrede şube sekreteri olarak seçilmiş. Küçük’e göre sendikal bürokrasinin ortadan kaldırılması için şube ve genel merkez yöneticilerine iki dönemden fazla görev yapamama şartı getirilmeli: “Bunu yapacak olan meclis, siyasiler. Ben tüm sorumluluğun onlarda olduğunu düşünüyorum. Benim genel başkanım 18-20 senedir o koltukta oturuyor. Kim bırakmak ister. Koltuk rahat. İşçi fabrikada ter akıtacak, sana aidat gönderecek, sen hiçbir şey yapmadan oturacaksın orada. Çoluğunu, çocuğunu oraya alıp çalıştıracaksın, senin çocuğun da eziyet çekmeyecek. Ama buradaki işçi perişan. Yine diyorum bunun en büyük sorumlusu siyasilerdir. Bir yasayla bu sınırlanmalı.”

SADECE BİR KEZ TİS TOPLANTISI YAPILDI

‘98 yılından bu yana fabrikada Ağaç-İş’in örgütlü olduğunu belirten Küçük kendisinin çalıştığı dönem boyunca yalnızca bir kez 2008 yılında sözleşme taslağına ilişkin toplantı yapıldığını kaydetti. Sadece o dönemki sözleşmeden işçi adına olumlu bir sonuç alındığını ifade eden Küçük “İşçiye gitmezsen, işçiden almazsan, işçiye bir şey vermezsen yöneticilik de yapamazsın. Mecburen insanlarda alternatiflere gitmek durumundadır” diye konuştu.

Fabrikada yalnızca bir kere temsilcilik seçimi yapıldığını dile getiren Küçük, şu an sendika genel sekreteri olan, eski şube başkanı Ahmet Bayrak’ın seçilen temsilcilerin kendisi ile çalışamayacağını, kendisine muhalif olduğunu düşündüğü için seçimleri iptal ettiğini ve yeniden atama yapıldığını anlattı.


SENDİKACILARA ULAŞAMIYORUZ BİLE...

Şube yönetim kurulu üyesi olan Bilal Karaman da “2 bin-3 bin üyesi olan sendikalarda bile taht kavgaları oluyorsa yukarıları düşünemiyoruz bile” diyerek başlıyor söze. Ve devam ediyor: “Biz bir konfederasyona bağlıyız Türki-İş’e. Biz gittik gördük valla Başbakan’da o konfor yok. Cumhurbaşkanı’na o ilgi yapılmıyor. Yanaşamıyorsunuz o insanlara, ulaşamıyorsunuz. Ya sendikacı kimdir benim hakkımı savunacak kişi. Benim o insana elimi attığımda ulaşmam lazım. Koruması özel şoförü olan insana nasıl ulaşacağız” diye konuşuyor.


SENDİKALI AMA ELDİVEN BİLE VERİLMİYOR

Daha önce ölümlü iş kazalarının da yaşandığı ve 16 yıldır da sendikanın örgütlü olduğu fabrikadaki koşulları “Burada işçi sağlığı, iş güvenliği diye bir kavram yoktur” sözleriyle anlatıyor Ali Gümrük. O da işyeri temsilcisiyken işten atılan bir işçi. Sunta ve MDF üretiminin yapıldığı fabrikada kimyasallarla çalışıldığını kaydeden Gümrük şunları söyledi: “Ben bu fabrikada o da sadece kurulum aşamasında baret taktım. Onun dışında maskedir, diğer ekipmanlardır hiçbir şey verilmiyor işçiye. Eldiven istediğinizde size denilen eldiven yok. Ben kaynak işinde çalışıyorum. Kaynak eldiveni kullanmam lazım ama verilmiyor. Yemekhane ile tuvaletler yan yanadır. Deyim yerindeyse yemekhaneden lağım akar. İşte biz bu koşulları değiştirmek için çıktık yola.”

SORUNLARI ANLATTIK BİZİMLE ALAY ETTİLER

Fabrikada yaşanan olumsuz koşulları defalarca kez eski şube yöneticilerine ilettiklerini ama bu koşulların değişmesi yönünde hiçbir adım atılmadığını ifade eden Halil Özsu “Hatta yeri geldi bizi alaya aldılar. Biz bir şey istemiyoruz sonuçta hakkımızı istiyoruz. Sen benim hakkımı temsil etmek için oradasın. Biz bunları gördüğümüz için ve bu ekibin bizi temsil edeceğine inandığımız için oyumuzu bu ekibe verdik. Bunu da gizlemedik ve saklamadık. Pişman mıyız hayır. Biz hakkımız aradık” dedi.


TEHDİTLER SEÇİM ÖNCESİ BAŞLADI

Serdar Dönmez pres operatörü. Kongrede Şener Furuncu’yu desteklediği için önce çalışmanın olmadığı bir bölüme sürülen Dönmez, 1 ay sonra da işten çıkarılmış. Kongre öncesi çok sancılı bir süreç yaşadıklarını anlatan Dönmez “Bize delege olmayın, oy vermeyin dendi. Bizzat ben müdürler tarafından arandım. ‘Bu sürece girme işten atılırsın’ şeklinde birçok tehditler yaşadık. Delege olduğum gün beni sendika odasına çağırıp istifa etmemi, işten atılmayacağımı söylediler. Devam ettik, geri adım atmadık ve işten çıkarıldık. Biz bugün burada içerdeki arkadaşlarımızın haklarını korumak ve daha fazla insan işten atılmasın diye mücadele ediyoruz” diye konuştu.
İçerdeki işçilere sendikadan istifa etme yönünde baskıların sürdüğünü aktaran Dönmez “Neredeyse yarı yarıya istifa ettirildi arkadaşlarımız. Çünkü işten atmakla tehdit ediliyorlar. Atılanlara da Şener’ci deniliyor. Biz belediye başkanlarını, mülkü amirleri, iktidar partisinin il, ilçe başkanlarını ziyaret ettik ama bize destek vermediler. CHP milletvekili Haydar Akar ve bazı sendikalar geldi biz daha çok destek bekliyoruz. Biz işçiler olarak birlik ve beraberliği yaşasak, bu sorunları aşar ve hakkımızı alırız. Arkadaşlarımız yanımıza bile gelemiyor kameralar tek tek geleni kaydediyor” dedi.


7 İŞÇİ DAHA ATILDI

Yıldız Sunta’da 7 işçi daha işten atıldı. İşçiler fabrika önünde direnişte olan 35 işçiyle direnişe geçti. Sabah işe giriş saatinde fabrikanın önüne gelerek burada açıklama yapan işçiler, Ağaç-İş Sendikası’nın Genel Merkez Genel Kuruluna katılmak üzere Ankara’ya gitti. Genel Merkezin kendilerini yalnız bıraktığını söyleyen işçiler, “Ya mücadelemize destek olunacak ya da biz genel merkez yönetimini değiştireceğiz” dediler. CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar geçtiğimiz pazartesi günü patronla görüşmüş ve “artık işçi atmayacaklar” açıklaması yapmıştı.

ÖNCEKİ HABER

Bu laboratuvarda özelleştirme var!

SONRAKİ HABER

İŞ-KUR işçisi kadınlar kalıcı iş istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...