26 Haziran 2011 14:28

Halk iradesine vahşi saldırı

YSK'nın Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku Diyarbakır Milletvekili M. Hatip Dicle'nin vekilliğini düşürmesi ve tutuklu diğer vekiller Kemal Aktaş, Faysal Sarıyıldız, Selma Irmak, İbrahim Ayhan ve Gülsen Yıldırım'ın tahliye taleplerinin reddedilmesine tepki göstermek amacıyla, İstanbul Demokratik Kent Konseyi'nin çağrısı üzerine binlerce kişi Şişli'de toplandı. Şişli Camii önünden Halaskargazi Caddesi üzerinden Taksim Meydanı'na doğru yapılacak yürüyüş öncesi caddenin girişine barikat kuran polis, kitlenin yürümesine izin vermedi. Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku milletvekilleri polis yetkilileriyle görüştükten sonra açıklamanın Şişli’de yapılacağı duyuruldu. Ancak polis açıklamanın yapılmasını beklemeden gaz bombaları ve tazyikli suyla kitleye saldırdı. Saldırı üzerine milletvekilleri Blokun otobüsüne bindi ancak polis buraya da gaz bombası attı.

VEKİLLER YERDE SÜRÜKLENDİ

İlk saldırının ardından kitle ve milletvekilleri oturma eylemi yapmak için tekrar bir araya gelince polis yine kitleye müdahale etti. Kitlenin üzerine Akrep araçlarını süren polis, milletvekillerini yerlerde sürükledi. Bu sırada Sebahat Tuncel tartaklandı. Kitleye de sert bir şekilde müdahale eden polis dükkanlara ve iş hanlarına sığınanların üzerine gaz bombaları attı. Yoğun gaz bombası ve sert saldırı nedeniyle birçok kişi yerlerden kalkamadı. Saldırıda Eğitim Sen 1 No’lu Şube Yöneticisi Bülent Kepenek’in ayağı kırılırken onlarca kişi de yaralandı. Gözaltına alınan BDP İl Meclis üyelerinin bir kafeye götürülerek polis tarafından tartaklandığı öğrenilirken buraya giden milletvekilleri BDP’lileri polisin elinden aldı.

SALDIRIYA RAĞMEN TAKSİM’E YÜRÜNDÜ

Saldırıya rağmen tekrar bir araya gelen binlerce kişi polisin tüm engelleme girişimlerine rağmen Taksim’e doğru yürüyüşe geçti. Polisin saldırısını protesto eden sloganlar atan kitlenen en önünde milletvekilleri yürüdü. Elmadağ’da önleri tekrar kesilen kitle burada açıklama yaptı.

İlk olarak konuşan Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, “Bugün burada olanları hepiniz gördünüz. Hatip Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesine yönelik anayasal demokratik tepkisini göstermek isteyen 4 milletvekiline ve onlara destek veren insanlara yapılanları gördünüz. Otobüsün içine gaz bombası attılar. Bunu bize yapamazlar. Biz demokratik hakkımızı kullanmak istedik” dedi. “Demokratik hakkımızı kullanırken bize yapılanları görüyorsunuz, binlerce insanın oyuyla seçilmiş Hatip Dicle'ye ve diğer tutuklu milletvekillerine yapılanları görüyorsunuz” diyen Kürkçü, “Bize 'Meclise gelin' diyorlar. Hayır gelmiyoruz. Bize bu türlü uzlaşma önerileri ile gelmeyin” dedi. İçişleri bakanını ve Başbakanı göreve çağıran Kürkçü, “Gerekli düzenlemeleri yapın. Bize bunu yapanların yanına, Meclise gitmeyeceğiz. Meclisin kapısında duracağız. Demokrasi mücadelemize Meclis'in kapısında devam edeceğiz” dedi.

TÜZEL: MECLİSE GİTMEYECEĞİZ

Kürkçü'nün ardından konuşan Levent Tüzel de, Dicle'nin vekilliğine YSK darbesi ile el konulduğunu hatırlatarak, “Dicle Mecliste olana kadar biz de Meclis'te olmayacağız. Oylamalara, yemin törenine katılmayacağız. Bizim hakkımızı gasp edenlerin yanında olmayacağız” dedi. Tüzel, "Görevlilerin hesap vermesini istiyoruz. Hep söylediğimiz gibi; Hatip Dicle halkın oylarıyla seçilmiş vekildir. YSK ve AKP darbesiyle bu vekilliğine müdahale edilmiştir. Vekil olan ama cezaevinde bulunanların da bırakılması için kararımızın arkasındayız. Meclis'teki bu kriz aşılıncaya kadar tutumumuz devam edecek. Kayıt ve yemin işlemlerine katılmayacağız. Bize 'Meclis'te gelin çalışın' diyorlar. Milli iradeden, uzlaşıyla yeni bir anayasadan söz ediyorlar. İşte onların uzlaşma için gösterdikleri tavır budur. Halkın oylarıyla seçilmişleri inkar etmektir. Demokrasiyi kendileri için istemektir. Hatip Dicle ve diğer vekillere Meclis'te çalışma ortamı sağlanıncaya kadar biz orada olmayacağız. Bizim olmadığımız bir Meclis halkı temsil etmeyecektir. Başbakan bu sorunu çözmeyi ağzına bile almıyor” diye konuştu.

ÖNDER: DEVRİMCİLERE MECLİSTE ALIŞACAKSINIZ

Sırrı Süreyya Önder ise, konuşmasına, “Siz yoldaşlarınızı yarı yolda bırakarak mağlup oldunuz ama bizim gelenliğimizde bu yoktur. Biz yoldaşlarımızı yarı yolda bırakmayız. Biz devrimciyiz, devrimcilere Mecliste alışacaksınız” diyerek başladı. “Dicle Meclise gelene kadar biz de Meclis'te olmayacağız” diyen Önder, “Bir milletvekilinin aldığı oyun 4-5 kat fazla oyunu alan bir milletvekilinin hakkını gasp ediyorsunuz. Bize akıl veriyorsunuz. Bizim sizin aklınıza ihtiyacımız yok. Bize demokrasiyi öğretiyorsunuz. Biz demokrasiyi sizden öğrenmeyeceğiz. Sayın başbakan diyordu 'bizi uysal koyun mu sandınız' Biz hiç uysal koyun değiliz. Biz devrimciyiz. Sizin cicili bicili demokrasinize bizim ihtiyacımız yok. Bu kadar olaydan sonra, Meclis'e gidip yemin ederseniz utanırsınız” dedi.

TUNCEL: MÜDÜR EMİR ALMIŞ

Sebahat Tuncel ise, Şişli Meydanı'ndaki olaylar sırasında BDP İlçe başkanlarının bir cafeye sıkıştırılıp polisler tarafından işkenceye maruz bırakıldığını ifade ederek, “Bu ülkede bir şeylere itiraz etmenin bedeli budur. Bize az önce yaptıklarınızı nasıl anlatacaksınız? Emniyet Müdürü herhalde emir almıştı, mutlaka saldırın diye. Çünkü biz açıklama yapıp dağılacağız dediğimiz halde saldırdılar. Bizler bu ülkede demokrasi istiyoruz. Dicle Meclis'e alınana kadar biz de Meclis'e gitmeyeceğiz” dedi.

İKİNCİ MÜDAHALE

Milletvekillerinin konuşmalarının ardından dağılmak üzere olan gruba polis, ikinci kez çok sert müdahalede bulundu. Yapılan müdahalede çok sayıda kişi yaralandı. Polis müdahalesinden kurtulmaya çalışan çok sayıda kişi polisler tarafından gözaltına alındı. Anlarca kişi gözaltına alınırken, yaralanan çok sayıda kişi tedavi için hastanelere kaldırıldı. Müdahale sırasında, olayları takip eden DİHA muhabiri Ferhat Çelik de kafasına bir cismin isabet etmesi sonucu yaralandı. Çelik hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.

Vekiller, polis saldırılarının ardından Taksim'de LGBTT'lerin 19.Onur Haftası kapsamında İstiklal Caddesi'nde düzenlenen Onur Yürüyüşü'ne katıldı. Homofobi-transfobi karşıtlarının buluştuğu yürüyüşte atılan 'Hatip Dicle onurumuzdur' sloganları dikkat çekti.(HABER MERKEZİ)


PİŞKİNLİĞİN BU KADARI!

İSTANBUL Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Altınok polisin vahşi saldırısının ardından yine vekilleri hedef gösterdi. Altınok tüm görüntülerden polisin ansızın kitleye saldırdığı apaçık görülürken, göstericileri bağımsız milletvekillerinin provoke ettiğini ileri sürdü. 21 kişinin gözaltına alındığını söyleyen Mehmet Altınok’un milletvekillerine ilişkin kullandığı dil en başından beri polisin niyetinin ne olduğunu da gözler önüne serdi. Altınok, “Bağımsız milletvekili adaylarının Şişli camii önünde saat 15.00’da kitlesel basın açıklaması yapacağı ve kitleyi provoke edip Taksim’e giderek miting yapacağı bilgisi üzerine gerekli tedbirlerimizi aldık. Kendilerini uyarmamıza rağmen başta Sebahat Tuncel olmak üzere grup içerisine girerek eylemcileri provoke etmişlerdir” dedi. Altınok, polisin gaz bombaları, tazyikli su ve coplarla kadın, erkek, çocuk demeden onlarca kişiyi vahşice dövdüğü ve yaraladığı olaylara ilişkin “Polis kendisini savunmak amacıyla orantılı bir şekilde su ve gaz kullanarak eylemcileri dağıtmıştır” dedi.


POLİS TERÖRÜNÜN BİLANÇOSU: 10 YARALI, 23 GÖZALTI

İstanbul'daki polisin gaz bombalı müdahalesinin bilançosu ağır oldu. BDP PM Üyesi Cesim Soylu'nun da aralarında bulunduğu 10 kişi yaralandı, 23 kişi gözaltına alındı.  

SOYLU'NUN AYAĞI ALÇIYA ALINDI Müdahale esnasında Şişli'de polislerce bir restorana sokulduğunu ifade eden Soylu, burada 10 kişilik bir grup polis tarafından darp edildiğini söyledi. Müdahalenin ardından Taksim İlkyardım Hastanesi'ne kaldırılan Soylu'nun ayağı alçıya alındı. Polisin müdahalesi sonrası kaburgalarında zedelenme meydan gelen ve Taksim İlkyardım Hastanesi'ne kaldırılan Azime Taştan adlı kadının ise tedavisi devam ediyor. Öte yandan BDP Küçükçekme İlçe Başkanı Salih Baykal ise müdahale sırasında geçirdiği kalp sıkışması sonrası hastaneye kaldırıldı.