18 Haziran 2014 21:04

Türk-İş’ten temsili Yatağan eylemi

Türk-İş ülke genelinde yaptığı eylemlerle Yatağan, Kemerköy, Yeniköy termik santrallerinin ve kömür ocaklarının özelleştirilmesini protesto etti. Eylemlere katılım oldukça zayıf olurken, bazı illerde polis AKP önüne yürünmesine izin vermedi.

Türk-İş’ten temsili Yatağan eylemi
Paylaş

Türk-İş ülke genelinde yaptığı eylemlerle Yatağan, Kemerköy, Yeniköy termik santrallerinin ve kömür ocaklarının özelleştirilmesini protesto etti. Eylemlere katılım oldukça zayıf olurken, bazı illerde polis AKP önüne yürünmesine izin vermedi.

İstanbul’da Mecidiyeköy’de bulunan Cevahir Alışveriş Merkezi’nin önünde buluşan Türk-İş’e bağlı sendikalar, buradan AKP Şişli İlçe Başkanlığına kadar yürüdü. Yürüyüş boyunca sık sık “Yatağan işçisi yalnız değildir”, “Yatağan Soma olmayacak” sloganları atıldı.

Türk-İş Marmara Bölge temsilcisi Faruk Büyükkucak, özelleştirmeye karşı verdikleri mücadelenin yeni olmadığını ifade ederek şunları söyledi: “Başta özelleştirmeler olmak üzere, kayıt dışılığa alt işveren uygulamalarına, 4-b, 4-c gibi istihdam türlerinin yaygınlaşmasına, asgari ücretin sefalet ücreti olmasına, düşük ücret politikasına, özel istihdam büroları aracılığıyla kiralık işçi uygulamasına, kıdem tazminatının kaldırılmak istenmesine, esnek kuralsız ve güvencesiz çalışmanın her türlüsüne, iş cinayetlerine, işsizlik fonunun amacı dışında kullanılmasına, sendikasızlaştırılmaya ve işten atılmalara karşı mücadelemizi yükseltmek, sesimizi duyurmak için buradayız.”

ANKARA’DA DA TEMSILI

Ankara’daki eylem de ‘temsili’ kaldı. Madenci Anıtı önünden başlayan yürüyüşe Petrol-İş, Koop-İş ve TÜMTİS’e üye işçiler ile Türk-İş’e bağlı sendikaların şube yöneticileri katıldı. Polisin izin vermemesi üzerine AKP İl binası yakınında yapılan eylemde konuşan Türk-İş Ankara Temsilcisi Mesut Yıldırım, özelleştirmelere karşı 20 yıldır mücadele ettiklerini söyledi. Soma’da 301 işçinin iş cinayetine kurban gitmesinden ders çıkarılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, yeni canların yitirilmememesi için özelleştirilmelerin derhal durdurulması çağrısı yaptı. Yapılan mücadelenin yalnızca Yatağan, Kemerköy’deki tesisiler için olmadığını belirten Yıldırım, bu direnişin başta madenciler olmak üzere, iş cinayetine kurban giden bütün emekçiler için olduğunu söyledi. Basın açıklamasından sonra yapılması planlanan oturma eylemi ise, polisin AKP İl binasına yaklaştırmaması nedeniyle iptal edildi.

Adana’da yapılan eylemde konuşan Türk-İş Bölge Temsilcisi Edip Gülnar, özelleştirilen kurumların yağmalanmak istendiğini, kurumların peşkeş çekildiğini özelleştirmeye karşı gelenlerin vatan hainliği ve düşman ilan edildiğini söyledi. “Bu kadar özelleştirme yapıldı da ne oldu? Ülkemiz, halkımız bundan ne kazandı?​” diye soran Gülnar, halkın hiçbir şey kazanmadığını üstelik dev gibi fabrikaların arsa fiyatından ucuza satıldığını belirtti.

Türk-İş’e bağlı sendikalar da Eskişehir’de AKP İl Binasının önüne yürümek istedi. Ancak polis yürüyüşe izin vermedi. Sendikacılar basın açıklamasını polis barikatı önünde gerçekleştirdi.
Türk-İş’in aldığı 81 ilde eylem kararıyla Yatağan işçileri de Muğla’da sokağa çıktı. Özelleştirmelerin iptal edilmesini isteyen işçilere polis barikat kurarak engel olmak istedi. Ancak işçilerin ısrarı sonucu polis barikatı kaldırıldı.

TÜRK-İŞ SAMSUN’DA DA YÜRÜDÜ

Samsun’da Türk-İş'in çağrısıyla Büyük Camii önünde toplanan 100 'ü aşkın Türk-İş üyesi işçi   100 metre yakındaki AKP il binası önüne kadar sloganlar atarak yürüdü. "Somada çocuklar baba diye ağlıyor”, “Taşeron çalışma ölüm demektir” “AKP halka hesap verecek” sloganları attı.

AKP il binası  dört yandan polis çemberine alındı. işçiler binaya yaklaştırılmadı. Tes-İş Şube Başkanı Nakif Yılmaz burada yaptığı açıklamada özelleştirmeye karşı yıllarca mücadele ettiklerini belirterek; “Özelleştirmeye karşı mücadele  işçi sınıfının onur mücadelesidir. Varlık savaşıdır. Direndik ama başarılı olamadık. Özelleştirmeye karşı çıkanlar hain ilan edildi. Bu kadar özelleştirme yapıldı da ne oldu? Ülke çok şey kaybetti. Özelleştirme rant demektir talan demektir” dedi. Ülkenin tüm kaynaklarının yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekildiğine dikkat çeken Yılmaz; “Soma örneği özelleştirmenin ne olduğunu açıkça gözler önüne sermiştir. Taşeron ve geçici işçiler kölece koşullarda çalışıyorlar, bunların tamamı kadroya geçirilmelidir, çalışma koşulları düzeltilmelidir. Kiralık işçiliğe, kıdem tazminatının kaldırılmasına, esnek ve kuralsız ve güvencesiz çalıştırmaya, işsizlik fonunu n amacı dışında kullanılmasına, iş cinayetlerine, sendikasız çalıştırmaya ve işten atmalara karşı alanlardayız” diye konuştu.
 

SOMA'DA İŞÇİLER AKP BİNASINA YÜRÜDÜ
 

Manisa'nın Soma İlçesi'nde, Kaymakamlık önünde 1 saat oturma eylemi yapıp dağılan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin işçilerine destek olmak amacıyla Türkiye Maden İşçileri Sendikası Ege Bölge Şubesi'ne bağlı 250 kişi, bugün saat 17.00 sıralarında Cengiz Topel Meydanı'nda sendika binası önünde bir araya geldi. 'Haklıyız kazanacağız', 'Verilen sözler yerine getirilsin', 'uzun boylu adam işçine sahip çık' ve 'maden işçisi yalnız değildir' sloganları eşliğinde grup, Nazım Usuloğlu Caddesi üzerinde bulunan AKP Soma İlçe Başkanlığı'na hareket etti.

AKP İlçe Başkanlığı'nın bulunduğu binaya 50 metre kala grubu, polis ekipleri durdurdu. Polis ekiplerinin geçişlerine izin vermemesi üzerine grup bulundukları noktada basın açıklamasını yaptı.

Grup adına basın açıklamasını okuyan Türkiye Maden İşçileri Sendikası Soma Şube Başkanı Ali Gökmen, şunları söyledi:

"Bu ülkede yağmanın talanın önünü açıp işçiye köle düzenini reva görenler. Soma için, özel sektör işçilerimizin tek kurtuluşu olan kamulaştırma için, 22 Haziran pazar günü yapacağımız mitinge, işçi arkadaşlarımızı arayıp bu mitinge katılmayın diye tehdit edenler. Biliyoruz ki korkuyorsunuz, biliyoruz ki yaratığınız kan gölünde boğulacağınızı da biliyorsunuz. Evet korkun. Buradan iktidar partisi milletvekillerine sesleniyoruz. Biz özelleştirmeye hayır demek için buradayız. Kamulaştırma için buradayız. İş cinayetleri bitsin diye buradayız. Çocuklar babasız kalmasın diye buradayız. Hani siz fıtrat diyorsunuz ama biz şunu çok iyi biliyoruz. 1984 yılında üretime başlayan ve 2006'da rödövansla devredilen Eynez Karanlıkdere ocağımızda bu süre içinde yalnızca bir arkadaşımız ölmüştür. İşte bu ocakların devlet eliyle ve güvenlik içinde işletilmesinin sonucudur. Sığındığınız fıtratın değil. Sendikayı hedef gösterenlere de sesleniyoruz. Çalışma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Migem'in hiç mi suçu yok. Buraları denetleyen iş müfettişlerinin, patronların hiç mi suçu yok. Suçlu özelleştirmeyi, taşeronlaştırmayı savunanlardır. Bir daha haykırıyoruz. Soma'nın hakkettiği gülen yüzlü insanlar var edebilmenin tek yolu, kamulaştırmadır. Bilin ki içinde kamulaştırmayı barındırmayan çözüm önerileri yalnızca ve yalnızca aldatmaktır" (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Demir yollarının tasfiyesine karşı...

SONRAKİ HABER

Borçların ertelenmesi yetmez!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...