18 Haziran 2014 06:00

Bir dokun bin ah işit!

İzmit kent merkezinin en işlek yeridir Yürüyüş Yolu. Her iki yanı asırlık çınar ağaçlarıyla çevrili bu yol, hemen her gün bir hak arama eylemine tanıklık eder. Günün her saati hareketli olsa da asıl yoğunluk mesai saati bitiminde yaşanır. Her yaş ve cinsten binlerce emekçi, kentin simgesi haline gelen bu yolu kullanır gitmek istediği yere ulaşmak için. Bu hareketlilik ve telaşe içerisinde hızlı adımlarla yol alan emekçileri bir süreliğine yollarından alıkoyan ise Emek Partili bir gencin yükselen sesi oluyor. Elinde ‘Taşeron çalışma yasaklansın. İşçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları uygulansın’ başlıklı Emeğe Sesleniş’le halka seslenen gencin ‘Taşeron çalışmanın yasaklanması, işçi ölümlerinin son bulması için bir imza da sen ver’ çağrısına anında yanıt buluyor emekçilerden. Hatta öyle ki kimi zaman imza standı önünde kuyruklar oluşturuyor emekçiler.

Bir dokun bin ah işit!
Paylaş

Arzu ERKAN
Kocaeli


İzmit kent merkezinin en işlek yeridir Yürüyüş Yolu. Her iki yanı asırlık çınar ağaçlarıyla çevrili bu yol, hemen her gün bir hak arama eylemine tanıklık eder. Günün her saati hareketli olsa da asıl yoğunluk mesai saati bitiminde yaşanır. Her yaş ve cinsten binlerce emekçi, kentin simgesi haline gelen bu yolu kullanır gitmek istediği yere ulaşmak için. Bu hareketlilik ve telaşe içerisinde hızlı adımlarla yol alan emekçileri bir süreliğine yollarından alıkoyan ise Emek Partili bir gencin yükselen sesi oluyor. Elinde ‘Taşeron çalışma yasaklansın. İşçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları uygulansın’ başlıklı Emeğe Sesleniş’le halka seslenen gencin ‘Taşeron çalışmanın yasaklanması, işçi ölümlerinin son bulması için bir imza da sen ver’ çağrısına anında yanıt buluyor emekçilerden. Hatta öyle ki kimi zaman imza standı önünde kuyruklar oluşturuyor emekçiler.

İŞÇİ SAĞLIĞI DA ÖNEMLİ...

Her yaştan, kadınlı-erkekli yüzlerce emekçi ‘Soma son olsun’ diyerek imza veriyor. Standa gelip imza veren kadınların yoğunluğu dikkatimizi çekiyor. Türbanlı bir kadın işçi kulağındaki işitme cihazını göstererek, bir kağıt fabrikasının taşeronunda çalışırken sağ kulağında işitme kaybı oluştuğunu anlatıyor. Onun talebi yalnızca taşeronun yasaklanması değil işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin de tam uygulanması. İşçi sağlığının sadece işçi ölümleri ile akla gelmesine ise son derece tepkili. Çocukları ve annesi olduğu anlaşılan daha yaşlıca bir kadınla standa yanaşan bir kadın da taşeronda çalıştığını ve iki ay önce işten çıkarıldığını söylerken iş güvencesi istediklerini söylüyor. ‘İki aydır yeni ihalenin yapılmasını bekliyoruz derken’ akıllara gelense taşeron sağlık işçilerinin her eylemde attıkları ‘İnsan ihale ile çalıştırılmaz’ sloganı oluyor. Henüz daha 20’li yaşlarda iki kadın yanaşıyor standa, her ikisi de imza föyünün işyeri bölümüne Kocaeli Üniversitesi yazınca ‘Öğrenci misiniz?​’ diye soruyorum. Malum imzacı gençler arasında üniversite öğrencilerinin sayısı da azımsanmayacak oranda. Gülümseyerek, taşeronda çalıştıklarını söylüyorlar. Onların talebi ‘eşit işe, eşit ücret’.

GENCİ YAŞLISI, KADINI ERKEĞİ...

Standa gelen tanıdık simalar da var. Daha önce kendileri ile ilgili yaptığımız haberlerle tanıştığımız işçiler onlar. Derince Limanının özelleştirilmesine karşı günlerdir liman önüne kurdukları çadırla direnen liman işçileri ve insanca çalışma koşulları için sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan Brisa Lastik Fabrikasında çalışan taşeron işçiler. Liman işçileri özelleştirmelerin durdurulmasını isterken, taşeron işçiler sendika hakkının tanınmasını ve işten atmaların yasaklanmasını talep ediyorlar.

Yine başka bir taşeron işçisinin kurduğu cümleler taşeron gerçeğinin en acı yüzünü de ortaya koyuyor. İşçi “İnsan yerine konulmuyoruz. Bize ikinci sınıf insan muamelesi yapılıyor. Kadrolu, sendikalı işçi ile aynı işi yapıyoruz ama en az ücreti alan, en kötü koşullarda çalışan bizleriz. Sendikalar da bu durumu izliyor” sözleriyle sermaye ve sendikal bürokrasi eliyle işçiler arasında yaratılan ayrımcılığa işaret ediyor.

Sadece taşeron işçiler değil kuşkusuz standa gelip imza verenler. Sendikalı, sendikasız, işçisi, kamu çalışanı, ev kadını, yaşlısı, genci yüzlerce insanın talebi taşeron çalışmanın yasaklanması ve işçi ölümlerinin son bulması. İmza kampanyası esasen bu talebin ne kadar acil ve can yakıcı bir talep olduğunu çok daha görünür kılmış durumda. Esas mesele de belki bu mücadeleyi sadece bu imza kampanyası ile sınırlı tutmamak ve açığa çıkan bu mücadele isteğini emekçilerin birleşik mücadelesi haline çevirebilmek.

ÖNCEKİ HABER

Yaylalar artık özgür olsun

SONRAKİ HABER

Her an fiziki çatışmalar yaşanabilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa