15 Haziran 2014 09:12

Arabesk, karikatürize ve irrasyonel mühendislik

Büyük bir gecikmeyle, son 2 sene zarfında neredeyse art arda devreye giren, 2 nispeten uzun mesafeli metro hattı ile birlikte göğüsleri patlayacakmışçasına kabaranlar, farkında olarak veya olmayarak mühendislik literatürüne yeni bir kavram armağan etmiş oldular: 'Arabesk Mühendislik'.

Arabesk, karikatürize ve irrasyonel mühendislik
Paylaş

Okay DEPREM

Onlarca yıldır ‘Metro Metro’ diye yeri göğü inleten ve yaygara yapan cenahın en büyük marifeti 2000-2012 döneminde yerin altına her yıl ortalama bir km ray döşeme ‘başarısını’ göstererek dünya tarihine geçmek oldu. Büyük bir gecikmeyle, son 2 sene zarfında neredeyse art arda devreye giren, 2 nispeten uzun mesafeli metro hattı ile birlikte göğüsleri patlayacakmışçasına kabaranlar, farkında olarak veya olmayarak mühendislik literatürüne yeni bir kavram armağan etmiş oldular: “Arabesk Mühendislik”. İnşaat mühendisliğini en temel ve modern kavramlar ile tanımlayacak olursak, “Yapıların en ileri, çağdaş ve dayanıklı malzemeler kullanılarak, çağın gereksinimlerine en yüksek düzeyde yanıt verecek işlevsellikte ve insanların kullanımını azami ve maksimum seviyede kolaylaştıracak konfor ve teknolojide tasarlanıp inşa edilmesini temin eden bilimsel teknikler bütünü” biçiminde bir kavramsallaştırmada bulunmamız zor olmayacaktır. Buradan hareketle de, mevcut iktidarın başta İstanbul’da olmak üzere büyük şehirlere yaptığı metro yatırımlarının mühendislik tarafının baştan aşağı skandallar ve acınası rezaletler ile dolu olduğunu görürüz.    
İktidar yalakası şakşakçı güruha sorulsa ‘hükümetin büyük başarısı’ olan metro yatırımlarının aslında tamamına yakını ithal makine ve malzemelerin bir bileşkesidir. Yeni metro ve tren vagonlarının tamamını, bir Türkiye geleneği olduğu üzere, zaten ithal eden yerel ve merkezi iktidarlar; istasyonların neredeyse tüm teknik bileşenlerinde de yabancı sermaye ve ithal mal sevdasından vazgeçememişlerdir. Bu yazıyı okuyanlar dikkat etmişlerdir ve edeceklerdir ki, asansörleri “Otis” ve “Schneider”, yürüyen merdiven ve bantları “Schindler” ve “Thyssen Krupp” adlı dünya devi Avrupalı kartel ve tröstlerin teknolojisinden çıkma ‘Türkiye Metrosu’nun ‘en büyük’ ve yegâne yerli katma değeri ancak istasyonların tasarımı ve kaba yapısının inşasıdır. Modern mühendisliğin ortalama tanım ve içeriğine tamamen aksi ve ters yönde boy gösteren AKP sözde mimarlık ve mühendisliğinin ucube başarılarına en çarpıcı örnek haliyle Metro istasyonlarıdır. Dünya bilim, sanat ve kültür miras ve birikiminden bihaber, tarikat dershanelerinin a-b-c-d-e’li seçenekli kıytırık test kitaplarıyla sözümona matematik ve fen bilimlerini sular seller gibi ezberleyip, hatmedip-yutup, yanlışlıkla ‘üniversite kod adlı kurumlara’ kabul edilen, günümüz Türkiye’sinin iktidar bloku güçlerinin büyütme ve beslemesi “çakma mühendisler sınıfı”nın kaleminden çıkma metro istasyonlarının mimar ve mühendislik standartsızlıklarına, birkaç adet çarpıcı örneği göz önüne getirmek suretiyle yakından bakıp, ülkenin acınacak haline biraz da gülelim…

ŞİŞHANE - TAKSİM METRO BAĞLANTISI
Şişhane - Taksim Metro Bağlantısı: Dünyada eşi benzeri görülmemiş ‘mühendislik’ traji-komedilerinden bir tanesi Şişhane-Taksim Metro hattında yaşandı. 4. Levent istikametinden gelen yolcular, söz konusu hat Yenikapı’ya kadar uzatılmadan evvel, Şişhane İstasyonu’na ulaşabilmek için aynı hat üzerinde olmasına rağmen, sadece bir istasyon daha ileri gidebilmek için aktarma yapmak zorunda kalıyorlardı. Diğer bir deyişle, mevcut Metro hattı değişmemesine, aynı lineer çizgide kalmasına karşın tek durak için, biraz da bekleme pahasına, trenden inilip tekrar biniliyordu bir başka trene.          
Şişhane Metro İstasyonu: Dilden dile yayılan şehir efsanesine göre İstanbul Metrosu’nun istasyonları çok derindir. Dünyanın en derin Metro istasyonu olan Kiev’in Arsenalnaya durağının tam tamına 150 metre olduğu dikkate alınırsa, derinlikleri maksimum 30-40 metre arasında seyreden İstanbul Metro (Marmaray’ın Üsküdar ve Sirkeci İstasyonlarının 60 küsur metrelik derinlikleri kaçınılmaz ve istisnadır.) istasyonlarının dünya ortalamasına göre pek de derin olmadıkları, aksine, giriş ve çıkışlar arasında geçen göreli uzun zamandan dolayı yolcularda bu hissiyatın oluştuğu aşikârdır. Bu durumun bariz nedeni ise; mantıksız, saçma-sapan ve hilkat garibesi istasyon planlamasında yatmaktadır.  
Bilim ve rasyonel akıldan nasibini almış ulus ve ülkelerde Metro istasyonlarının tasarım ve planlamasındaki temel espri; kullanıcıları girerken trene, çıkarken de yer üstüne olabilecek en hızlı-seri, pratik, konforlu ve emniyetli biçimde çıkarmak, yönlendirmektir. İstanbul başta olmak üzere Türkiye metropollerinin Metro istasyonlarında genel olarak, somut olarak ise Şişhane Metro İstasyonu’nda cereyan eden hadise ise körebe-saklambaç oyunu için çocuklara dönük olarak tasarlanmış, arabesk aromalı ve Lunaparktan bozma film setidir. Her seferinde çıkarken veya girerken, yavaş hareket edebilen yaşlı veya engelli bir insanın neredeyse, birkaç Metro istasyonunu tren ile kat ederken geçen zamanı tüketmek zorunda bırakan bu arabesk-kurgusal Metro durağının dünya çapında şimdiden bir fenomen olduğu rahatlıkla iddia edilebilir. Defalarca bir sağa - bir sola, iki sola sonra tekrar iki sağa dönen, aralarda 3-4 hatta 5-6 kez art arda ve farklı noktalarda bulunan kısa mesafeli ve yavaş çalışan yürüyen merdivenleri kullanan mazlum ve mağdur yolcular bitiş çizgisine her seferinde 5 ile 10 dakika arasında ulaşabilmektedirler. Tuvalet fayansı ayarındaki duvar, kolon ve tavan kaplamaları ile kiç, gereksiz ve uydurma tablo ve seramikler gibi ikinci önemdeki detaylar ise meselenin özüne kıyasla epey teferruat kalmaktadır.

MARMARAY – AYRILIKÇEŞME İSTASYONU
Marmaray – Ayrılıkçeşme İstasyonu: İstasyona giriş yapıyorsunuz. Bir kat aşağı indikten ve turnikelerden geçtikten sonra koridoru enine ve yukarı doğru kaplayan uzunca bir merdiven sizi karşılıyor. Yürüyen merdiven ise onun adeta tam arkasına gizlenmiş durumda ve normal şartlarda fark edilmesi, görülmesi, en azından ilk binişlerde neredeyse olanaksız. Bu istasyonun, çağdaş bilim ve modern teknoloji ile hiçbir şekilde bağlaşmayan bir başka traji-komedi tarafı ise, her seferinde tren yavaştan hareket ettikten az sonra kısa bir süreliğine bütünüyle durup, ardından da yeniden hızlanıyor olması. Benzer bir nokta da, Taksim’den Osmanbey yönüne doğru giden Metro treninin yine kalkıştan sonra bir dakika kadar anlaşılmaz bir şekilde normalin çok altında seyrederek, ancak ardından hızlanması.   
Marmaray - Sirkeci İstasyonu: İnandırıcı olmayan ‘milli’ şaşaalarla ve sahte böbürlenmelerle açılan, ne var ki tamamen bir Japon ve Güney Kore mühendislik projesi olan Marmaray’ın, Avrupa yakasında bulunan boğaz istasyonundaki absürtlük henüz vagonlardan iner inmez başlıyor. Her istasyonda olduğu gibi her iki yönden gelmekte olup inen yolcular birkaç adım sonra, her iki platform arasında kalan kapalı koridora giriyorlar. Bu noktadan sonra Sirkeci yönüne gitmek isteyenler için zorunlu ve tek yönde bir kapalı koridor öngörülmüş. Ne var ki söz konusu koridor biter gibi göründükten sonra yolcular bu sefer tekrar tren peronlarına çıkmak zorunda kalıp, bir süre yeniden burada yürümelerinin ardından bir kez daha iç tarafa yönlendirilip ancak yukarı çıkmaya başlamaları sağlanmaktadır. Yani sözün özü: Marmaray’ın Sirkeci istasyonu anlatılmaz ancak yaşanır…

KADIKÖY – KARTAL METRO HATTI
Kadıköy – Kartal Metro Hattı: Şu anki iktidarın büyük bir gecikmeyle bitirdiği ve E-5 altı nüfusu sittin sene yedekleyemeyeceğini bildiği için, E-5 üstündekilere dönük seçim yatırımı olarak ve bilerek seçimlerden hemen önce hizmete açtığı Kadıköy – Kartal Metrosu için birkaç not: Şehirlerarası yolların yani otobanların altına Metro yapılmaz – 1. Medeni dünyanın; girişten hemen sonra dümdüz, olabildiğince uzun ve hızlı yürüyen merdivenler ile yolcuyu, derinlikten bağımsız 1-2 veya maksimum 3-4 dakikada indirip çıkardığı istasyon tasarımlarının yerine burada karşınıza dönme dolabın yer altı versiyonu çıkmaktadır…. 

ÖNCEKİ HABER

Karne ile sabun ve silgi

SONRAKİ HABER

3. Havalimanı: Neden bir ‘Zafer Anıtı’?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...