14 Haziran 2014 15:30

Cumartesi Anneleri \'Çitil\'e verilen beraata\' tepkili

Cumartesi Anneleri, 12 Haziran 1994 tarihinde Mardin'in Derik ilçesinde gözaltına alınarak kaybedilen Vecdin Avcıl'ın akıbetini sorarak, 13 kişinin ölümünden sorumlu olan Musa Çitil'e verilen beraat kararına tepki gösterdi.

"Faili meçhul" cinayete kurban giden ya da kaybedilen yakınlarının akıbetlerini sormak ve sorumluların yargılanması için adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, oturma eylemlerinin 481'inci haftasında yine Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. "Failleri belli, kayıplar nerede?" pankartı açan Cumartesi Anneleri, yakınları için kırmız karanfiller taşıdı. 12 Haziran 1994 tarihinde Mardin'in Derik ilçesinde gözaltına alınarak kaybedilen Vecdin Avcıl'ın akıbetinin sorulduğu eylemde ilk olarak 1995 yılında gözaltına kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız söz aldı. AKP hükümetinden adalet beklemenin bir yanılgı olduğunu belirten Yıldız, "Her şey çok açıkça ortada. Çocuklarımızı katleden failler ortada ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. AKP çelişki açıklamalar yapıyor. Bizler şehit edilen evlatlarımızın ve yakınlarımızın akıbetini sormaya devam edeceğiz" dedi.

'KATLİAMI MUSA ÇİTİL YAPMIŞTIR'

Daha sonra söz alan Vecdin Avcıl'ın ağabeyi Behçet Avcıl ise, Vecdin Avcıl'ın katil zanlısı dönemim Mardin Derik Jandarma Komutanı Musa Çitil'e, 1992-1994 yılları arasında Derik'te 13 yurttaşın katledilmesi ile yargılandığı davada verilen beraat kararına tepki gösterdi. Avcıl, "Erdoğan ve medya Musa Çitil'i kahraman gibi gösteriyor. Oysa görgü tanıkları ve Adli Tıp raporuna göre katliamı Musa Çitil yapmıştır. Mahkeme berat kararı verirdi. Bu adalet değil" dedi.

'KAYIPLARIMIZ İÇİN ONURLU BİR BARIŞ İSTİYORUZ'


Haftanın basın açıklamasını ise gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın kızı Serpil Taşkaya yaptı. Hakikatin ve faili meçhul cinayetlerin açığa çıkarılması için demokratikleşme vurgusu yapan Taşkaya, "Silahların susması yetmez, barış sürecinin bir devlet politikası niteliği kazanmasına ihtiyacımız var. Asker ve gerilla ölmüyor ama çocuklarımız ölmeye devam ediyor. Kayıplarımızın akıbetini açığa çıkartılacağı faillerini hesap vereceği bir iklim ancak barış ortamında yaratılabilir. Kayıplarımız için onurlu bir barış istiyoruz" ifadelerini kullandı.

ÇİTİL'E BERAAT KARARINA TEPKİ

Vecdin Avcıl'ın katil zanlısı Musa Çitil'in yargılandığı davadan berat etmesine de değinen Taşkaya, "Mahkemenin verdiği beraat kararı, Musa Çitil'in devlet adına ağır suçları işlediği gerçeğini değiştirmez. Komutanı olduğu Derik İlçe Jandarma binasının işkence merkezi olarak kullandığı gerçeğini değiştirmez. Musa Çitil'i koruyanların, onun işlediği suçların hesabını vermesini engelleyenlerin bu suça ortaklık ettikleri gerçeğini değiştirmez" dedi.

KAYIP YAKINLARI: GİZLİ ARŞİVLERİ AÇIN!

\"\"

 

Diyarbakır ve Batman'da kayıp yakınları, 279'uncu haftada oturma eylemleri düzenleyerek, 1994 yılından bu yana kayıp olan Mehmet Salih Taşdemir ile 1993'te katledilen Mehmet Raci Değirmenci'nin akıbetini sordu. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için gizli arşivlerin açılmasını istedi.

Diyarbakır'da İHD yöneticileri ve kayıp yakınları, Koşuyolu Parkındaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya gelerek 279'uncu haftada da yakınlarının akıbetini sordu. Eylemde, gözaltına kaybedilenlerin fotoğrafları bulunduğu "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı açıldı. Mersin Demokrasi ve Emek Platformu üyelerinin de destek verdiği eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, yıllardır kaybedilen faillerin sorumlusunun AKP hükümeti olduğunu söyledi.

Katillerin devlet tarafından korunduğunu kaydeden Bilici, AKP'nin verdiği sözlere sadık olmadığını dile getirdi. "Kürt sorunu başta olmak üzere faili meçhul cinayetlerin aydınlanması için tuttuğunuz gizli arşivleri açın" diyen Bilici, şiddet ve imha politikalarından vazgeçilmediği sürece gerçek anlamda bir barışın sağlanamayacağına dikkat çekti. Mersin Demokrasi ve Emek Platformu üyesi Ali Tanrıverdi ise, faili meçhuller konusunda devletin olayların üzerini örtme arayışı içerisinde olduğunu kaydetti.

20 YIL ÖNCE KAYBEDİLEN TAŞDEMİR'İN AKIBETİ SORULDU

Yapılan konuşmaların ardından İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, 1994 yılının Aralık ayında Adana'da kaybedilen Mehmet Salim Taşdemir'in kaybediliş hikayesini anlattı. Taşdemir'in sabah işine gitmek üzere evinden çıktığını ve kendisinden bir daha haber alınamadığını belirten İnceören, "Aile kendi çabalarıyla Taşdemir'i aramaya başlar ancak aramalarından bir sonuç alamaz. Olaydan yaklaşık 3 ay sonra aileyi telefonla arayan ve güvenlik gerekçesiyle ismini vermek istemeyen bir kişi, Taşdemir'in Mardin Alay Komutanlığı'nda gözaltında olduğunu ve gördüğü işkenceden dolayı durumunun çok kötü olduğunu anlatır. Fakat tüm girişimlere rağmen bu bilgi doğrulatılamaz ve Taşdemir'in akıbeti hakkında bir bilgiye ulaşılamaz. Mehmet Salim Taşdemir hala kayıp" dedi.

Kayıp yakınları daha sonra 20 yıl önce kaybedilen Mehmet Salim Taşdemir ve tüm kayıplar anısına 5 dakikalık oturma eylemi yaptı.

'EVİN ÖNÜNDE KATLEDİLDİ'


Batman'daki eylem ise, Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde yapıldı. Kayıp yakınlarının fotoğraflarını taşıyan aileler, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı açıldı. Eylemde, ilk olarak 1993 yılında katledilen Mehmet Raci Değirmenci'nin annesi Emine Değirmenci konuştu. Değirmenci, oğlunun evlerinin önünde silahlı saldırıya uğrayarak katledildiğini söyledi. Oğlunun hiç bir suçu olmamasına rağmen katledildiğini dile getiren Değirmenci, devletin biran önce katilleri ortaya çıkarmasını ve yargılanmasını istedi.
İHD Batman Şube Yöneticisi Barış Eviz ise, 279'ncu haftada kayıp yakınları ile alanda olduklarını hatırlatarak, "Onları yüreğimizden, bedenimizden ve ruhumuzdan kopararak alıp götürdüler. Kaybedilenler bulunup, failler yargılanmayıncaya kadar eylemlerimiz devam edecek. Devlet ve hükümet indirilen bayrak ile ilgilenmesi yerine orada yapılan eylemlerin amacı nedir onları bir kafasından geçirsin, iki kişi niye katledildi, onu bir soruştursun. Erdoğan'ın bayrak ile ilgili açıklaması da hukuktan ve barıştan uzak söylemlerdir, bundan sonra da yaşanacak ölümlerden de Erdoğan sorumlu tutulacaktır" diye konuştu. (DİHA)

Evrensel'i Takip Et