08 Haziran 2014 19:03

Kupaya doğru H: Nedir bu Belçika’nın sırrı?

Dünya futbolunda son 10 yılın en hızlı yükselişini Belçika gerçekleştirdi. 2007’de FIFA sıralamasında 71.’liğe kadar gerileyen ülke, kısa sürede roket misali ilerledi ve Avrupa’nın birçok büyük kulübünde genç Belçikalı yıldızların varlığına tanıklık ettik. Peki sırrı neydi bu ani yükselişin?

Kupaya doğru H: Nedir bu Belçika’nın sırrı?
Paylaş

Mithat Fabian SÖZMEN

Dünya futbolunda son 10 yılın en hızlı yükselişini Belçika gerçekleştirdi. 2007’de FIFA sıralamasında 71.’liğe kadar gerileyen ülke, kısa sürede roket misali ilerledi ve Avrupa’nın birçok büyük kulübünde genç Belçikalı yıldızların varlığına tanıklık ettik.
Peki sırrı neydi bu ani yükselişin?
Uzun soluklu bir plan mı, yepyeni futbolcu yetiştirme merkezleri mi, yetenek avcılığı mı... Esasında hem hepsi hem de hiçbiri. Evet Belçika’nın sürekli yetenekli futbolcular yetiştiren Standart Liege, Genk, Anderlecht, Germinal Beerschot gibi kulüpleri var ama son yıllarda mantar gibi bitiverip Avrupa’yı saran yıldızların yetişmesi için özel bir program uygulandığı söylenemez.
Belçika Futbol Federasyonu’nun yaptığı önemli bir şey Standart Liege ve Anderlecht’i kenara çekip “Bakın dünya futbolunda başarılı olmak istiyorsak 4-3-3 sistemini yerleştirmeliyiz” demek ve kulüplerden bu sistemi uygulamalarını istemekti.
Bugün Avrupa’nın tozunu atan ve Chelsea, Atletico Madrid, Manchester United, Napoli, Aston Villa, Tottenham Hotspur, Everton, Lille gibi takımlarda forma giyen yıldızların pek çoğunun Hollanda ve Fransa’da yetişmiş olması ya da 17-18 yaşından itibaren büyük kulüplere transfer olmuş olması da bunu doğruluyor.
Belçika Futbol Federasyonu yetkilisi Stefan van Loock, “Büyük bir planı hayata geçirmedik. Sadece çok sayıda yetenekli genç futbolcumuz var” derken söz konusu genç futbolcuları milli formayla tanıştıran, Trabzonspor’un da eski Hocası George Leekens ise yaptıkları en önemli katkının oyuncuların kendilerine güvenmesini ve oynadıkları oyundan zevk almalarını sağlamak olduğunu belirtiyor.
Belçika, genç yıldızlarının erken yaşta yurt dışına gitmesini bir problem olarak algılamadı ve bu oyuncular gittikleri kulüplerde gelişimlerini sürdürdü. Pek çok genç Türkiyeli yıldızın, hem yurt dışına gitmekte tereddüt ettiğini hem de gelişimlerinin çok erken yaşta kesildiğini hatırlarsak bu mantalitenin bizim ülkemiz için ne kadar önemli olduğu anlaşılabilir.
Marc Wilmots’un öğrencileri 1980’lerdeki meşhur Belçika takımlarından sonra ülke tarihinin en iyi jenerasyonunu oluşturuyor. Thibaut Courtouis, Eden Hazard, Vincent Kompany, Marouane Fellaini, Romelu Lukaku, Kevin Mirallas, Nacer Chadli, Adnan Januzaj ve daha birçoğu... Belçika için bugün de gelecek de bir hayli aydınlık görünüyor.


BELÇİKA: BENTEKE’NİN YOKLUĞU DÜŞÜNDÜRÜYOR

AVRUPA’da herkesi kendisine hayran bırakan ve birçok kimsenin gizli favorisi olan Belçika, Aston Villa’lı hedef santrfor Christian Benteke’nin sakatlığıyla tıkır tıkır işleyen 4-2-3-1’inde birtakım değişiklikler yapma zorunluluğuyla karşı karşıya. Kadroda Eden Hazard, Romelu Lukaku, Kevin Mirallas, Adnan Januzaj gibi çok sayıda yetenekli oyuncu olsa da bu isimlerin hiçbiri Benteke’nin rolünü oynayabilecek özelliklere sahip değil. Lukaku’nun da sırtı dönük oyundan çok açık alanı sevdiğini biliyoruz. Yine de Marc Wilmots’un en uçta ona görev vermesi bekleniyor. Grubun favorisi konumundalar.


RUSYA: CAPELLO SÜRPRİZE HAZIR

FABIO Capello, kadrosunu yalnızca Rusya liglerindeki oyunculardan oluşturdu. Sağlam savunması ve orta sahada presçi, atak anlayışıyla dikkat çeken Capello’nun 4-3-3’ü birbirini tanıyan ve takım halinde hareket edebilen bir ekip yaratmayı önceliği arasına aldı. Dünya Kupası’nda en büyük sürprizlerin bunu başarabilen ve kurt bir hocaya sahip olan takımlar tarafından elde edildiğini unutmayalım. Rusya her türlü sürprize açık.


CEZAYİR: FEGHOULİ SÜRÜKLEYECEK

EN iyi oyuncuları Fransa adına oynayan Cezayir’de eski sömürgenin etkisi varlığını koruyor. Bosna Hersek’li Teknik Direktör Vahid Halilhodzic de yıllarca Fransa’da futbol oynamış ve takım çalıştırmış bir isim. 24 yaşındaki hücuma dönük orta saha oyuncusu Sofiane Feghouli’nin önderliğindeki Cezayir, 1982’de gruplardan çıkan ilk Afrika ekibi olmayı başarmıştı. Ancak bu kez işleri zor.


GÜNEY KORE: HİDDİNK’İN İZİNDE

2002’de kendi evinde düzenlenen turnuvada, karınca gibi çalışkan oyuncuları ve hızlı futboluyla dikkat çeken Güney Kore yarı finale kadar gelmeyi başarmıştı. Guus Hiddink’in öğrencisi Hong Myung-Bo’nun antrenörlüğündeki uzakdoğu temsilcisi temel karakteristiğini korusa da turnuvada kendilerini ileriye taşıyacak yıldız gücünden yoksunlar.
 

ÖNCEKİ HABER

Bolu- Zonguldak karayolu sel nedeniyle ulaşıma kapandı

SONRAKİ HABER

Dört gözle sözleşmeyi bekliyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...