06 Haziran 2014 06:00

Kupaya doğru F: Umudun çocukları

Sadece bir sonraki gün hayatta kalabilmek için yaşayanların kültür, sanat, spor gibi aktivitelere erişimi fiilen yasaklıdır. Zorunluluklar dünyasının gündelik mağduru emekçilerdir. En şiddetli mağduru ise savaş bölgelerinde yaşayanlar...

Kupaya doğru F: Umudun çocukları
Paylaş

Mithat Fabian SÖZMEN

Sadece bir sonraki gün hayatta kalabilmek için yaşayanların kültür, sanat, spor gibi aktivitelere erişimi fiilen yasaklıdır. Zorunluluklar dünyasının gündelik mağduru emekçilerdir. En şiddetli mağduru ise savaş bölgelerinde yaşayanlar...

İsrail’in sürekli Filistin’in spor komplekslerine saldırması, sporcularını tutuklaması, sakat bırakması bir tesadüf değil. Dave Zirin’in dediği gibi sporu hedef alarak umudu yok etmek istiyorlar.

90’ların başında eski Yugoslavya’nın halkları birbirine düşürüldüğünde, umudun yok edilmek istendiği bölgelerden biri de Bosna’ydı. 4 yılda 1200 çocuğun yaşamını yitirdiği binlercesinin yaralandığı savaşın ortasında umuda sahip çıkmak, eski bir futbolcu olan Predrag Pasic’e düştü*.

Pasic, 1993’te, savaşın ortasında, kimse sokağa çıkamazken bir futbol okulu kurma kararı aldı ve seçmeler için kentin tehdit altındaki İskender Meydanı’nı adres gösterdi. Kendi deyimiyle en fazla 15 çocuk beklerken, 200 çocuğun geldiğini görünce umudu da gördü.

Pasic’in şans getirmesi için Bubamara yani uğur böceği adını verdiği futbol okulu önce zorlu savaş yıllarında sonra da Bosna-Hersek döneminde Boşnak, Hırvat ve Sırp çocuklarına ev sahipliği yaptı. Pasic’in okulundan aralarında Edin Dzeko’nun da olduğu onlarca sporcu yetişti.

Bosna Hersek milli takımı ilk Dünya Kupası’na hazırlanırken kadrosundaki oyuncuların tamamı, savaş yıllarında birer çocuktu. Babasının köyü Sırp askerlerince yakılan ve aynı akıbetten kaçınmak için küçücük bir deliğe saklanmak zorunda kalan santrfor Vedat Ibisevic örneğinde olduğu gibi, milli formayı terleten her futbolcunun benzeri bir hikayesi var.

Yugoslavya’yı 1982 ve 1990 Dünya Kupası’nda temsil eden, Paris Saint Germain tarihinin en iyi futbolcusu seçilen ve ülkemizde teknik direktörlük yaptığı yıllarda Fatih Terim’in “Hele bir Yugoslav’dan hiç hak etmedim” şeklindeki gubidik ırkçılığına maruz kalan Saffet Susic’in öğrencileri bir jenerasyonun umudu olarak Brezilya’da haklı bir gururun taşıyıcısı olacaklar.

*Pasic’in futbol okuluna ilişkin bilgiler 25 Mayıs 2014’te Daily Telegraph’ta Ian Chadband imzasıyla yayımlanan haberden alınmıştır.


BOSNA HERSEK: AKICI BİR HÜCUM TAKIMI

Bu yılı yolsuzluklara ve işsizliğe isyan etmekle geçiren Bosna Hersek halkının bir diğer gündemi de Dünya Kupası oldu. Harika bir eleme performansı gösteren Saffet Susic’in öğrencileri özellikle hücumda Edin Dzeko, Miralem Pjanic, Senad Lulic, Haris Medunjanin gibi isimlere güveniyor. Savunmada ise Arjantin gibi güçlü takımlara karşı fazlasıyla zorlanmaları muhtemel. Susic’in Arjantin’e karşı tek forvetle, diğer rakiplere karşı olağan 4-4-2’nin baklavalı varyantıyla mücadele etmesi bekleniyor. İlk dünya kupaları ve tecrübe faktörü göz önüne alınmalı ama gruptan çıkmak için önemli bir şansa sahipler.

ARJANTİN: MAHŞERİN DÖRT ATLISI

Elbette turnuvanın en büyük favorilerinden. Alejandro Sabella’nın 4-3-3 düzeniyle sahaya sürdüğü Arjantin, Sergio Agüero, Gonzalo Higuain ve hemen arkalarında Lionel Messi’yle korkutucu bir hücum gücüne sahip. Ancak Arjantin’in hücumdaki asıl karakteri, bu üçlüye, geriden Angel di Maria’nın katılmasıyla ortaya çıkıyor.  Real Madrid’de harika bir sezon geçiren Di Maria, orta alan savunmasında bir dezavantaj olsa da, özellikle Arjantin’in bayıldığı açık alan hücumunda “Mahşerin dört atlısı”nı tamamlayan isim oluyor. Orta alanda Mascherano her yere yetişme göreviyle karşı karşıya. Gago ise geriden oyunu kuran isim olacak. En azından final hedefleyen Arjantin’in kaderini savunma performansı belirleyecek.

İRAN: SİFTAH ZOR GÖRÜNÜYOR


Dördüncü kez Dünya Kupası’na katılan İran’ın bugüne kadarki tek galibiyetini ABD’ye karşı alması manidar olsa da galibiyet almak için politik düşman beklerlerse işleri zor. Oyuncularının çoğunluğu İran ulusal liginde forma giyen takım hakkında biraz da bu sebepten tahmin yürütmek zor. Carlos Queiroz’un çalıştırdığı İran ilk kez gruptan çıkmak için mücadele verecek.

NİJERYA: REVİZYONDAN NE ÇIKACAK?

Doksanlara damga vuran Nijerya futbol takımı, 2000’lerde başını dertten kaldıramadı. Stephen Keshi ile birlikte revizyona giden ‘Süper Kartal’lar bireysel olarak önemli oyunculara sahip ancak güç ve atletizmi teknikle birleştirme konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Bosna Hersek’e karşı alacakları sonucun gruptaki kaderlerini belirlemesi muhtemel.
 

ÖNCEKİ HABER

Amasra\'da termik santrale karşı insan zinciri

SONRAKİ HABER

TYB’den çevirmen Tonguç Ok’a özel ödül

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa