05 Haziran 2014 06:00

Bir mendil kömür

Kimi zaman bir kitap elinizin altında, uygun bir zamanda okunmak üzere bekler, bekler... Bir türlü uygun zaman gelmez.

Bir mendil kömür
Paylaş

Sennur SEZER

Kimi zaman bir kitap elinizin altında, uygun bir zamanda okunmak üzere bekler, bekler... Bir türlü uygun zaman gelmez. Uygun zaman terimi, kitabı başka kitaplarla karşılaştırmak, tarihsel ve edebi değerini saptamak için istediğiniz bir soluklanmadır.Alaaddin Kara’nın Bir Mendil Kömür’ü böyle bir süreyi beklemiş.Başka maden öyküleriyle karşılaştırmak istemişim. 2011’de Çaycuma’da imzalanmış bana ve “ilk fırsatta” okunacaklar arasında kalmış ve ne yazık ki unutulmuş.  Kitapları düzeltirken gördüm. TMMOB Maden Mühendisleri Odasının 2008 Madenci Öykü Yarışmasında  bir öyküsüyle mansiyon 2010 Ümit Kaftancıoğlu Öykü  Yarışmasında  Bir Mendil Kömür ile birincilik almış. Kitabı Kurgu Kültür Merkezi (Ankara) 2011’de yayımlamış.
Alaaddin Kara 1958 Zonguldak doğumlu. 1983’te Üzülmez Bölgesi Dilaver Ocağında lağımcı yedeği olarak iş başı yapmış.Lağımcı, tabancı, yol marangozu, taramacı, seyis yardımcısı ve nezaretçi olarak çalışmış. 2011’de Asma –Dilaver Ocağında maden teknikeriymiş. Şimdi de Türkiye Taşkömürü Genel Müdürlüğünde.
Bir lisede yaptığı söyleşide yazmaya günlük tutarak başladığını belirten Alâaddin Kara, bu günlüklerin öyküye dönüştüğünü, sonra ZonKişot dergisinde yayımlanmasıyla hem cesaretlendiğini hem de kitaplaşmanın bir zorunluluk halini aldığını söyledi. İki öyküsünden iki ayrı ödül alınca sanatçı arkadaşlarının önerisiyle kitabını da çıkardığını belirtti.
Gençlerden özellikle çok okumalarını ve günlük tutmalarını istedi. Öykülerinin kötü sonla bitmesi, karamsar havayla verilmesini eleştiren arkadaşlarını da dikkate alarak, o yönde de çalıştığını söyleyen yazar, yaşadığı ortamın, diline de yansıdığını, olumsuzlukların öykülerini etkilediğini belirtti.
Öyküsünde amacı şu: “Öykümü öyle yazmam gerekir ki; okuyanı, kuyudan madene indirebileyim. Yine o şekilde kuyudan çıkartabileyim.”
Yazar gözüyle Zonguldak’ı değerlendirmesini isteyen öğrenciye, “İçinde yaşayana dert, gidene geri dönmek için dert!” derken; içindeyken yaşanan sıkıntıların yönetimin hatası olduğunu da vurguladı. Son olarak, “TTK ocakları ile özel ocaklar arasında fark var mı?​” diye soran öğrenciye, “Dağlar kadar fark var” vurgusunu yapan, bunu da sendikaya bağlayan Kara, “İş ve sağlık güvencesi yok. Diğer haklar için de ancak sendika kanalıyla mücadele etme şansları var” dedi.
Alaaddin Kara 2008’de ödül alan öyküsünde göçükte kalan bir işçi anlatılıyor:
“(...)kazma seslerini duydu. Kaybolan umutları geri gelmişti. Bir mucize gerçekleşiyordu.
Tozlu havayı derin derin solumaya başladı. Soludukça öksürdü. Öksürükten sonra hava borusundaki tıklamalar çoğalmıştı. Belki hava borusuna vurmasını bekliyorlardı ama yerinden kalkıp boruya vurmaya dermanı yoktu. İçi geçip gitmiş, gücü kuvveti kaybolmuştu. Avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu, ama bağıra- mıyordu. Boğazının içi acıdığından sadece kesik kesik öksürebildi. Yaşadığını bir şekilde onlara duyurmalıydı.
*
Zaman algılaması tamamen kaybolmuştu. Ne zamandır bu mezarın içindeydi bilemiyordu. Ona ulaşmak için gösterilen gayreti düşündü. Umutluydu.
Gözlerini açarak bir şeyler görmeye çalıştı. Karanlık gözleri tutmuştu. Gözleri ağrıdı. Karanlık gözüne batmış gibi gözleri acıdı. Bedeni ile düşünceleri ayrışıyordu sanki. Yüzünü avuçlarının için| alarak bedenindeki acılarla birlikte kaldı. Sonunda parmaklarının arasından bir ışık gördü. Gerçek olup olmadığını hastane yatağında kendine geldiğinde algılayabilmişti. Oyun bitmişti....”
Alaaddin Kara öykü çalışmaları yanında madenci fotoğrafları da çekiyor.Facebook’ta çalışmalarına ulaşabilirsiniz. Bir Mendil Kömür’de  maden terimlerinin açıklandığı bir küçük sözlük de var.

* Bir Mendil Kömür,  Alaaddin Kara, Kurgu Kültür Merkezi Yayınları, 128 s.

ÖNCEKİ HABER

Kupaya doğru E: \'Gürültü\', \'koku\' ve Fransa

SONRAKİ HABER

Beşar Esad yeniden devlet başkanı seçildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...