29 Mayıs 2014 20:05

‘HABAŞ patronu korunuyor mu?’

Aliağa’da Habaş fabrikasında Engin Solmaz adlı işçinin ölümü ve 3 işçinin ağır yaralanmasıyla sonuçlanan ve 4 ayrı ‘iş kazası’yla ilgili HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in soru önergesini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik geçiştirmeye çalıştı.

Paylaş

Aliağa’da Habaş fabrikasında Engin Solmaz adlı işçinin ölümü ve 3 işçinin ağır yaralanmasıyla sonuçlanan ve 4 ayrı ‘iş kazası’yla ilgili HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in soru önergesini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik geçiştirmeye çalıştı. Bakan Çelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği gereği, acil durumlarda işçilerin hastaneye taşınması için işyerinde bulundurması gereken hasta nakil araç konusunun incelendiğini belirtti. Bakan Çelik’in yanıtında, “Habaş’ın çok tehlikeli bir işyeri olduğu için A sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı çalıştırması gerektiği, ancak B ve C sınıfı belgeli uzman da çalıştırılmasına mevzuat açısından engel bulunmadığının” belirtilmesi, “Habaş patronu korunuyor mu?” sorusunu akla getirdi.

HABAŞ İHBAR ÜZERİNE DENETLENMİŞ

Bakan Çelik, Engin Solmaz’ın ölümünün ardından 23-24-25 Ekim 2013 tarihlerinde Habaş’ta iş sağlığı ve iş güvenliği önlemleri ile hasta nakil aracı bakımından bakanlıkça yapılan teftişlerde tespit edilen eksikliklerle ilgili idari para cezası uygulanmasının istendiğini kaydetti. Ancak Bakan Çelik’in yanıtında bu idari para cezasının miktarı ve patronun ödeyip ödemediği belirtilmedi.

‘İHMALLER ORTAYA ÇIKSIN’ ISRARI

HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in eylül 2013 tarihinde verdiği soru önergesine, ocak 2014 tarihinde cevap veren Bakan Çelik, iş sağlığı ve iş güvenliği kanun maddelerini hatırlatmakla yetinmişti. Sorularına yanıt alamayan Tüzel, aynı soruları ikinci kez verdiği soru önergesinde de yineleyerek, işçinin ölümüne yol açan işyerindeki ihmallerin ortaya çıkarılmasında ısrar etti. İkinci önergeye yanıt veren Çelik yanıtında, işyerinde acil durumlar için ambulans bulundurma hususunun bakanlığının sorumluluğu değil, Sağlık Bakanlığının görev alanında olduğunu savundu. Bakan Çelik yanıtında önce, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından ‘işyerindeki acil durumlarda işçilerin en yakın sağlık birimine taşınması için işverenlerin bulundurması gereken araç’ konusu incelenmektedir” dedi. Ardından da bu işyerinde kazanın ardından 23-24-25 Ekim 2013 tarihlerinde teftiş yapıldığı, noksanların tespit edildiği ve para cezası istendiğini vurgulaması dikkat çekti.

UYGUN NAKİL ARACI VAR MIYDI?

Yanıtta, “Habaş’ta bulunduğu iddia edilen hasta nakil aracının yönetmeliğe uygun olup olmadığının” açıklanmaması, patronun Bakanlıkça korunduğu algısına neden oldu. Habaş’ın iş güvenliği, işçi sağlığı önlemleri bakımından 2009 yılında itibaren denetlendiği ancak, teftişlerde tespit edilen eksiklerin giderilmediği, tıpkı Soma’da 301 işçinin cinayete kurban gitmesi gibi, burada da işçi Engin Solmaz’ın ölümüyle acı bir şekilde anlaşıldı.

Bakan Çelik’in “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlük tarihi- olan 30.12.2012 tarihinden sonra işyeri risk esaslı programlı denetim sürecinde 05.03.2013-21.03.2013 tarihleri arasında yapılan teftişte tespit edilen 9 maddelik noksan husus, işveren tarafından giderilinceye kadar teftiş devam etmiştir” sözleri, Habaş patronu Mehmet Rüştü Başaran’ın önlem almamakta ısrar ederken, Bakanlıktan da caydırıcı bir ceza gelmediğini göstermesi bakımından dikkat çekici.

‘HAPİS CEZASI UYGULAMADA YOK’

Tüzel’in, “Maliyet hesabıyla işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini almayarak, iş cinayetlerine neden olan işverenler hakkında, hürriyeti kısıtlayıcı ağır hapis cezaları gibi caydırıcı önlemler” ile ilgili sorusuna Bakan Çelik’in yanıtı ise sadece “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanundaki tespitlerle ilgili olarak hürriyeti kısıtlayıcı ağır hapis cezaları gibi uygulamalar bulunmadığını” belirtmek oldu. (Ankara/EVRENSEL)