23 Haziran 2011 11:09

Merhaba Ekmek ve Gül okurları;

Biz sorgulamadıkça kimse bizi dikkate almaz12 Haziran genel seçimlerine sayılı günler kaldı. Seçimlerden her kadın gibi benim de beklentim çok. Her seçimde verilen vaatler artık inandırıcılığını yitirdi. Mevcut partiler kadınların oyunu alabilmek için daha çok kadınlara yönelik politikalar düzenliyor. Ama ka&cced

Merhaba Ekmek ve Gül okurları;
Paylaş
Körfez

Biz sorgulamadıkça kimse bizi dikkate almaz
12 Haziran genel seçimlerine sayılı günler kaldı. Seçimlerden her kadın gibi benim de beklentim çok. Her seçimde verilen vaatler artık inandırıcılığını yitirdi. Mevcut partiler kadınların oyunu alabilmek için daha çok kadınlara yönelik politikalar düzenliyor. Ama kaçta kaçı hayat buluyor? Biz kadınlara hiçbir hak tanımadıkları için dün de, bugün de, yarınd a bu süreç böyle gider. Böyle gittiği için de fikrimiz değişmeyecektir.
Evde erkek egemenliği, mecliste erkek çoğunluğu, nasıl kadın hakları korunur ki zaten. Bunu sorgulamaya bile gerek yok. Biz yaşadıklarımızı sorgulamadıkça bugünkü düzen bizi ne dikkate alır, ne ciddiye!
“Üç çocuktan az yapmayın” diyorlar sanki bütün sıkıntımız çocuk sayısıymış gibi. Zaten doğan her çocuk üç bin dolar borçlu doğuyor. Üç çocuk dokuz bin dolar demek. Tabi ki bu söyleyeni hiç ırgalamadığı için sorun değil.
Kadının bir ya da iki çocuğu vardır. Eşi asgari ücret alıyordur veya işsizdir. Çalışmak ister ama sistem izin vermez. Çünkü çocuğunu bırakacak ne ücretsiz kreş var, ne de güvenle bırakabileceği bir yer. Kreş çok ama alabileceği asgari ücretin nerdeyse iki katıdır. Anne olduğu için çalışma hakkı elinden alınır kısaca.
Kadının sorunu sadece bunlar da değildir. Kadın doğduğundan itibaren ilk şiddeti babasından sonra ağabeyinden ve evlendiği eşinden görür. Artık dayanamaz hale gelince der ki kendi kendine, benim de haklarım var, ben gidip devletimden yardım alayım. Gider devlet kağıt üstündeki kadın haklarını bile kendisine çok görür, şu denilir “git izini kaybet”. Sonra ne mi olur? Dilekçe fotokopisi öldürüldüğünde cebinde bulunur. Eğer daha öldürülmemişse “aile olduğunuz için biz karışamayız” ya da “kim ne bilir sen ne yapmışsındır da adam sinirlenmiştir. Kadınsın git edebinle otur” denir.
Canan Çur

Asgari müştereklerde birleşerek
kadınların meta olmadığını ispatlamalıyız
Ataerkil bir toplumda kadın olmak çok zor. Her ne kadar kadınları koruyan yasalar olsa da, seçme ve seçilme hakkı bundan 75 sene önce verilmiş olsa da, şimdiki parlamentoya bakalım 550 milletvekilinin kaçta kaçı kadın. Ve azınlıktaki kadın milletvekillerine gereği gibi söz hakkı veriliyor mu? Yoksa “Hakimiyet kayıtsız, şartsız milletindir” diye yazılan TBMM’de yine milletin seçtiği bir kadın milletvekili, sırf dini inançları yüzünden örttüğü baş örtüsü yüzünden yuhalanarak ve adeta siyaseten linç edilircesine meclisten kovulurken orada oturan başka partilerden kadın milletvekillerinin niye o kadın milletvekiline sırf kadın olduğu için ayrım yapıldığı akıllarına gelmedi. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti devam ettiği müddetçe biz bir arpa boyu yol alamayız.
Biz kadınlar ortak müştereklerde birleşerek birbirimizi kırmadan, insani değerlerimizi koruyarak el ele vermeliyiz. Kadınların da insan olduğunu, pazarlanacak bir meta olmadığını ispatlamalıyız.
Gamze Zaman


Hiçbir ayrım yapmadan ortak taleplerde birleştik
Ben Kibar Almış, evli ve üç çocuk annesiyim. Eşim bir metal fabrikasında çalışıyor. Ben de yıllarca tekstilde çalıştım. Fakat evlilik, çocuklar derken iş hayatından uzaklaştım. Şimdi çocuklarım büyüdü. İkisi ilköğretim çağında yakında liseye başlayacaklar. En küçüğü daha üç yaşında. Çocuklar büyüdükçe ihtiyaçları da büyüyor. Eşimin tek başına çalışmasıyla masrafların altından kalkamıyoruz.
Çalışmak istiyorum ama olmuyor küçük kızımı nereye bırakayım. Konfeksiyonda yeniden işe başlasam alacağım en fazla asgari ücret. Özel kreşler çok pahalı. Bu şartlar altında tekstilde işe başlamak aldığını da oraya vermek demek. Ayrıca tekstilde çalışma şartları oldukça ağır. Konfeksiyonlarda şartların iyileştirilmesi üretim gücümüzü de artıracak ve biz kadınları yeniden iş hayatına kazandıracaktır.
Ayrıca çocuklarımız için ücretsiz etüt merkezi istiyoruz. Okullarda çocuklara ödevler veriyorlar. Çocuklar bu ödevleri yapabilmek için internet kafelere gitmek zorunda kalıyor. Bu kafelerin güvenilirliği zaten tartışmalı. Etüt merkezi öğrencilerimizin internet kafelerden uzak kalması açısından zorunlu bir ihtiyaç.
Körfezli kadınlar olarak bu seçim döneminde “ücretsiz kreş ve etüt merkezi” talebiyle bir imza kampanyası sürdürüyoruz. Her görüşten, her inançtan kadın var içimizde. Kimimiz sokağında, çocuğunu gönderdiği okulda imza topluyor, kimimiz gittiği Kur’an kursunda. Hiçbir ayrım yapmadan kadınlar olarak taleplerimiz için birleştik. Körfez Belediyesi’nin verdiği hizmetlerin devamı olarak biz ev kadınlarının da talebini dikkate alacağını düşünüyoruz. Belediyemizin gerekli duyarlılığı göstereceğine inanıyoruz.

Kibar Almış
 

ÖNCEKİ HABER

TEKEL’E destekten onur duyduk!

SONRAKİ HABER

AKP topu taca attı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...