23 Haziran 2011 10:56

İşçiler ve emekçiler kazansın, savaş sona ersin

Suna ve Gülay, Bursa Gemlik’te tekstil işçiliği yapan iki arkadaş. Hem iş arkadaşı hem de dostlar. Aynı koşullarda çalışıyor, benzer koşullarda yaşıyorlar. Haliyle paylaştıkları çok şey oluyor.Çalıştıkları LearTrim fabrikasında bir yıldır sendikalaşma mücadelesi sürüyor. Suna ve Gülay’la 2010 yılın

İşçiler ve emekçiler kazansın, savaş sona ersin
Paylaş
Filiz Tali

Suna ve Gülay, Bursa Gemlik’te tekstil işçiliği yapan iki arkadaş. Hem iş arkadaşı hem de dostlar. Aynı koşullarda çalışıyor, benzer koşullarda yaşıyorlar. Haliyle paylaştıkları çok şey oluyor.

Çalıştıkları LearTrim fabrikasında bir yıldır sendikalaşma mücadelesi sürüyor. Suna ve Gülay’la 2010 yılının Eylül ayından beri süren bu mücadeleyi, çalışma koşullarını ve iyice yakınlaşan seçime ilişkin düşünceleri üzerine sohbet ettik.

“Arkadaşım Suna’yla sadece vardiyalarımız farklı. İkimizin de Gemlik’te oturması, görüşlerimizin aynı olması, bizi daha da yakınlaştırıyor. Fabrika dışında da birçok sorunumuzu birlikte paylaşıyoruz” diyor Gülcan Yılmaz.

Bursa’ya geldikten sonra önce Öztekstil’de çalışan Suna, Gülcan’la orada tanışıp dost olmuş: “Sonra birlikte o fabrikadan ayrılıp LearTrim’de işe girdik. Oraya girdiğimizde sendikalaşma mücadelesi sürüyordu ve biz de bu mücadeleye dâhil olduk. Ekim ayında yetki kararı alındı, patron buna karşılık yetkiye itiraz davası açtı. Davamız hâlâ sürüyor. Bu süreç içerisinde patron, fabrikamızda bazı iyileştirmeler yaptı.”

Gerisini Gülay tamamlıyor: “Suna’nın dediği gibi LearTrim’de sendikalaştık. Fakat patron sürekli sendikalaşmamızın önüne engeller koyarak, mahkemeyi sürekli ertelettiriyor. Patron için bir gün bile çok önemli. Fabrikada 12 Mayıs günü tüm vardiyalarla bir toplantı yapıldı ve çalışma süremizi 10 saate çıkartmak istediler. Şu an 8 saat üzerinden 3 vardiya çalışıyoruz. Bu düzenlemeyle Cumartesi ve Pazar çalışmayarak, elektrikten, yemekten, servisten kâr yapacaklarını söylüyorlar. Bu 10 saat yetmezmiş gibi, bu sürede de bizi ayakta çalışmaya zorluyorlar. Biz makinede dikimciyiz, makinelerin ayaklarını ayakta çalışacağımız şekilde ayarlanacakmış. ‘Biz oturduğumuz halde 8 saat çalışmaya zor dayanıyoruz, ayakta 10 saat çalışmaya nasıl dayanalım’ diye itiraz edenlerimiz oldu, onlara da  ‘İstemeyen çıkışını alabilir, kıdem tazminatlarınız ödenecektir’ cevabı verildi. Bunun üzerine birçok kişi çıkış için isimlerini yazdırdı. Amaçları belli, fabrikadaki sendikalaşmayı bitirmek istiyorlar.”

İlk 1 Mayıs

Suna, 1 Mayıs’a ilk kez bu yıl katılmış. O günü şöyle anlatıyor: “Sendikalı olmama rağmen Emek Partisi’yle birlikte yürümek istedim. Evlenmeden önce İstanbul’da yaşıyordum, orada bir tekstil atölyesinde örgütlenme mücadelesi sürdürmüştük. O dönemde Emek Partisi bize çok destek vermişti. Emek Partisi’ni oradan tanıyorum. 1 Mayıs’a da arkadaşım Gülcan’la birlikte katıldık. 1 Mayıs bu yıl kitleselliği ve coşkusuyla çok güzel geçti. Ben bu kadar kalabalık olmasına ve işçilerin bu kadar yoğun katılmasına çok şaşırdım ve mutlu oldum. Biz bu yıl Bursa’ya gelmeden önce Gemlik’te de 1 Mayıs kutlaması yaptık ve otobüslerle toplu bir şekilde Bursa’daki kutlamaya katıldık. Bundan sonra her yıl katılacağım ve kendi fabrikamda da 1 Mayıs için arkadaşlarıma çağrı yapacağım.”

‘Blok bize daha yakın’

Konu seçimlere geliyor haliyle. Hem kendi düşüncelerinden hem de iş arkadaşlarıyla yaptıkları sohbetlerden söz açılıyor. Suna, önceleri CHP’ye oy vermeyi düşündüğünü fakat Gemlik Belediyesi’ndeki yolsuzluklar ve gösterdikleri milletvekili adaylarından ötürü fikrini değiştirdiğini anlatıyor. “Bu süreçte Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun kurulduğunu öğrendim. Blok’un seçim broşürlerini okuduktan sonra, kendime daha yakın buldum. Fabrikada yemek molalarında arkadaşlarımla sohbet ediyoruz. Bazı arkadaşlarımız AKP’ye oy vereceklerini söylüyor. Ben de buna karşılık, ‘AKP işçileri hiç düşünmedi, bizler işçiyiz, bizden taraf olanlara oy verelim’ diyorum. Bazıları biz Müslümanız diyor, ben de ‘Sizler bugüne kadar Müslüman değildiniz de, AKP’yle mi Müslüman oldunuz?​’ diyorum. Aynı zamanda ‘Sen bir işçisin ve AKP hepimizi kandırıyor’ diyorum.”

Gemlik’teki tek sosyal aktivitelerinin sahile gitmek olduğunu söyleyen Gülay, “Ben Gemlik’e bir tiyatro ve sinema salonu yapılmasını istiyorum. Bunun yanı sıra, kadınların ürettikleri el emeği ürünleri için bir pazar olmasını istiyorum” diyor. Gülay da seçimler konusunda Suna ile aynı fikirde; Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku adaylarını desteklediğini söylüyor: “Hem Bursa’daki hem de başka illerdeki tanıdıklarımın oylarının Blok’a gitmesi için çaba gösteriyorum. Bundan sonra işçiler ve emekçiler kazansın ve savaş sona ersin istiyorum.”

ÖNCEKİ HABER

Birlikte değiştirebiliriz!

SONRAKİ HABER

Türk-İş'in duyarsızlığı ihanet boyutunda!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...