28 Mayıs 2014 06:00

Adalet nerede?

Birey olarak kendi düşüncenizi bir başkasına dayatamazsınız. Baskı altına alamazsınız. Çevrenizin yardımıyla dövemezsiniz. Tehdit edemezsiniz. Şiddete başvuramazsınız. Canını alamazsınız.

Adalet nerede?
Paylaş

Hüseyin Habip TAŞKIN/ İSTANBUL

Birey olarak kendi düşüncenizi bir başkasına dayatamazsınız. Baskı altına alamazsınız. Çevrenizin yardımıyla dövemezsiniz. Tehdit edemezsiniz. Şiddete başvuramazsınız. Canını alamazsınız.  
Yaşadığınız yer Türkiye ise dayatmaların her türlüsüyle birey olarak, toplum olarak karşı karşıya kalabildiğiniz de olabiliyor. Bu dayatmaların sonucunda devlet sisteminin işleyişinden kaynaklı ölümler de olabiliyor. Türkiye’de insan yaşamının bir değeri olmadığı gibi çok kolay yolla insan harcanabiliyor. AKP açıktan Türk-İslam sentezini geçmişteki diğer iktidar partileri gibi dayatırken, yerini sağlamlaştırdığı ölçüde halka ve halklara her yol serbesttir ilkesinden hareket ederek baskı ve şiddeti temel almaya devam ediyor.  
2013 ve 2014 AKP iktidarında bunlar yaşanırken polisin, halka, halklara karşı takındığı tutum karşısında şiddet ve insan ölümleri artmaya başladı. Bu artış elbette bir devlet politikasına dayanmakla birlikte, polis bu gücü ve emri iktidarda bulunan AKP’den, İçişleri Bakanlığından ve o bölgenin üst düzey yöneticilerinden almaktadırlar.
Roboskî katliamı unutulmadı. Gezi direnişinde gençlerimizi toprağa verdik, onlar da unutulmadı. AKP iktidarı karşısında muhalif istemediği gibi barışçıl eylemlere şiddetle, polis aracılığıyla karşılık verirken, Erdoğan’ın seçimlerden yüksek oyla çıkmasının vermiş olduğu sarhoşlukla söylemiş olduğu her sözde muhalif gördüklerine öfke ve kin kusmaktadır. Bu söylemlerle açıktan mezhep ayrımcılığı yaparken, ırkçılığı da körüklemektedir.
Okmeydanı Cemevi’nde cenazeye katılan Uğur Kurt (30), Berkin Elvan için yapılan bir eyleme müdahale eden polisin açtığı ateş sonucu cemevinin bahçesinde çenesinden vurularak ağır yaralandı ve yaşamını yitirdi.  Okmeydanı’nda bir kişi daha yaşamını yitirdi.
Gezi direnişinde devletin polisleri Erdoğan’ın söylemiyle destan yazmışlardı. AKP’nin polisi destan yazmaya Uğur Kurt’u öldürerek devam etti. Bu destan değildir! Açıktan hedef almadır. Öfkedir! Kindir!
Uğur Kurt’un vurulduğu Okmeydanı Cemevi avlusunda konuşan Hacı Bektaş Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, “24 saat geçmesine rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin savcıları cemevine gelme cesaretini göstermediler” dedi. Soma katliamı protestolarında Türkiye genelinde hemen her yerde polisin şiddeti vardı. Koruma ordusu eşliğinde Erdoğan vatandaşına tokat atarsa, Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel de yere yatırılan ve özel harekatçıların arasında bulunan maden işçisine tekme atarsa Türkiye’de hangi demokrasiden söz edeceksiniz? Bunun adı faşizmdir.
Erdoğan ‘Dindar nesil yetiştireceğiz’ derken, bizden olmayanlar hedef tahtasındadır demeye getirmektedir. Erdoğan açıktan mezhep çatışmasını körüklemektedir. Sandık çözüm olmadığına göre, adalet mekanizmasının olmadığına göre eşit koşullarda birlikte, hakça paylaşmak, yaşamak için sokaklar elbette hak arama yeridir.

ÖNCEKİ HABER

Konak sahilinde kadın cesedi

SONRAKİ HABER

Soma’nın çocuklardaki izleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...