27 Mayıs 2014 06:00

Hasta tutuklular için insanlık çığlığı

Zeynel Karabulut, Resul Kocatürk, Talat Şanlı, Mehmet Polat, Gıyasettin Aydın, Tevfik Kalkan, Düzgün Karal, Yusuf Kenan Dinçer... Bir aralar sağımdaki, solumdaki, biraz ötemdeki hücrelerde kalan, seslerini duyup da tecrit belasından yüzlerini göremediğim arkadaşlarımdan bazıları. Ortak yanları, hasta olmaları.

Paylaş

Murat KARAYEL
F Tipi Cezaevi - Kırıkkale

Zeynel Karabulut, Resul Kocatürk, Talat Şanlı, Mehmet Polat, Gıyasettin Aydın, Tevfik Kalkan, Düzgün Karal, Yusuf Kenan Dinçer... Bir aralar sağımdaki, solumdaki, biraz ötemdeki hücrelerde kalan, seslerini duyup da tecrit belasından yüzlerini göremediğim arkadaşlarımdan bazıları. Ortak yanları, hasta olmaları. Cezaevi koşullarında tedavi edilemeyecek, hücrelerde yaşamlarını yalnız başlarına sürdüremeyecek kadar hastalar. Size bir ay önce sesleniyor olsaydım, Aram Akyüz ismi de yukarıdakiler arasında yer alacaktı. Oysa F Tipi Cezaevlerinin insana düşman yüzü Aram’ı çekti aldı aramızdan. Resmi kayıtlara ‘kalp krizi’ olarak geçti ölüm sebebi. Tecrit politikalarında ısrarın, hazır ambulans bulundurulmamasının, kurumda doktor ve gerekli teknik donanım olmayışının, cezaevlerine özgü muayene prosedürünün arkadaşımızın ölümünde payı yokmuşcasına...
Tutsaklara yönelik sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesinin, hasta tutsakların infazlarının ertelenmesinin, aciliyetini nasıl anlatmalı? Aram’ı alan koşullar şimdi kimi alacak, diye bekliyoruz duvarların bu tarafında. Hasta arkadaşlarımızın, tüm cezaevlerindeki yüzlercesinin değil, sadece buradakilerinin durumlarını teker teker anlatmaya koyulsam mektubun sonu gelmez. Kimilerinin ‘Cezaevinde kalamaz’ raporlarına rağmen burada tutulduklarını belirtip, Zeynel Karabulut’un sağlık sorunlarını paylaşmakla yetineceğim. Zeynel, Wernicke Korsakoff hastası. Omurga boyun bölgesi disklerindeki erime yüzünden dengesini sağlayamaması durumunu iyice ağırlaştırıyor. Oturunca, yatınca, kendi başına kalkamıyor. Arkadaş desteği ile kalkabildiğinde ise hareket edebilmesi iki koltuk değneğine bağlı. Üstelik çok sınırlı olmak koşuluyla. Merdiven inemiyor, küçük bir sarsıntıda düşüp kalıyor değneklere rağmen. Ellerinde, ayaklarında morarmalar ve şişmeler eksik olmuyor. Hafızasını tümden yitirmemesi düzenli iğne yaptırmasına bağlı. İğne ihtiyacının belirdiğini ise kendisi değil, beraberindekiler fark edebiliyor. Aynı zamanda da kalp hastası. Zeynel, durumundaki bir hastanın infazı neden ertelenmez? Daha elverişli koşullarda tedavi imkanlarına ulaşması neden engellenir? Düşmanlık değilse nedir sebep?
Zeynel, önceki yıllarda ATK muayenesi sonucu, cezaevinde kalamayacağını bildirir raporlar alabilmişti. Rapor alabildiği her defasında, infaz ertelenmesi talebi, ‘Tutuklu statüsünde olması’ nedeniyle kabul etmiyorlar, yeni rapor istiyorlar. Her ring aracı yokluğunun işkenceye dönüştüğünü bile bile hastane için Ankara’ya ATK için İstanbul’a götürüp getiriyorlar. Adeta bezdirmeye çalışıyorlar. Onca eziyetli yolculuğun ilk sonucu kısa süre önce ortaya çıktı. ATK akla ziyan bir karara imza attı. Kendisinin verdiği son rapordan bu yana hiçbir tedavi görmemesine rağmen, Zeynel Karabulut’un iyileşme gösterdiğine kanaat getirmiş olacak ki, cezaevinde kalabileceğine hükmetti. Bu yöndeki raporunu, ‘Çift koltuk değneği ile hareket edebiliyor’ tespitine dayandırdı. Zeynel örneğinde görüldüğü üzere; hasta arkadaşlarımıza, her anı işkence altında yaşamaları ve bu eziyetle ölmeleri dayatılıyor. İşkencenin böylesine, hasta tutsakların gözlerden uzakta infazına seyirci kalınırsa; korkarım vicdan kanamasından ölecek insanlık! İktidarın istediği de bu olsa gerek, sadece vicdanını yitirmiş toplumlar iktidara kulluk edilebileceklerine göre... İnsanlık adına bir çığlık yükseltmek arkadaşlarımızı hemen kurtarmayabilir, ama insanlığımızı savunabilmemizin başka yolu görünmüyor.

DURDURUN BU EZİYETİ!
DURDURUN BU ÖLÜMLERİ!