26 Mayıs 2014 06:00

Ölümün fıtratında deprem yok

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, önceki gün yaşanan depremin ardından yetkililer tarafından yerine getirilmesi gereken yaşamsal önemdeki öneri ve taleplerini yayımladı. Gökçeada’nın batısında 6.5 büyüklüğünde meydana gelen deprem yaralanma ve hasarlara neden olmuştu.

Ölümün fıtratında deprem yok
Paylaş

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, önceki gün yaşanan depremin ardından yetkililer tarafından yerine getirilmesi gereken yaşamsal önemdeki öneri ve taleplerini yayımladı. Gökçeada’nın batısında 6.5 büyüklüğünde meydana gelen deprem yaralanma ve hasarlara neden olmuştu.

Doğa olaylarının afete dönüşmesinin “kader” olmadığını ifade eden jeoloji mühendisleri, “Dünyanın fıtratında deprem var, ölümün fıtratında deprem yok” dedi.
İşte Jeoloji mühendislerinin depremin felakete dönüşmesini engellemek üzere devlete sunduğu öneri ve talepleri:

* Sağlıklı ve güvenli kentleşmeler için; jeolojik verilere göre doğru yer seçiminden başlayarak, yapı üretim ve denetim süreçleri rantın değil bilimin ve mühendisliğin yol göstericiliğinde yürütülmelidir.
* Afet güvenli bir yapı üretimi için gerekli olan denetim sisteminin etkin, bütünlüklü ve güvenilir bir denetimi sağlayacak ve tüm süreçleri kapsayacak şekilde ele alınarak tanımlanması halkın can ve mal güvenliği için kaçınılmaz kamusal bir görevdir.
* Geçmişte yaşadığımız depremlerin yol açtığı can ve mal kayıpları, planlama, yapı üretim ve denetim sisteminin ne derece yetersiz ve sorunu çözmekten uzak olduğunu göstermiştir. Bu aşamada, her yönüyle etkin ve güvenli bir planlama, yapı üretim ve denetim sisteminin doğru tanımlar üzerinden yeniden kurulması kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiştir.
* Ülkemizde meydana gelen depremlerin yol açtığı afet zararlarının, önemli ölçüde yanlış yer seçiminden ve binanın üzerine oturduğu zeminle ilişkisinden kaynaklandığı bilinmesine rağmen, binanın oturacağı zeminin özelliklerini ortaya koyan jeolojik-jeoteknik etüt (zemin ve temel etüt) çalışmalarının “Yapı Denetim Sisteminin” dışında tutularak projeler ekinde sunulan önemsiz belgeler haline dönüştürülmüş olması yapı güvenliğinde ciddi bir zafiyet yaratmıştır.
* Yapı Denetim Sistemi uygulamada olduğu gibi sadece “bina inşasının denetimi” ile sınırlı kalmamalı; gelişmiş ülke örneklerinde olduğu gibi, arsanın imar parseline dönüştüğü aşamadan başlamak üzere “etüt-proje ile etüt-projeye uygun yapı üretim” süreçlerini de denetleyecek bir kapsama kavuşturulmalıdır. Binanın statik projesine veri sağlayan zemin ve temel etütleri de yapı denetim sistemi içine alınmalı, Yapı Denetim Kanunu ve ilgili mevzuat bu kapsamda revize edilmelidir.
* Kentsel planlama, yapı üretim ve denetim süreçlerini yönlendirmek ve denetlemek için başta belediyeler olmak üzere bütün yerel yönetimlerde jeolojik-jeoteknik etüt birimleri kurulmalıdır.
* Yapı ruhsatı vermeye yetkili belediyeler başta olmak üzere tüm yerel idarelerde, jeoloji mühendisi istihdamı zorunlu hale gelmeli, jeolojik-jeoteknik çalışmaların uygunluk denetimi jeoloji mühendisleri eliyle yapılmalıdır.
* Deprem nedeniyle meydana gelen yaralanmaların hemen hemen tamamının panik nedeniyle meydana gelmiş olması afet eğitimlerinin yetersizliğini bize bir kez daha göstermiştir. Afet eğitimleri mutlaka jeoloji mühendislerinin desteği ve katkısını da  alarak eğitimi alanlarda davranış değişikliği sağlayacak seviyeye getirilmesi gerekir.

485 FAY

2012 yılında MTA Genel Müdürlüğü tarafından karasal alanlara ilişkin olarak yapılan çalışma sonucu hazırlanan diri fay haritasına göre ülkemizde 5.5 ve daha büyük deprem üretecek boyutta 485 adet fay segmenti veya fay zonu yer alıyor.

YAPI DENETİMSİZLİĞİ

Jeoloji Mühendisleri Odasının verdiği bilgiye göre, Türkiye’de meydana gelen depremler ve bugüne kadar yapılan tüm araştırmalar, afet zararlarının önemli ölçüde denetimsizlikten kaynaklandığını ve doğa olaylarının afete dönüşmesinin en önemli nedenlerinden birinin de “Yapı Üretim-Denetim Sistemi” olduğunu gösteriyor. Son depremde meydana gelen hasarlar ise ilk belirlemelere göre yer altı suyunun yüksek olduğu, gevşek alüvyal zeminler üzerine kurulmuş olan yerleşim birimlerinde oluştu. (HABER MERKEZİ)


 Tip İmar Yönetmeliği uygulanmalı

 

Jeofizik Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Melih Baki, yerel yönetimlerin uymak zorunda olduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayımlanan Tip İmar Yönetmeliği tam anlamıyla uygulanması gerektiğini söyledi.

Özellikle Akdeniz Bölgesi’nde yer altındaki sismik hareketlerle ilgili çalışmalar yapan Melih Baki, Afrika Kıtası, Arap levhası ve Anadolu plakasının çarpışma merkezinin Doğu Akdeniz Bölgesi olduğunu, Türkiye’deki deprem aktarımlarının da bu bölgeden gerçekleştiğini belirtti. Bu nedenle Akdeniz Bölgesi’ndeki sismik hareketliliklere karşı dikkatli olunmasını öneren Baki, “Bölgede oluşan 4 ve üzeri şiddetindeki depremler artçı depremler değildir. Bu depremler sismik aktivitelerin önümüzdeki süreçte nasıl bir gelişme göstereceğini haber veren önemli kırık hareketleridir” dedi.

‘ÖRTÜLÜ FAY’ UYARISI

Deprem ülkesi olan Türkiye’de her an depremlere karşı hazırlıklı olunması gerektiğini anlatan Baki, şunları kaydetti: “Deprem ülkelerinde her an deprem olabilir. Türkiye’de oluşan depremlere bakılınca yüzde 98’den fazlası daha önce bilinmeyen ‘örtülü fay’ dediğimiz faylarda olmuştur. Türkiye’de diri fay haritaları çıkarılırken, örtülü faylar gösterilmiyor. Örtülü fayların ortaya çıkarılması için çalışma yok. Son 30- 40 yıllık deprem arşivine bakınca, depremlerin gösterilen fayların üzerinde olmadığı görülür. Ege Denizi’nde meydana gelen deprem de göstermiştir ki, deprem gerçeği kendisini sürekli hatırlatıyor. Ulusal deprem istasyonlarını işleten yapıların ortak bir çatı altında toplanıp, depremlerin yoğun olduğu bölgede deprem üreten örtülü ve diri tüm fayları ortaya çıkarmalıdır. Nüfus yoğunluğunun bulunduğu kentlerin altındaki faylar incelenmelidir. Binaların yoğunluğu ele alınmalıdır. Depreme karşı kontrol mekanizmaları işletilmelidir. Depremlere karşı özellikle yerel yönetimlere büyük görev düşüyor. Yerel yönetimlerin uymak zorunda olduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayımlanan Tip İmar Yönetmeliği tam anlamıyla uygulanmalıdır. Depreme dayanıklı yapılar üretilirken mevcut yapılar tekrar gözden geçirilmelidir. Büyük acılar yaşanmadan bu önlemler alınmalıdır.” (Adana/DHA)

ÖNCEKİ HABER

Beş yıldızlı otel, beş yıldızlı sömürü

SONRAKİ HABER

Hafter Libya’ya çare olur mu?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...